Şu pandemi döneminde bile yatıp kalkıp halimize bir kez daha binlerce şükretmemiz gerektiğinin bilinci içerisinde yepyeni sıcak güneşli bir haftaya daha başlıyoruz.

“Hafta sonununuz nasıl geçti?” diye sormayacağım.

Cumartesi günü sosyal mesafeyi koruduk korumadık, sınav iyi geçti kötü geçti, sınavın bitmesi ile şehir insanının yarısına hayat yeniden başladı..... gibi pek çoğumuz böyle bir cumartesi geçirdi.

Biz cumartesi günü de çok şükür yine gün doğumu ile çalışmaya başladık ve gün yine gün döndüğünde hâla ayaktaydık.

Cumartesi notlarıma bakıyorum, bir okurumuzdan gelen bu haklı feryadın önümüzdeki haftalarda yine sınav günlerinde tekrarlanmaması için yetkililerimizi uyarmak adına sizlerle paylaşmak istiyorum.

Mustafa Arıkan Bey son derece yerinde bir durumu bizlerle paylaşıyordu;

“Uğur Bey, Aşkan Mahallesi Evliya Çelebi Caddesinde oturuyorum. Bugün çocuklarımız LGS sınavlarına girecekler. Caddede kanalizasyon hattı çalışması var. İşçi kardeşlerimiz sabah saat 5.45'te mesaiye başladılar. Caddeden 30. metre içeride ve 3. katta oturmama rağmen gürültüden uyumak mümkün olmadı. Gidip "Kolay gelsin" diyerek durumu hatırlattığım vakit ‘KOSKİ Müdürünün emri var, iş acil.’ cevabını aldım. Küçük bir vatandaş hatırlatması.”

............

Allah razı olsun Mustafa Bey

Bu mahallede oturmamama rağmen bu bölgede haftalardır KOSKİ’nin çalışması konusunda okurlarımızdan şikayetler alıyoruz.

KOSKİ haklı olarak bu hatlarda boru yenileme çalışması yapıyor.

Aslında vatandaşın ısrarla beklediği ve bana göre beklemesi gerektiği konu bu alt yapı çalışmalarıdır.

Ne var ki bu bölgede olması gereken çalışma yıllardır benim hatırladığım kadarı ile ANAP’lı Ahmet Öksüz döneminden bu yana hep toprağın üstüne yapıldığı için gözümüze hoş geliyordu.

KOSKİ’nin avukatlığını filan yapmıyorum. Ama gerçek bu.

Tabii imtihan günü o saatte ki çalışma içinde işçi kardeşlerimize o talimatı veren şahıs ya da şahıslara Allah akıl fikir ve feraset versin diyoruz.

*******

HUKUKÇU DOSTUM LATİF CEM BARAN’IN DEVA PARTİSİ İLE HİÇBİR ALAKASI YOKMUŞ

Bu paragraf hem benim şahsım için özel, hem çalıştığım holdingi bir dönem kötü ve yanlış zihniyet yönünden ilgilendirdiği için özel hem de şehrin siyaset kazanında en son net bilgi paylaşımı olacak.

Daha önceki çalıştığım gazetelerde de avukat dostum Latif Cem Baran için özel paragraflar açmışımdır.

Benim için kim karşılıksız ve samimi bir adım atmış ise, ben de o insanı ömrüm boyunca aynı duygularla taşımaya çalışırım.

Bu kadar açık ve net.

Haaa kim canımı haksız yere acıtırsa bir gün Allah fırsat verirse ben de onun canını daha çok acıtmak için çalışırım bu da açık ve net.

Latif Cem Baran’ın rahmetli babası benim çok sevdiğim saydığım saygı gösterdiğim takdir ettiğim üst düzey bir bürokrat idi.

Baran ailesinden daha sonra Latif kardeşimle tanıştım.

O dönemlerde Latif kardeşim, Refah ve Fazilet Partilerinde genç, idealist, zeki bir milli görüşçü idi.

Rahmetli Erbakan Hoca’nın tedrisatındaydı.

Daha sonrada Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Yenilikçiler Hareketi ve AK Parti.

Bu dönemlerde de Latif kardeşimin siyasi yönü ve siyasi çalışmaları beni hiç ilgilendirmediği gibi benim için hep ama hep koca yürekli beyefendi asil bir insan idi.

Son dönemlerde ise ismi siyasi yelpazede DEVA Partisi ve Ali Babacan ile geçmeye başladı.

Allah var bu konuda ben de bir şeyler duyuyordum ama siyasi durumu beni ilgilendirmezdi ki.

Ama işte cumartesi günü bu genç dostumun ağzından tüm dedikodulara son verecek bir gerçeği ben de sizler gibi Konya adına öğreniyordum.

Bu güzel insan tüm açık kalpliliği ile “Uğur abicim benim Sayın Ali Babacan ya da kurduğu parti ile ya da herhangi bir başka parti çalışması ile uzaktan yakından hiçbir ilgim, alakam yok.

Ne kurucular kurulundayım ne de genel merkez yönetimlerindeyim.

Sizin kulağınıza gelen benim de kulağıma geliyor.

Ama gerçekten bazı şeyleri anlamakta güçlük çekiyorum. Son olarak ulusal bir kanalda çıktığım canlı yayında ‘eski yüzlerle yeni siyaset yapılamaz’ demiştim. Hâlâ insanların bunu anlayamamalarına üzülüyorum” diyordu.

Ben belki de bu konu ile ilk defa bu resmi görüşü sizlerle paylaşırken Sayın Baran’ın siyasi konumunu yine bir kenara bırakıyor, hukuki olarak Konya’daki hukuk bürosundan sonra önce İstanbul şimdi de Ankara’da bazı hukuk büroları ile işbirliği yaparak kendi alanında bana göre en iyisini yapıyormuş.

Bunlara çok sevindim. Kendisine ve çalışma arkadaşlarına bir kez daha maşallah diyerek bu bölümü noktalıyorum.

******

MUSTAFA KAVUŞ BAŞKAN’I ASLA GÜCENDİRMEM

Cumartesi günü aldığım uyarı notlarının başında ise bu samimi güzel abimizin bizi düzelttiği bir bilgi notu vardı.

Büyükşehir’de görevli abimiz cumartesi günkü yazımızdaki hatamızı şöyle düzeltiyordu

“Abim hayırlı günler
Acizane küçük bir tashih,
Köyceğiz Caddesi kavşağı düzenlemesini Fen İşleri Müdürlüğü değil Meram Belediyesi yapıyor abi. Mustafa gücenmesin!”

..........

Hay Allah sizden razı olsun. Meram Belediye Başkanımız Sayın Kavuş’u durduk yerde niye gücendirelim ki?

Biz Sayın Kavuş’u ve Kavuş ailesini başkanlıktan 30 yıl öncesinden sevip sayıyorduk. Bakmayın şimdi başkan-gazeteci ilişkisinde resmi ve mesafeliyiz.

Siz ve Meram Belediyesi çalışanlarınız hakkınızı helal edin başkanım. Meram Yaka’da Fen İşleri ekibini gördük ilerideki çalışma ile arasındaki farkı da atladık.

*******

SU FATURALARINDA BİZİM BİLMEDİĞİMİZ BİR ŞEY Mİ VAR?

Ajandama bakıyorum “pazartesi günü yazılacaklar” bölümünde su faturaları ile siz değerli okurlarımızdan ve vatandaşlardan gelen pek çok notun birikmiş olduğunu görüyorum.

Bakın bir okurumuz fotoğrafını da çekip gönderdiği su faturası ile şunları söylüyordu;

“Uğur abim bu bir vatandaşın su faturası.
Ortalama bugüne kadar 80 –100 TL su faturası ödeyen birisi.

Geçen ay 50 TL ödüyor.

Ezbere gönderip arkasından 320 TL fatura dayamanın mantığı nedir? Tüm apartman sakinleri de aynı konudan şikayetçiler.

Güya destek çıktı iyi ki destek.

Bir de kazık atmaya kalksaydı ne olacaktı?

Ev kirası gibi su parası mı olur?
Göle su doldurup jet ski mi sürdük de bu kadar su parası gönderiyor jet hızıyla KOSKİ.

KOSKİ ne yapıyor ki acaba?
Millette antipati oluşturuyor.

Vatandaş oy verme zamanı su parası fazla gelmesin diye elini su ile yıkamadan gider kirli elle oy vereceği yerleri de değiştirebilir mâzallah.”

.............

Bir sanayici abimiz ise 611 liralık su faturasının fotoğrafını çekip bize gönderdikten sonra telefon açıyor ağzına ne gelirse saydırıyordu.

Bu iş adamı abimizi çok yakından tanırım.

İnanılmaz koyu bir AK Partilidir.

Zaten Sayın Cumhurbaşkanımıza olan bağlığını anlatmamıza gerek yok. Ama su faturasına öyle öfkeliydi ki sanırsınız koyu bir CHP’li Uğur Başkan’a kızıyor!

...........

Bunlar gibi önümde başka su faturalarının da fotoğrafları var.

Zaten su faturalarından şikayetler ne yeni ne de bunlarla sınırlı.

Pandemi ile su faturaları günlük hayatın bir parçası oldu gibi.

Bu konuda Büyükşehir defalarca açıklama yaptı.

Olmadı son olarak Başkan Uğur İbrahim Altay resmen demeç verdi.

Hatta bildiğim kadarı ile suyun fiyatı ucuzlatıldı ve geçen yılki birim fiyatlarına çekildi.

Ancak su faturalarına öfke dinmiyor.

Büyükşehir’in dediklerine inanıyoruz, aktarıyoruz.

Uğur Başkan’a inanıyoruz onun dediklerini yazıyoruz.

Ama tanıdığımız iş dünyası sövüyor, okurumuz çıldırmış durumda...

Eeeeee ne olacak bu işin sonu?

Bir yerde bir yanlışlık var ama bilemedik, anlayamadık gitti.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Kafanın söylediklerini duymakla, kalbinden gelen mesajı dinlemek arasındaki farkı öğren. Kafanın konuşması toplumun bir ürünüdür, kalbin konuşması sonsuzluğun.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Sokağa çıkma kısıtlaması olan saatlerde gerekçesiz bir şekilde sokağa çıkarak polisi ya da bizi yönetenleri kandırdığımızı sanarak lüzumsuzluk yapmadığımız zaman daha iyi ADAM oluruz.