Başına cemre düşsün
İçinde bulunduğumuz günlerde birer hafta arayla havaya suya ve nihayet toprağa düştüğüne inanılan Cemre kelimesinin anlamı ‘kor haline gelmiş ateş, köz’ Köz, yani kıpkırmızı ateş demektir. Gerçekte düşen bir şey var mıdır, ne, nereye düşmüştür? Bu söz söylendiğine göre, tabii olarak bir şeyin bir yere düştüğünü düşünebiliriz ama aslında düşen bir şey yok.
Görünmeyen bir olay, aklımızın daha kolay kavrayabilmesi için böyle söyleniyor. Uzun süreli deneyim ve bilgi birikiminin bir ürünü olan halk takvimine (Rumi takvim) göre; eskiler 365 günlük yılı 'Kasım' ve 'Hızır' günleri olarak iki mevsime ayırmışlardır. Bu inanışa göre; Kasım 8 Kasım-5 Mayıs arası 179, Hızır ise 6 Mayıs- 7 Kasım arasında 186 gündür. Cemre’de bu takvimin bir parçasıdır.
Her cemrenin arasında bir haftalık zaman vardır Kasım’ın yüz beşinde (19-20 Şubat) birinci cemrenin havaya, yüz on ikisinde (26-27 Şubat) ikincisinin suya, yüz on dokuzunda da (5-6 Mart) üçüncü cemrenin toprağa düştüğüne ve yedi günlük aralıklarla buraları ısıttıklarına ve artık doğanın canlanmaya başlayacağına inanılmaktadır.
Aslında cemre her ne kadar folklorik bir inanış olsa da doğanın uyanışına vesile oldukları için yenilenmeyi hatırlattıkları için ve bir kez daha Yaradan’ın hikmetini bizlere hissettirdiği için güzel bir inanış ve gelenektir. Türk dünyasında bu gelenek yaşatılmaktadır.
Her sene geleneksel cemre yazımın sonunda cemreler bütün insanlığın gönlüne düşer de yüreklerini ısıtıp, nefreti, öfkeyi, kini yok etmesini dileyerek yazımı tamamlardım. Ama bu sene yeni normallere uygun olarak dünyayı etkisi altına alan korona virüs salgınıyla mücadele günlerinde özellikle bazı insanların başına cemre düşmesini bu suretle aklını başına getirmesini, sorumluluklarını hatırlatmasını, hatta bazılarını da yok etmesini diliyorum. Şöyle ki;
Cemreler, korona virüsün başına öyle bir düşsün ki; başta Türkiye’de olmak üzere tüm dünyada yok olup gitsin. Cemre öyle bir düşsün ki; bu virüsün yayılmasına ve çoğalmasına fırsat verenlerden;
Covid-19 gerçeğini inkâr eden, hiçbir şey yokmuş gibi vur patlasın çal oynasın gününü gün edenlerin,
Maske, mesafe ve temizlik gibi basit kurallara uymayan kafasına göre takılanların, kısıtlama saatlerinde dışarıda, caddede, sokakta, sahillerde işi olmadığı halde gezenlerin,
Kalabalık yerlere girmeyin diye her gün uzmanlar tarafından uyarılmasına rağmen doğum günü, düğün, nişan, nikah, cenaze, taziye ve parti kongrelerinde bir araya gelenlerin,
Toplumun büyük bir bölümü sıkıntı ve kaygı içinde gelecek normalleşme adımlarını beklerken kayak merkezlerinde, beş yıldızlı otellerde, villalarda şatolarda bir araya gelen ve bunları sosyal medyadan servis edenlerin,
Salgın süresince ekonomik sıkıntı yaşayan işletme sahiplerinin, esnafın, çiftçinin, işçinin, memurun, emeklinin dar gelirlinin sesini duymayanların, virüsü fırsat bilip işçi çıkaranların,
Bugünlerde en çok ihtiyacımız olan yardımlaşma ve toplumsal dayanışmayı unutup, komşusu açken tok yatanların,
Milletin aklıyla dalga geçen, kimin eli kimin cebinde belli olmayan topluma kötü örnek olan televizyon dizilerinin yapımcı ve senaryo yazarlarının,
Kadına, çocuğa ve hayvanlara şiddet uygulayan canilerin, trafikte kural tanımayan magandaların, uyanık geçinenlerin, sigara içilmez uyarısına rağmen sigara tüttüren, yasak delmeyi marifet sayanların,
Tüm topluma örnek olması gereken ancak birbirlerine etmedik hakareti söylemedik sözü bırakmayan siyasi parti liderleri ve siyasi parti yöneticilerinin, önce başına sonra da yüreğine cemre düşsün de akıllarını başlarına getirsin, sorumluluklarını hatırlatıp kendilerine gelsinler diye.
Esas cemre ülkemizin birliğine dirliğine göz diken FETÖ, PKK başta olmak üzere bütün terör örgütlerinin ve onlara destek verenlerin başlarına bomba gibi düşsün de yok olup gitsinler, bir daha bu asil milletle uğraşmanın ne demek olduklarını anlasınlar diye.
Ne diyelim bu senede cemre dönemi geldi gidiyor. Allah hepimizin yar ve yardımcısı olsun. Bütün cemreler cümlemizin gönlüne düşsün, yüreklerimiz ısınsın, umut olsun ve bugünlerde en çok ihtiyacımız olan sağlık, mutluluk, huzur, güven ve hastalık kaygılarımızı gidersin diye, inşallah. Kalın sağlıcakla
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.