Ali Ulurasba

Ali Ulurasba

DUYGUSAL TERÖR

DUYGUSAL TERÖR

Korkuyla, yıldırmayla yönetilen kalpleri nasıl ürettik?

Zihnimiz ve ellerimizle birlikte duygulardır bizi bütünleyen. Özel hayat veya kamusal alan her yerde ve zamanda duygular vardır. Duygunun olmadığı yerde hayat yoktur. Günümüzde meta-duygu duygunun dönüşümünü imler. Meta-duygu duyguların bir metaya dönüşmesi durumudur. Duygular bugün metalaşmamıştır ama günümüzde emek süreci içinde yeni bir anlam kazanmıştır. Konumuz: Duygusal terör. Duygusal terör, duyguların teröre dönüştürülmesidir. Duygusal terör, duyguların korku salma, yıldırma biçiminde araçsallaştırılması. Duyguları teröre dönüştüren en yakınımızdaki insanlar olabileceği gibi, şirketler ve siyasiler (ülke yöneticileri) olabilir. Duygusal terörün ürünü korkma, yıldırma olduğu için insanlar veya toplumlar ya vazgeçerler ya da korkup-sinerek yalnızlaşır veya hiç istemedikleri halde kendilerini güvende hissedebilecekleri bir gruba dâhil olurlar. Duyguların rasyonelliğe bulaştırılması tehlikelidir. Gülen bir yüz ile öfkeli bir yüz arasındaki fark o yüze bakanı hızla biçimlendirir. Sevmek ölmekle başlamadığı gibi, Tanrı ile bağ kurmak da acıdan geçmeyi gerektirmez. İktidarlarca politikleştirilmiş bütün sevme biçimleri Leyla ile Mecnun'da vücut bulur.

Bize öğretilen bütün mitolojik ve tarihsel aşklar bireysel ve toplumsal duygu terörünün apaçık göstergeleridir. Birbirini tüketen ilişkiler öyle kurulur. "Biz bir aileyiz" şirketleri duygu terörünün gizlenip, yeşertildiği yerlerdir. En küçük krizlerde aile fertlerinden biri veya ikisi feda edilir. Kurban kendine başka bir aile bulmak için hızlı davranmak zorundadır. Kokuyla, yıldırmayla yönetilen kalpler üretilmiştir. Duyguların ticarileşmesinden daha korkunç bir manzaradır duygusal terör. Kâğıt fabrikasında çalışan bir işçinin kitapları sevmesi beklenemez ama kitapları yakması seyirlik olabilir. Ayarlanmayan, bilinçli biçimde ayarlanmak istenmeyen veya amaca dönük kurgulanan duygular ve bu duygular karşısında insanların kendilerini metazori değiştirmesi, günümüzde en gözde değişimi haline gelmiştir. Bu değişim o kadar ilginçtir ki, insanlar kendilerine uygulanan duygusal terörün farkına bile varamamakta ama değişmektedirler. Çünkü;

- söz konusu duygusal terörizm aynı zamanda kendi duygu tüketicisi üretir,

- bireysel ve toplumsal duygu yönetimi ciddi bir çaba gerektirir ve buna çoğu insan özelikle güvenlik bahanesiyle gerek duymaz kolay yolu seçer,

- duygusal terör, duyguyla yönetileni bir metaya dönüştürür. Bir süre sonra duygusal terör tüketicileri kendi tatmin noktalarını keşfederler. Burası aynı zamanda haz alanlarıdır. Yüzeysel yapılan rol zaman içinde aktörle özdeşleşir ve korku ile yıldırma yaşamın belirleyici unsuru halini alır. Nihayetinde duygusal terör duygusal tüketime dönüşmüştür. Günümüzdeki hemen her alandaki iktidar ve yönetim (mikro ve makro) biçiminin temelinde duygusal terör vardır... Bütün hastalıklar bize dışarıdan nüfuz eder ama hastalığı vücudumuz üretmiş zannederiz.

UZUN LAFIN KISASI OLMAZ: Duygulanmak yaratıcı bir etkinliktir!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali Ulurasba Arşivi