YANLIŞ YAPMANIN GASPI
Yanlış yapma özgürlüğümüz elimizden alındı.
Yanlış yapmamaya çalıştırmak artık büyük ve kaygısız bir ticari sektördür.
Düzen yanlış yapmamamız üzerine örgütlenmeye evrilmekte ve her geçen gün sınırlarını genişletmektedir. Bunun için psikologlardan koç’lara kadar çevremiz doğruluk bekçileriyle sarılmıştır.
“İzin verme” bir delirtici fısıltı, bir yakarış, sessiz bir çığlık, bir zikir gibi dudaklarımızda salınıp duruyor.
- Yanlış yapmama izin verme.
Her şeyin doğru olması isteniyor. Kime göre, neye göre, en çok da neden?
Söylemin gücü o derece etkili ki, artık her şeyini danışan insanlar türüyor. Özgür irade adeta yok ediliyor. Kendi kararlarımızı kendimiz vermemiz istenirken, önceden belirlenmiş doğrular sessizce kaydedilir bilincimize.
Yanlış yapmamız gaspedildi.
Gündelik hayat doğrular olduğu kadar yanlışlar üzerine kuruludur. Doğrudan çok yanlışlar bizi deneyim sahibi yapar. Yanlışlar duygularımızı, düşüncelerimizi yeniler.
“Kendilik” derken “yeni bir kendilik” ürettik; ‘miş gibi bir kedilik bu.
Bu, ‘miş gibi kendiliğin mantığı sessizce, örtük biçimde yapılandırılmış, söylemle sürekli bekitilen bir mantık.
Kendiliğimiz adeta kendiliğimizi yok etti.
Yanlış yapmamak için adeta bir yanlışın içinde yaşıyoruz artık.
Püsküren bir sessizlik, çaresizlik, zikir vari “izin verme” çığlığıyla donuk bir kendilik.
Çok büyük bir güce sahip olan yanlış yapma özgürlüğümüz artık bir ölü lekesi.
Biz gündelik hayata sürülmüş özneler değiliz…
Güldülen değiliz.
Hepimiz kendi ortamımızda, çevremizde, mekânımızda ürettiğimiz dönüşümler içinde yansır, kırılmalar geçiririz. Bu olağandır. Kendimizi böyle keşfederiz. Kendi varlığımızı böyle kabulleniriz.
Bizler ürün değiliz.
Bizler üretilmiş değiliz.
Bizler canlı birer organizmayız. Bizi mükemmelleştiren yanlış yapıyor oluşumuzdur. Bizi hayatta tutan yanlışlarımızdır. Her yanlış bir doğruya karşılık gelir. Yanlışları sildiğinizde doğruları da silmiş olursunuz.
Yanlış yapmak bir haktır.
Neden sürekli doğruyu yapmanın diken üstünde olalım?
Sürekli doğruluk bekçileri büyük bir ekonomi, sağlam bir ticaret geliştirdiler bunun çevresinde. Yani bu bilinçli bir gasptır.
Uzun lafın kısası olmaz: Yanlış yapmak hakkımızdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.