Bugün mümkün oldukça yerel olmaya çalışacağız. Ama Allah izin verirse çok az kaldı BBN HABER yazılı basın olarak 2021’de nasıl hamleler yapacak. Konya’dan nerelere ulaşacak ve nerelerde olacak hep birlikte göreceğiz.

HİÇ BİR EĞİTİMCİMİZİ ÜZMEM

24 Kasım günü Öğretmen Günü nedeni ile bir yazı yazmak istememiştim.

Çünkü dünyanın en önemli işini yapan dahası evde anne baba olarak bizim yetersiz kaldığımız noktalarda çocuklarımızı hayata alıştıran öğretmenlerimizin bugünkü durumlarına çok üzüldüğüm için olayı görmezden gelmek istemiştim.

Okurlarımızdan gelen tepki üzerine içimden geçenlerin bir kısmını ertesi gün yazmıştım.

Bu yazıya da çok olumlu dönüşler oldu.

Tabii bu arada bazı dostları da üzmüşüz. Hiçbir zaman bir sendikacı olarak değil idealist bir eğitimci olarak gördüğüm ve saygı duyduğum Tanfer Ata Hocamız şöyle bir bilgi paylaşımı yapıyordu bizimle;  

“Uğur kardeşim, 24 Kasım Öğretmenler Günü vesilesiyle kaleme aldığın yazı harika. Bizim yıllardır dile getirdiğimiz ve mücadelesini verdiğimiz konuları bir kez de sizin yazınızda görmek bize mutluluk veriyor. Ancak, şu eleştirinize sendikamız olarak katılmamız mümkün değil. ‘Kimse darılmayacak hangi sektörde hangi branşta hangi eğitim düzeyinde görev yaparlarsa yapsınlar öğretmenlerimizi sendikaların kucağında oyuncak ettiniz.’

Buradaki sendikaların kucağında oyuncak ettiniz sözü en azında Türk Eğitim-Sen açısından doğru bir söz değil. Ama sendikacı gibi hareket eden ve bulundukları idari ve siyasi makamların nüfuzunu bir sendika lehine başka sendikaların aleyhine kullananlara böyle bir sözü kullanmanız daha doğru olur kanaatindeyim.

Türk Eğitim-Sen olarak, hiç bir öğretmenin, hiç bir Milli Eğitim çalışanının idarecilerin ve siyasetçilerin kucağında oyuncak olmasına asla müsaade etmedik. Öğretmenlerin bu toplumun en itibarlı insan olduklarını ve bu itibarlarının korunması görevinin herkese düştüğünü yıllarca haykırdık. Öğretmenin itibarı toplumun itibarıdır.

Siz de çok iyi biliyorsunuz, Öğretmenine destek olmayan toplumlar geleceğini karartır. Teşekkür ediyor, başarılar diliyorum...”

............

Biz anlaştık hocam. Anlayan da anlamıştır inşallah.

*******

HER GÖRÜŞ BİZİM İÇİN DEĞERLİDİR

Bir okurumuz bir başarılı bürokratımız ve ortak özelliğimiz çok iyi bir Konyaspor’lu kardeşim duygu ve düşüncelerini bizimle şöyle paylaşıyordu;

“Uğur abicim merhaba;
Beni ne kadar sevdiğini ve değer verdiğini bilirim. O nedenle bu görüşümü de dikkate alacağını düşünüyorum.
Geçen hafta yüz yüze eğitime ara verilmesi sonrasında bir kaos oluştu ve sonunda anasınıfları açılarak bu kaosun önüne geçilmeye çalışıldı. 
Eşi anasınıfı öğretmeni olan biri olarak köşe yazında yazdığın konu ile ilgili, hem o sana mesaj atan özel eğitimcimize cevap, hem de alınan bu kararın bilinmeyen taraflarını da gözler önüne sermek adına atıyorum bu maili. 
Perşembe akşamı özel okulların ve kreşlerin velilerinden aldıkları paraları geri ödememe düşüncesiyle “çalışan annelerin durumu ne olacak” konulu başlattığı hashtag kampanyasından tam 12 saat sonra gelen açıklamanın artılarını eksilerini madde madde yorumlayacağım abi sana;
1-) Biliyorsun Cumhurbaşkanımızın talimatıyla alınan yüz yüze eğitime ara kararı “sadece okul öncesi bölümleri” için “bu kampanyanın” da etkisiyle iptal edildi. Günde 6 etkinlik saati (Etkinlik başı 30 dk olmak üzere) tüm anasınıfları ve kreşler haftanın 5 günü açık kalacak. Bu da günde toplamda 3 saat yapıyor.
2-) Hangi çalışan anne çocuğunu 9’da okula bırakıp 12’de aldıktan sonra çalışma hayatını bitiriyor? Gerek pandemi döneminde gerekse yaz döneminde zaten bu anneler çocuklarının kalacağı yer ile ilgili planlarını yaptılar. Dolayısıyla 3 saat açık kalan bir okulun bu insanlara faydası yok denecek kadar az.
3-) Eğer bu karar çalışan anneleri baz alarak alındıysa 0-6 yaş grubunda çocukları olan anneler çalışıyor da 7 yaş ve üstü çocuğu olan anneler çalışmıyor mu?

Madem genel bir iyileştirme yapılacak o zaman okulları neden kapattık tamamen açık olsun, hatta tam gün yapalım eğitimi ki çalışan annelerimiz de tamamen rahatlasın.
4-) İşin kendimizle alakalı bölümünü en önemsiz gördüğümden dolayı en sona sakladım abi.

Az çok tanırsın beni, bu tür konularda herkesten fazla tarafsız olabilirim.

Başkaları gibi hata olduğunda suçu atacak yer aramam, önce ‘biz ne yaptık?’ derim.

Doğrunun peşinde koştuğumuz için başıma neler geldi sen de biliyorsun, ama sıfır sıkıntı.

Abi bizim de çocuğumuz var, anamız babamız var ve haliyle hepsi yaşlı, kronik hastalıkları var. Milli Eğitim Bakanımızın da dediği gibi en önemli şey öğretmenlerimizin ve öğrencilerimizin sağlığı değil miydi?

Hal ve uygulama böyle olunca o insanlar da kendilerini öğretmen olarak görmeyen bu anlayışa karşı “biz diğerleri gibi öğretmen değiliz de bakıcı mıyız?” diyorlar.

Değilse emin olun hepsi çoğu anne babadan daha ilgililer öğrencilerine.

Eşimden biliyorum altını değiştirdiği, kusmuğunu temizlediği, hastalandığı ya da ağladığı için bizzat evine götürdüğü öğrencileri oldu.

Gram gocunduysak eğer dünyanın en namert insanı benim.
Yani canım abim asıl mevzu bakıcı olup olmamak değil, asıl mevzu ötekileştirildiklerini hissetmeleri, dikkate alınmadıklarını düşünmeleri.

Tepkinin ana çıkış noktası da bu zaten.
Konuyla ilgili “altın günü” planı yapan ev hanımı velilerin okulun olup olmayacağını sorduğu mesajları sana söylemeyeyim.

İnan çok küfredersin…”

*******

250-500 TL’YE TAKILMAMAK LAZIM

Millet olarak yine boş şeylerin peşine takıldık gidiyoruz. Yok efendim korona testi 250 TL imiş ama bazı hastaneler 500 TL alıyormuş.

Bunun üzerine Sayın Bakan Koca iki üç gündür “Yapan varsa bize bildirin. Ruhsatını bile iptal edelim”...

Yahu Allah aşkına yapan varsa gidin Cumhuriyet Savcılığına şikayet edin.

Bakan Koca da bu işin 1 numarası varya böyle bir şikayet lütfen ruhsatını iptal edin Sayın Bakanım.

Gerçekten bu işler küçük ve anlamsız gündem oluşturmalar.

Siz bırakın 250 TL’den fazla alan var mı? Varsa kim? gibi konuşmaları siz bana hastanelerde bir yatak parası kaç lira onu söyleyebilir misiniz?

Ben size şu hastanede 2000 TL falanca hastanede 2300 TL desem, bu rakamların da Konya’da 5 yıldızlı otel odasının kaç misli olduğunu öğrenir misiniz?

Haaaa bu halde bile boş yatak da yok. Bu da işin acı yönü.

*******

SELMAN BEY’İ EMİNE HANIM’LA GÖRÜNCE

Dün Haber Merkezlerindeki bu haberi görünce çok mutlu oldum. Vekil Selman Özboyacı, Emine Erdoğan Hanımefendi’yi Külliye’de ziyaret etmiş. Emine Hanım’a Türkiye Çevre Ajansının Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair kanun teklifi hakkında birinci ağızdan bilgi vermiş. Depozito Yönetim Sistemi, Motor Yağı atıklarının dönüşümü, Sıfır Atık, Elektrikli Skuter, Bisiklet Master Planı ve birçok çevreci önemli uygulamaların yer aldığı kanun teklifinin ilk öncülüğünü bilindiği gibi Emine Hanım yapmıştı.

*****

UĞUR BAŞKAN’I TAKDİR EDİN

Bakın burada yazdıklarımız için zaman zaman Uğur Başkanı da ekibini de üzüyoruz. Ama bizim yazdıklarımızda asla ama asla bir kasıt ya da önyargı olamaz. Eksik bilgi vardır. Büyük yanlışlar da asla yoktur.

Dün Büyükşehir içerisinden bir bilgi aldım. Daha bunu kimse resmi olarak açıklamadı. Ama bilginin doğruluğuna yüzde yüz inandığım için yazıyorum. Bu zor dönemde esnafından, iş adamından sade vatandaşına kadar kime ne kadar yardımcı olabilirim düşüncesi ile hareket eden Başkan Altay bir karar almış. Bu karar çok yakında resmi bilgi olarak açıklanır. 2021’de suya zam yok. Dahası peşin olarak su parasını ödeyene de yüzde 10 indirim yapılacakmış. Yani su parası 2019 fiyatlarıyla tüketilmeye devam edecekmiş.

Şimdi şehrin insanlarına adına Uğur Başkan’a teşekkür etmeyelim, saygı duymayalım da ne yapalım? Sağ olasın başkanım su gibi aziz olun.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Mey biter saki kalır. Her renk solar haki kalır, diploma insanın cehlini alsa da hamurunda varsa eşeklik, baki kalır

NE ZAMAN ADAM OLURUZ? 

Özellikle kuryeli motor sürücüleri şu hız ve araçlar arasında zik zak yapma işine son verdikleri zaman daha iyi ADAM oluruz.