Yılmaz TAŞÇI

Yılmaz TAŞÇI

Şeyh Vefa’yı unutma

Şeyh Vefa’yı unutma

McLuhan’ın en bilinen ifadesiyle dünyayı “global köy” haline dönüştüren araçlardan birisi olan televizyonun, kolektif bir algılama biçimi oluşturduğu bilinen bir gerçek.

Televizyonun toplumsal yaşamı dönüştürme gücüne, içinde bulunduğumuz dijital çağda dijitalleşme ve dijitalleşmenin en önemli araçlarından biri olan internet, kitle iletişiminde en büyük rakibi olsa da televizyon halen tahtını bırakmış değil.

Bir dönüşüm aracı olarak kullanılan televizyon birbirinden farklı program türleri ile günlük hayatta gücünü en çokta programları arasında en çok izlenen dizilerden alıyor.

Dizilerde sunulanların gerçek olmadığını sadece gerçeklerin belli bir açıdan yansıması olduğunu toplumun ne kadarının bildiği gözlemlendiğinde bu oranın oldukça küçük olduğu gerçeğini yaşıyoruz. Bu alanda bilinç oluşması içinde öncelikle bilgi sahibi olmak gerekiyor. Maalesef toplumumuzda başta medya okuryazarlığı, dijital okuryazarlık gibi beceriler istenen düzeyde olmayınca manüple olması da pek te zor olmuyor.

Temel ihtiyaçlarımızı gerçek dünyadan sağlarken, sosyal, kültürel ve diğer tüm ihtiyaçlarımızı sanal dünyadan ve özellikle dizilerden karşılamamızı isteyen bir evren kurgusu ve daha fazlası ile yaşıyoruz.

Kanallarda yayınlanan toplumun değerlerinden uzak programlar, diziler akıl almaz bütün kötülüklerin gösterilmesinin ardında gerçek hayattan uzaklaştırılan insanlara “Neyse ki biz iyiyiz” demeyi söyletmekten geri kalmıyor. Dizilerde yaşananlarla kendini özdeşleştiren insanlarda gerçek dünyada yaşanan olumsuzluklar karşısında sorumluluk almaktan kaçınırken değerler erozyonu karşısında da duyarsızlıklarını arttırıyor.

Unutmayalım ki; teknolojik araçlar, sanal ortamlar, dizilerde sunulan yaşamlar bize ait olan değerlerden uzak ve bağımsızdırlar. Sorumluluk insan olarak bizdedir. Peki çözüm ne olacak?

Elde edeceği hakikat bilgisi ve ilimlerle, “çöldeki bir kum tanesinin evrendeki yerini öğrenen insanlık” yaratılışı kavradığında, kendisine sunulan sahte sanal gerçekleri görecek, anlamsız olan her şey anlam ifade edecek, sanal olan her şeyin yerini hakikat alacaktır.

Televizyonu ve dijital platformları kültür emperyalizminin saldırı aygıtına dönüştürmeyen kanalları ve kurumları elbette ayrı tutmak gerekiyor.

Elbette toplumun değerlerini önemseyen, özlemlerine ses veren dizlerde yapılıyor. Milli kimliğimizi önemseyen kurumların başında son yıllarda TRT yaptığı dizilerle ilk sıralarda yer alıyor.

Sosyal Medya platformları ve haber kanallarında, TRT 1’in yeni dizisi ‘Vefa Sultan’ın sadece Konstantiniyye’nin fethine değil aynı zamanda insanın içsel arayışına da ışık tutacağı onun manevi yolculuğunun Ramazan ayında ekranlarda olacağı duyuruldu. Vefa Sultan, Muslihuddin Mustafa’nın hakikat dolu yolculuğu dizide ne kadar yansıtılacak izleyerek göreceğiz.

TRT nin Ramazanda yayınlayacağı dizide ‘’VEFA’’ Sultan diye anılan Muslihuddin Mustafa, Karamanoğlu İbrahim Bey, Fatih Sultan Mehmet tarafından adına Camiler ve sosyal yaşam merkezleri yaptırılan Konya’lı ünlü bir alim olması nedeniyle bu yazımızda onun hakkında kısa bir bilgi vermek istedik.

Alan yazı incelendiğinde onun hakkında şu bilgilere ulaşıyoruz.

Mevlânâ ve İbnü’l-Arabî düşüncesini İstanbul’da yeniden canlandıran, medrese ile tekke çizgisini kendinde buluşturan bir ârif olarak karşımıza çıkan aynı zamanda astronomi ile de ilgilenen bu alimin, İlim ve irfanda en üst seviyede olmakla birlikte dünyevî arzu ve emeli, makam mansıb hevesi olmadığı için devlet erkânıyla da ilişkileri çok sınırlı olduğu belirtiliyor. Antalya’dan hac yolculuğu için bindiği gemide korsanlar tarafından kaçırıldığında, Karamanoğlu İbrahim Bey tarafından ailesiyle birlikte fidyesi ödenerek kurtarılması, Fatih’in cenaze namazını kıldıran kişinin o olması ve buna benzer olaylar incelendiğinde onun siyasi etki alanı hakkında da bizlere bilgi sunuyor.

Ardından “İlâ rahmeti Rabbih” denilecek bir hayat süren ve asırlar sonrası bu topluma ruh üflemeye devam eden bir değer olan Vefa sultanın ‘’ Adam olma sanatıyla ilgili sırları içinde barındıran ‘’ şiiriyle yazımızı sonlandıralım.

Evvel tevhîdi zikret

Sonra cürmünü fikret

Var yoluna doğru git

Derviş olayım dirsen.

Rü’yâya yalan katma,

Elden söz alup satma,

Vakt-i seherde yatma,

Derviş olayım dirsen.

Gaflet ile çalışma,

Çok gezmeye alışma,

Hiç bir şeye ilişme,

Derviş olayım dirsen.

Şeyhinde kusur görme,

Meclisinde çok durma,

Nâfile yere yorma,

Derviş olayım dirsen.

Dostunda kusur görme

Ak yüze kara sürme

Başuna çorap örme

Derviş olayım dersen

Haram lokmayı yutma,

Hiç kimseye kin tutma,

Şeyh Vefâ’yı unutma,

Derviş olayım dirsen.

Bir şeyh-i kâmil ara,

Niçün oldun âvâre.

Hemen söz tut bî-çâre,

Derviş olayım dirsen.

Her yere ayak basma,

İhsândan elin kesme,

Çok söze kulak asma,

Derviş olayım dirsen.

Hak söze inâd itme,

Refi ksiz yola gitme,

Eyvallahı terk itme,

Derviş olayım dirsen.

Her sözde inad etme

Her mezbelede bitme

Sapa yollardan gitme

Derviş olayım dersen

Hayrın bir ise binle

Vakt-i seherde inle

Pend-i Vefa’yı dinle

Derviş olayım dersen

Gençler için sadakat, dürüstlük ve kadirşinaslık gibi değerlerin güçlü bir örneği olan, Anadolu irfanını, vefakârlığı ve manevi değerlere bağlılığı temsil eden, her anımızda ahlaki duruşlarımızı korumamızı öğütleyen Vefa Sultan Muslihuddin Mustafa’ya rahmet ve minnetle…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yılmaz TAŞÇI Arşivi