Mehmet MERTEK

Mehmet MERTEK

İKLİM KRİZİ

İKLİM KRİZİ

İklim krizi uzun bir zamandır gündemde olan bir konu. Fakat son yıllarda sıkça dile getirilmeye başlanmıştır. Özellikle 1-2 sene içinde “Ana Gündem” yapılıp daha sonra ciddi yaptırımlara geçilecektir. Bu sistem içerisinde bütün hayat standartlarımız, alışkanlıklarımız, ve aklınıza gelebilecek her şeyimiz değiştirilecek.

Gezegeni kurtarıyoruz pozisyonunda olduğumuzu düşünmeyelim. Bunun arkasında farklı planların olduğu aşikardır. Sermayenin bu yolda üretim kaynaklarına çökmekten ve yeni bir iktisadi model kurmak için çalışmalar yaptığı belli. "Gezegenimizi kurtarmak için yapılacaksa mecburuz?" diye düşünüyorsunuz değil mi? İşte bu düşünce tarzı her türlü yaklaşımı meşrulaştıracak tehlikeli bir düşüncedir. Asıl sorunumuz da budur. 20 yıldır ara ara gündemde tutulan iklim krizi nedir diye araştırma yaptım. Farklı görüşten bilim adamlarını, strateji uzmanlarını ve bu alanda yayımlanmış kaynaklar ile bir karşılaştırma yapma şansım oldu. Bu krizin arkasında beşeri bir grubun olduğunu gördüm. Bunu önümüzdeki yazılarda detaylandırmayı düşünüyorum.  Bu konuda herkesin farklı düşüncesi olabilir fakat ben büyük bir iklim krizinin olduğunu düşünmüyorum. Bunu yakın zamanda yaşadığımız örnekten bahsedecek olursam; birilerinin pandemi döneminde covid ile ilgili korku pompalayıp daha sonra da normal grip gibi korkulacak bir şey olmadığını söylemesi gibi. Birileri sorunu büyük ve umutsuz gösterecek ki istediğini elde edebilsin. Bana nasıl iklim krizi yok diye sorabilirsiniz. Ben insanın özellikle bu çağda önümüze sunulan her şeyin sorgulanması gerektiğini düşünüyorum. Bilim düşmanlığı yapmıyorum ve bilimin silah gibi kullanılmasına karşıyım. “İklim krizi yok” demek “hiçbir sorunumuz yok” anlamına gelmiyor. İnsanlık olarak birçok sorunumuz var. Ama bu sorunların gezegenin dengesini bozacak düzeyde olduğunu düşünmüyorum.  Mesela Endüstri eliyle ürettiğimiz ekolojik bir tahribat var. Ürettiğimiz, ürünlerin birçoğunun dönüşümünün uzun yıllar alacağı toksik atıkların bir zararı da var. Yine nüfusun artmasından bağımsız olan tüketim alışkanlıklarımızla gelişen bir "yenilenemeyen kaynak" krizi de var. Bunları kimse inkar edemez. Fakat buradaki sorunların kaynağı insanlık olarak biz değiliz. Bizi suçlayıp bizim bunun yaptığımızı söyleyen endüstri bizzat sorumludur. Bunu kısaca açıklamak gerekirse inekler afedersiniz osuruyor diye gezegenimiz ısınmıyor, ama bu sektörü beslemek için tüketilen içme suyunun, dünya da üretilen antibiyotiğin %70 inin burada kullanılması, birçok ormanlık alanın tahrip edilip yem için tarım arazisine dönüştürülmesinde sorunlar var. Oysa çözümü hayvancılığı bitirmekte görüp bitki merkezli beslenmeye geçmekte değildir. İşin ilginç yanı “vegan” anlayışını toplumda algılarla oturtmaya çalışmalarıdır. Sorun hayvanlarda salgın veya yüksek et fiyatları gibi sebeblerle bize hayvancılığı bıraktırıp “yapay et” gibi şeyleri zorlarlar ve ağırlıklı olarak endüstriyel tarıma geçirirlerse şaşırmayalım. Bu söylediklerimin iklim ile alakası ne demeyin. Bill Gates bile bu konuda hayvancılığın küresel ısınmaya sebep olduğunu söyledi.

İkinci yazıda görüşmek üzere…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Mehmet MERTEK Arşivi