BİR YENİ İLGİ BİÇİMİ: YEŞİL YANMA SÜRESİ KADAR İLGİLENMEK
Artık ilgisiziz. Görüp geçmeye zorlanıyoruz. Bir sonraki… Bir sonraki… Bir sonraki…
Kısa ilgimiz sadece hızlı yaşamdan kaynaklanmıyor, meraklı bir hazla yaşıyoruz.
Çabucak tüket…
Bir an önce ulaş…
Alelacele yap…
Hızla tamamla…
Sıradaki… Sıradaki… Sıradaki…
Skora dayalı yaşıyormuşuz gibi. Üst üste yığılan bakılmışlar, söylenmişler, tamamlanmışlar, halledilmişler, falan ve filanlar…
Her şeyle ama her şeyle o kadar ilgiliyiz ki hiçbir şey ilgimize mazhar olamıyor.
Kısa anlar,
Sıkıştırılmış ilişkiler,
Daraltılmış alanlar,
İç içe geçmiş davranışlar, sözler, etkileşimler ama hiçbir şeyin içinde yer almama, bulunmama, olmama, olamama.
Bakım yapmayı, (saç baş, elbise vb.) ilgilenmek zannediyoruz; kendimize dahi ilgili değiliz.
Bir ilgi oyununa hapsolmuşuz ve ilgisizliği oynadığımızın farkında değiliz.
Kendi kendimize dayattığımız “koş”, “yetiş”, “şuna da bak”, “şunu da yap”, “şuraya da git” emir kipleri bizi ilgisiz kendimize ikna ediyor.
Her gün sosyal medyada paylaşımlar yapıyoruz.
KAYDIRMALI BİR YAŞAM ile çepeçevre sarılmışız.
Belki bir yeşil yanma süresi kadar bile değil beklemelerimiz, bakmalarımız, ilgimiz…
Görmek gibi bir derdimiz yok. Olmanın imkânı da yok.
İlgi…
İlgilenmek…
İlgili olmak…
Kırk tarakta bezimiz var.
Kendimizi kandırıyor ve kendimize dürüstüz ve bu ikisin birbiriyle bağdaşmaz olduğuna ama bununla yaşayabileceğimize kendimizi inandırmışız.
İlgi oyunu ilgisizliği maskeler…
Belki de bu YENİ İLGİ BİÇİMİMİZDİR, yani bir İLGİ VERTİGOSUDUR, kim bilir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.