Ramazan Ayı’nı anlamak
Hız ve haz zamanında, kendini kötülüklerden koruyan/korumak isteyen kahraman adayları için ihtiyaç duyulan bir kalkandır oruç...
Ekolojik krizler, küresel düzen projeleri, postmodernizm, yaşamın tamamen sekülerleşmesi, bilim ve teknolojinin doğurduğu krizler, İslam dışı değerlerin yaygınlaşması, İslam’a yüklenen imaj, İslamofobi, öteki medeniyetlere karşı tavır, feminizm, İnsan hakları, iç çatışmalar, biyogüvenlik, siber güvenlik, gıda güvenliği, aşılar, küresel salgının etkileri, salgına karşı verilen/ verilmeye çalışılan her türlü mücadele ve dünyanın çözülmesi gereken daha nice sorunları ve problemleri…
Tüm insanlık, toplumsal psikozların eşiğinde. Salgın sürecinde burukta olsa Rahmet ayı olan Ramazan ayı ile buluştuk.
“Her musibet bir cinayetin neticesidir ve bir mükâfatın da mukaddimesidir” diye söylenen güzel bir söz vardır. Ümit ederiz ki yaşanan tüm bu musibetler, insanlığın kurtuluşu adına mükâfatın mukaddimesi olsun.
Öyle bir Rahmet ayındayız ki;
Kendimizi Kur’an’a arz edeceğimiz en önemli zaman dilimlerinden biri.
İnsanın “olma” vakti, erme fırsatlarından en önemli an…
Yalnız Allah emri olduğu için, sadece O’nu razı kılmak için,
Tutulan orucun farz kılındığı,
Cennetin kapılarının açıldığı, cehennemin kapılarının kapandığı,
Kur’an ayı, Ramazan…
Tüm bunlar için Ramazan Ayı’nın anlam ve önemini Müslümanlar olarak doğru idrak etmekle mükellefiz. Kur’an ayı olan Ramazan ayında;
“Düşünmeksizin Kur’an okumanın hayrı yoktur” diyen Hz. Ali(r.a)
“Herkes Kur’an-ı, O’na hizmeti kadar anlar” diyen Celaleddin Rumi’nin sözlerine farklı pencerelerden bakabilmek gerekir.
Yine konumuzla ilgili olarak,1082 yılında Kûhistan sultanı İskender bin Kavuş tarafından Farsça olarak kaleme alınan “Kabusnâme” adlı eserde Oruçla ilgili yer alan bir bölümü sizlerle paylaşmak isterim:
Ey oğul!
Allah beş türlü ibadet buyurdu:
Allah'ın emri gereğince şükredersen, az olan şükrün çok yerine geçer. Nitekim Allah din içinde beş türlü ibadet buyurdu. Eğer gece gündüz çalışsan, acizlikten başka bir şey elde edemezdin, ama o ölçüyle beş türlü ibadet buyurdu. Onun ikisini zenginlere, kalanını da bütün halka verdi.
Bunlardan biri Allah'ın birliğini ve Muhammed Mustafa'nın (a.s.m.) peygamberliğini dil ile söylemektir ve gönülle inanmaktır. Diğeri beş vakitte namazdır, öbürü de yılda bir ay oruç tutmaktadır.
Şehadet sözü, batıl şeylerden Allah'a sığınmaktır. Namaz o kabullenişin hakikatini kulluğunda kaim olmaktır. Oruç tutmak da, o kabullenişin ve kulluğun hakikatini Allah'a bildirmektir. Mademki Allah'a "Kulunum" dedin, öyleyse o kullukta sağlam durmak gerek.
Namaz ve oruç Allah'ın has nimetidir, onları has kullarına nasip kılmıştır. İkisini de yerine getirmekte kusur etme. Eğer bu ikisinde kusur edersen avamdan olursun, seçkinlerden olmazsın.
Seçkinlerden olabilmek adına; Rahmet ayında:
İşlerimiz niyetlerimize göre mi?
Kemalimiz için malayaniyi terk etme gayretinde miyiz?
Kendi için istediklerimizi kardeşlerimiz içinde isteyebiliyor muyuz?
Helal olanlar zaten açıklanmışken, şüpheli olan şeylerden sakınmak gerektiğinin farkında olup hayatımıza yöne verebilecek miyiz?
Tüm bu soruların cevabını her kes kendince vermeli, derin tefekkür etmeli. Rabbinden merhamet, afiyet, hidayet, rızık talebinden de bir an geri durmamalı.
Ramazan ayımızın sağlıklı ve huzurlu geçmesi temennisiyle…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.