Yılmaz TAŞÇI

Yılmaz TAŞÇI

Dijital Mahremiyet

Dijital Mahremiyet

(...) Bu, mahremiyetin ve içtenliğin sonudur...

Dünyaya aşırı maruz kalma ve dünyanın şeffaflığıdır.

İnsan artık kendi sınırlarını üretemez (Baudrillard, 1983, s. 132).

Yakın bir zamanda Apple dijital mahremiyetin temel insan haklarından birisi olduğunu varsayarak yeni bir kullanımı açıkladı. Apple’ın sunduğu Safari internet tarayıcısı, mahrem aktarım (private realy) adlı teknoloji sayesinde kullanılan cihaz ve internet sitesi arasında yer alan ve o siteye erişmenizi sağlayan kişilerin hangi siteye eriştiğinizi anlamasını engelliyor. Apple’ın ücretli bir kullanımı olan Cloud+ hizmetinin bir parçası olan bu özelliğin yanında gizli e-posta özelliği de sunduğu belirtiliyor. ’’e-postamı gizle ‘’ adlı hizmet sayesinde bir yere üye olurken/ hizmet satın alırken asıl e-posta adresiniz yerine geçici oluşturduğunuz bir e-posta adresi ile işlem yapabiliyor ve buraya gelen mesajlar asıl e-posta adresinize yönlendiriliyor. Ancak karşı taraf sizin gerçek e-postanıza ulaşamıyor. Bu durum tek başına yeterli olmasa da atılan adımlar açısından önem arz etmektedir.

Bu vb. konularda ortaya atılan güzel adımları da ilgili kişilerle paylaşmak, farkındalık oluşturmak büyük önem arz etmektedir. Anadolu ajansında yer alan bir haberi sizlerle paylaşmak isterim.

Ulaştırma ve altyapı Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan, güvenli internete ilişkin hem ebeveynler hem de çocuklar için tavsiyeler içeren ‘’Dijital Mahremiyet Rehberleri’’nin yayımlandığını bildirdi.

Sayan, çocuklardan da rehberlerde yer alan, kendilerini sosyal ağlardan koruma, üç anahtar kuralı, güvenli mesajlaşma ve parola güvenliği, fotoğraf ve video paylaşımı, kısaca "TAKİP" denilen 5 altın kurala önem vermelerini istedi.

"Dijital Mahremiyet Rehberlerinin özellikle bu dönemde oldukça fayda sağlayacağına inandığını belirten Sayan, rehbere ebeveynlerin "https://www.guvenliweb.org.tr/dokuman-detay/ebeveynler-icin-dijital-mahremiyet-rehberi", çocukların ise "https://www.guvenliweb.org.tr/dokuman-detay/cocuklar-icin-dijital-mahremiyet" bağlantılarından ulaşabileceklerini bildirdi.

AnadoluAjansı -Arife Yıldız Ünal-18.06.2021

 

Gelelim asıl konuya. Dijital Mahremiyet gündemimizde neden olmak zorunda?

 

Sosyal Medyada görünür olma arzusu ile yapılan her türlü kişisel paylaşımlar, kişileri birileri için nesne haline dönüştürürken amacı ve fiilleri dışında gösteri çağının paylaşımcısı durumuna düşürmektedir.

Ayrıca insan ve toplum için başkalarını da izleme dürtüsüyle birlikte mahrem olanla olmayanı ayırt etmek konusu önemini yitirmekte, hatta insanımızın kişisel mahremiyetinin sınırlarını bile çizmekte zorlanmakta olduğunu hepimiz gözlemleyebiliyoruz.

Tüm İnsan hakları içinde mahremiyet belki de kavranması ve tanımlanması en zor alanlardan biri. Gelinen noktada halen gündemdeki yerini koruyor. Güvenlik kavramı herkes için tanımlanması kolay bir konu olsa da, mahremiyet konusu kişiye göre ve bulunulan ortam ve yaşanılan zamana göre değişebilen bir kavram olarak karşımıza çıkıyor. Bu konuda koruyucu yazılımlar yapmakta göründüğü kadar kolay değil.

Westin’e göre, “mahremiyet bireylerin, grupların veya kurumların kendilerine dair bilgilerin ne zaman, nasıl ve ne ölçüde diğerlerine aktarılabileceğini kendilerinin belirleme hakkıdır”.

Mahremiyet otonomi hakkıdır ve yalnız bırakılma hakkını kapsar. Mahremiyet kendimiz hakkındaki bilgiyi -bu bilgiye girişi sınırlama hakkı dahil- kontrol hakkını içerir. Mahremiyet hakkı sırları gizli tutma hakkını ve onları ancak özel konuşmalarda paylaşmayı kapsar.

En önemlisi, mahremiyet hakkı yalnızlık, samimiyet ve anonimliği yaşama hakkı demektir. Mahremiyet kavramının üç özelliğe sahip olduğunu ifade eder.

Bunlar mekânsal mahremiyet, kişi mahremiyeti ve bilgi mahremiyetidirler.

Birincisi, kişiyi çevreleyen yakın fiziksel alanı korumayı, ikincisi kişiyi haksız müdahalelere karşı korumayı, üçüncüsü kişisel verilerin toplanma, saklanma, işlenme ve dağıtımının nasıl yapılacağını veya yapılmayacağını kontrol etmeyi gerektirir.

Dijital Mahremiyet, gerçek hayattaki mahremiyet kavramının, dijital ortamdaki boyutudur. Nasıl ki fiziksel hayatta gizli kalması gereken, kendimize ait özel alanlarımız var ise, dijital ortamlarda da yalnızca bize ait, özel alanlarımızın olması gerektiğini Dijital Mahremiyet kavramı ile ifade edebiliriz.

Sosyal Medya platformlarında insan ve toplumlar için birçok sınırların ve denetim korkularının kaldırıldığı(!) bir durumdan, anlık verilerin paylaşıldığı, iletişim adı altında her türlü serbestliğin tanındığı ve bu verilerin birileri tarafından kontrol edildiğinin yeterince bilinmediği/önemsenmediği bir dünyada yaşıyoruz.

Görünmenin kolaylaşması ve sınırların esnekleşmesi dijitalleşme ve dijital unsurlarının birer sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır. Görme ve gösterilme, birbirini denetleme durumu dijital toplumun temel özelliklerinden biridir. Görülmenin ve göstermenin dijital toplumda normalleşmesi bireylerin mahremiyet alanlarını değiştirmesine de sebep olmuştur. Temel anlamda gizliliğe dayalı olan mahremiyet, dijital alanda gösterme ve gösterilme üzerine yeni bir anlam üretmiştir. Dijitalleşen toplumda güzel olanı gösterme ve beğenilme, gizliliği/mahremiyeti değersizleştirmiştir. Bu çerçevede gizlilikten öte güzel olanı gösterme hem değeri hem de popülerleşebilmeyi sağlamıştır. Hatta bu durumlar sosyal medya platformlarında kendini kaybetmeler, gerçek hayatta dismorfofobik bozukluklar şeklinde kendini göstermektedir.

Geldiğimiz noktada özellik ayrımı yapmaksızın herkesi hedefleyen pazarlama stratejilerinin rafa kaldırıldığı, bunun yerini ihtiyaçları analiz edilmiş hedef kitleler aldığını görmekteyiz. “İhtiyaçları analiz edilmiş” gruplar içindeyseniz farkına bile varmadığınız bir yöntemle özel yaşamınıza ait verileri paylaştığınız ve bu paylaşım özelliklerine göre gruplanmış müşteriler(tüketiciler) olarak tanımlandığınızı kabul etmek zorundasınız.

 İnsanın hayatını onurlu bir şekilde sürdürebilmesi için vazgeçilmez kabul edilen temel hakları vardır. Din, akıl, namus, can ve mal güvenliği bu hakların önde gelenleridir.

İslam inancında insan temiz ve şerefli bir varlıktır. Mahremiyet duygusu fıtri bir duygudur. Özel alana saygı ve mahremiyete büyük önem verilir. Yüce dinimiz İslam’daki mahremiyet anlayışında hüküm koyucu olan Allah, mahremiyetin de kaynağıdır. Yaratanın çizdiği sınırlarla iletişim anlayışı ve insani ilişkiler kurmak, Allah’ın hükümleri doğrultusunda mahremiyet esasına uygun olarak yaşam sürdürmek her zaman insanın ve insanlığın yararına olmuştur. Geçmişten günümüze bu çizgi korunduğu zamanlarda karşımıza bir İslam Medeniyeti çıktığını göreceğiz. Mekânlarda ve insanlarda da bu izleri görmek mümkündür.

Modernleşmeyle birlikte, sosyal medya ahlakından uzak, gösterim ve beğeni çılgınlığıyla mahremiyet anlayışına da büyük bir darbe vurulmuştur. Mahremiyetin kalesi olarak kabul edebileceğimiz ailelerde bile gizliliğin ve mahremiyetin korunamadığı, bu konuda gerekli ve yeterli eğitimin verilemediği bir zamanda yaşıyoruz. Mahremiyetin kaynağının Allah olarak görülmeyişi bazı bakış açılarına kapılar aralanmış ve insanları oralara sevk etmiştir.

Kimilerine göre kanunlarla belirlenmiş bireysel hak ve sorumluluk şeklinde algılanırken, kimileri kutsallıktan bağını kopararak insan hak ve özgürlüklerine serbest yaşama indirgemiştir.

Bize göre doğru olan, hududu ve esasları Allah tarafından belirlenen ve koyduğu hükümlerle desteklediği bir mahremiyet anlayışıdır. Bu manada mahremiyete riayet, Allah’a saygıyı da öncelemek demektir.

 İnsanlık onuru, değerlere sahip çıkılarak yaşanan bir hayatla korunur. Yetiştirdiğimiz, emanetçisi olduğumuz çocuklarımıza, aileler ve eğitimciler olarak doğru bir mahremiyet anlayışı, ahlak ve sorumluluk bilinci kazandırmazsak dijital mahremiyet konusunda bizleri ve çocuklarımızı büyük tehlikeler beklemektedir. Bedensel mahremiyet anlayışıyla birlikte ruhi ve kalbi yönden de verilecek sağlam bir mahremiyet anlayışı dijital mahremiyet konusunda insanlığa çözüm sunacaktır.

Unutmayalım ki her alanda mahremiyet, şahsiyet olmanın da özüdür…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yılmaz TAŞÇI Arşivi