Nemmam olmamak ve Sokratesin ‘Üçlü filtre testi?’
Söz taşıyan, duyulması istenmeyen bir sözü başkalarına götürüp söyleyen kimseler için söylenen bir ifadedir “Nemmam”
Gazali:
Ömer İbnü Abdulaziz’e bir adam gelerek;
-“Senin hakkında falanca şöyle söyledi der. Ömer de:
-İstersen bunu tahkik edelim. Eğer yalancı çıkarsan ‘Bir fasık size haber getirince araştırın.
( Hucurat 6) hükmüne girersin.
Şayet duyduğun doğru çıkarsa; ‘Dili ile iğneleyen, koğuculuk eden…(Kalem 11) hükmüne girersin ki her iki hal dede mesulsün.
İstersen senin için 3. Şıkkı tercih edelim, seni affedelim. Adam:
-Af diliyorum bir daha böyle bir işe girişmeyeceğim der.
İ. Gazali der ki:
Kendisine dedikodu ulaşan kimseye düşen onu tasdik etmemek, hakkında söz edilen kimsenin de, söylediği şekilde olduğu zannına düşmemesi, ‘acaba’ diyerekten, söyleneni tahkik ede kalkmaması ayrıca laf getireni ayıplayıp, bunu bir daha yapmamasını söylemesi, vazgeçmezse ona öfkelenmesi, kendisi içinde nemmanı, zikrettiği şeyi hoş görüp o işittiğini yaymaya kalkmamasıdır.
Aksi takdirde kendisi nemmam olur. (‘Nemman: Sözü bizzat dinleyip nakleden’)
Toplumsal bir hastalık olan bu durumla ilgili Ömer İbnü Abdulaziz’in Ahlakın 3 temel prensibini öncelediğini, “Sen af yolunu tut, bağışla, uygun olanı emret, bilgisizlere aldırış etme (Araf199)” ayetine uygun bir tavır sergilediğini görmekteyiz burada.
Bu konuyu birde felsefi açıdan ele alıp Sokrates’in yaklaşımına da bir göz atarsak karşımıza yine ahlaka uygun bir öneriyle karşılıyoruz.
Bir gün bir tanıdığı büyük filozof Sokrates’e rastladı ve dedi ki:
-“Arkadaşınla ilgili ne duyduğumu biliyor musun?”
-“Bir dakika bekle” diye cevap verdi Sokrates. “Bana bir şey söylemeden evvel senin küçük bir testten geçmeni istiyorum. Buna ‘Üçlü Filtre Testi’ deniyor…”
-“Üçlü Filtre?”
-“Doğru,” diye devam etti Sokrates. “Benimle arkadaşım hakkında konuşmaya başlamadan önce, bir süre durup ne söyleyeceğini filtre etmek, iyi bir fikir olabilir.
-Birinci filtre ‘Gerçek Filtresi’: Bana birazdan söyleyeceğin şeyin tam anlamıyla gerçeği yansıttığından emin misin?”
-“Hayır,” dedi bir süre duraklayan adam… “Aslında bunu sadece duydum ve…”
-“Tamam,” dedi Sokrates. “Öyleyse, sen bunun gerçekten doğru olup olmadığını bilmiyorsun.
-Şimdi ikinci filtreyi deneyelim; ‘İyilik Filtresi’. Arkadaşım hakkında bana söylemek üzere olduğun şey iyi bir şey mi?”
-“Hayır, tam tersi…”
-“Öyleyse,” diye devam etti Sokrates. “Onun hakkında bana kötü bir şey söylemek istiyorsun ve bunun doğru olduğundan emin değilsin. Fakat yine de testi geçebilirsin, çünkü geriye bir filtre daha kaldı.
-‘İşe Yararlılık Filtresi’. Bana arkadaşım hakkında söyleyeceğin şey benim işime yarar mı?”
“Hayır, gerçekten pek işine yaramayabilir…”
-“İyi,” dedi Sokrates derin bir nefesin ardından. “Eğer, bana söyleyeceğin şey doğru değilse, iyi değilse ve işe yarar, faydalı bir şey de değilse bana niye söyleyesin ki?”
İnsan arkasından konuşulmaması gereken onurlu, haysiyetli, şerefli bir varlıktır.
İnsan için Şeref, maldan önce gelir…
Hz. Peygamberimiz’in (a.s) en kötü haramlardan biri olarak nitelediği ve benzetme yoluna gittiği, faizin toplumda getirdiği olumsuz etkiden daha büyük etkilere neden olacağını belirttiği şu uyarıda işin ciddiyetini gözler önüne sermektedir:
“Ribânın (fâizin) en kötüsü, haksız yere müslümanın mânevî şahsiyetini rencide etmektir.”
NEMMAM olmamak, aklımızla ve ahlakımızla kendimizi ve dostlarımızı toplumsal travmalardan korumak istiyorsak, insanlar hakkında başıboş konuşmalar duyduğumuz her sefer bu üç filtre testini kullanmamız, Ömer İbnü Abdulaziz’in konu hakkındaki yaklaşımını önemsememiz, ilahi ve kutlu mesajlara uygun hareket etmemiz, hem ilişkilerimizi, hem saygınlığımızı korumamız, sağlıklı toplumsal bir iletişim ve insanlık adına faydalı bir yol olacaktır.
Aksi durumda "Vay haline, diliyle çekiştirip alay edenlerin hepsine…”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.