Virüste tehdit büyüyor
Yine biraz sizden biraz bizden diyerek şehri turlamaya devam edeceğiz.
O zaman hemen dünden kalanlarla başlayalım.
..................
Dün güne Meram Belediyesi Temizlik İşleri Müdürümüzden gelen bilgilendirme telefonu ile başladık.
İzin verirseniz biz de bugünkü yazımıza resmi ağızdan gelen bilgi ile başlayalım.
Müdür Bey her araçta takip sistemi bulunduğunu, her aracın ve çalışanın bu sistemle takip edildiğini hatırlattıktan sonra yazımıza konu olan yere de çöp konteynırının dolmaması nedeni ile iki günde bir uğrandığını söylüyordu.
Fotoğraflardaki çirkin görüntülerin nedeninin ise maalesef kağıt ve hurda toplayıcıları olduğunu ve pek çok yerde aynı durumun yaşandığını söylüyor, “Maalesef bu arkadaşlar özellikle de yabancı kökenli insanlarımıza defalarca uyarılar yapmamıza rağmen çöplerden kullanılabilecekleri alıyorlar almayacaklarını ise dışarıya çıkardıkları gibi oraya bırakıyorlar” diyordu.
Yine konu ile ilgili son bilgi ise, bize bu fotoğrafları gönderen abimiz ile belediyenin direkt olarak temasa geçtiği ve konunun çözüldüğü yönünde idi.
Biz de duyarlı abimize ve Meram Belediyesinin titiz, hassas müdürleri, üst düzey çalışanları ve işçi kardeşlerimize teşekkür ediyoruz.
*******
PERŞEMBE PAZARININ KÖKTEN
KALKMASI SÖZ KONUSU DEĞİL
Normalleşme süreci diyeceğim amma buna kendim de inanmıyorum, büyüklerimiz ve millet böyle dediği için haydi bizde böyle demiş olalım, bazı yerler için okurlarımız ve vatandaşlar virüs öncesi süreçteki eski durumları bekliyorlar.
Belki artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak olsa da bazı şeyler kaldığımız yerden devam edecek.
Mesela Nalçacı bölgesinde çok sayıda vatandaşın yaşadığı ve onların büyük ihtiyaçlarını giderdiği bir ünlü Perşembe Pazarımız var.
Zaman zaman bir araç sürücüsü olarak, o güzergahı kullanan vatandaş olarak, şahsen ben bu pazara hep karşı oldum. (Hâlâ da karşıyım)
Niye mi?
Çünkü bu pazar yüzünden Perşembe günleri sabahından akşamına kadar bölgede trafik hep felç olur.
Büyük bir bencil kesim aracını çift sıra olmak kaydı şartıyla iki yönlü olmak üzere yolun sağına park eder, dörtlüleri yakar pazar alış verişi için çeker gider.
O yoğun trafikte tek şerit sıkıysa ilerle ilerleyebilirsen.
Amma velakin şunu da biliyoruz ki, şehri yönetenler bir yerde siyasi oldukları için vatandaşın isteğine ve o yoğun arzusuna da göz yummak zorunda kaldıkları için durumu idare ederler. Hep idare ederek bu günlere geldik zaten.
............
Virüs olayından sonra her yerde semt pazarları kaldırılmıştı.
Sonra semt pazarları Vali Bey’in bile ani kontrolleri ile polisin zabıtanın sıkı kontrolü ile yeniden kurulmuştu.
Amma velakin Perşembe Pazarı hâlâ kurulmamış.
Son 10 gündür Nalçacı Perşembe Pazarının kurulmaması ile ilgili pek çok şehir efsanesi dolaşmaya başladı. Dahası efsanenin bir ucu taaa Vilayete kadar dayandı. Dinlerken gülüyorduk, gülüp geçiyorduk ama iş uzayınca biz de bu durumun aslını bölgedeki okurlarımız için öğrenelim istedik.
Bölgedeki Perşembe Pazarı tamamen kaldırılmamış.
Virüs ve pandemi nedeni ile kapalı bulunuyormuş.
Şehri yönetenler sağlık açısından uygun gördükleri zaman tekrar burada pazar kurulacakmış.
*******
BİZ YAZINCA KIZIYORSUNUZ AMA BAKIN
EN ÇOK SEVİLEN BAKAN KOCA SÖYLÜYOR
Dünyayı sallayan korona olayında Türkiye’de en başarılı siyasetçi ve bürokrat olarak tarihe geçen ve sosyal medya takipçi sayısından tutun da, her gün gündemde olmasına rağmen her kesimin sempati ile baktığı Sağlık Bakanı hemşerimiz Fahrettin Koca’nın son açıklamasını dikkatlice dinlediniz mi?
Ya da okudunuz mu?
Kaçırdıysanız yeniden bir okuyun.
Bakan Koca son açıklamasında test sayısını, vaka sayısını, hayatını kaybedenlerin sayısını, iyileşen hasta sayısını, solunum cihazına bağlı hasta sayısını gibi tüm resmi rakamları yine tek tek açıkladı.
Biz millet olarak ölen sayısına bakıp “Bu iş bitti” diyoruz ya.
Vallahi sağlıkçılar çıldırıyor.
Konya için diyorum ne kadar sağlıkçı, yönetici, hekim ya da personel varsa hepsi hala bizim kâlesizliğimize bakıp kafayı yiyorlar.
Mesela son açıklamada bakın bakanın şu cümlesine dikkat ettiniz mi?
“İyileşen hasta sayımızda ciddi artış gerçekleşti. Solunum desteğine ihtiyaç azaldı. YOĞUN BAKIM HASTA SAYISI YÜKSELİŞTE. TEDBİR AZALIRSA, TEHDİT ARTACAK”.
...............
Konya için rakam veremeyiz ama şu cümleyi çok net yazabiliyoruz;
“Maalesef ciddi sayılabilecek bir artış var”.
Artış olumsuz yönde ha.
Kendimiz de dahil gevşedik mi?
Gevşedik.
Ama şimdi millet olarak arafta kalmış durumdayız.
Tamam büyüklerimizin sözüne harfiyen uyalım, gevşemeyelim, bu işi bitti sanmayalım, ipin ucunu salıvermeyelim.
Amma velakin uçağa biniyorsunuz yan yana oturabilirken, cuma namazına açık havada olmamıza rağmen 1.5 metre mesafe zorunluluğu koyuyorsunuz.
Buna ne perhiz bu ne lahana turşusu derler.
Ateş ölçmeyi bir marifet haline getirdik.
Tabii çaktırmadan 3 ayda ateş ölçerlerin fiyatı Mars’a çıktı.
İşin o boyutuna hiç yanaşan yok.
Kardeşim adamın 40 derece ateş ile AVM’ye gitme şansı var mı?
Zaten o ateş ile ya yatak döşek yatar ya da soluğu acilde alır değil mi?
Neyse bu konulara yeniden girmek istemiyorum.
Bu işe fena da bozuluyorum.
En başta kendi kusurumu kabahatimi biliyorum.
Biliyorum da bazen mal yerine konmak gerçekten ağırıma gidiyor.
Neyse biz yine büyüklerimizin dedikleri ile bir kez daha tehlikeye dikkat çekelim.
Beyler İstanbul’u Muş’u bilmem.
Ama Konya’da vaka sayısında artış var.
Onun için yine o kötü günlerdeki gibi işi ciddi tutalım ve kim derse desin buna Bilim Kurulu üyeleri de dahil “virüs mutasyona uğradı” sözlerinin arkasında işimize gelecek çıkarımlar yapmayalım.
Bunu dedik yine aklıma geldi.
Sağlıkçılar söylüyor, “Virüsün mutasyona uğraması” bilimsel açıdan öyle hiç de iyi bir gelişme değilmiş ki?
Gidi virüsün çaresini şekli şemali, boyutu ağırlığı, çapı tam ne ise o şekli ile bulalım da bilelim de bilim onu da “haaaaam” yapıversin.
Şöyle örnekleyelim mi?
Grip aşısı var mı?
Var.
Grip aşısını yaptırdığınız zaman yüzde yüz grip olmayacaksınız diye net bir durum var mı?
Yok.
Aşısına rağmen gripten ölenlerin sayısı dünyada belli mi?
Belli.
Bunda düşüş var mı?
Yok.
O zaman?...
Yani demek istiyoruz ki önce kendimiz ellerimizi iyice yıkayacağız (!)
Bu işlerden ve de gidişattan bir şey anladım ise Arap olayım.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Geldiğin yeri unutursan gittiğin yolda kaybolursun
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Yayalar trafik ışıklarının ve yaya geçitlerinin olmadığı yerlerde karşıdan karşıya geçmek için kendilerini ve araç sürücülerini tehlikeye atmadıkları zaman daha iyi ADAM oluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.