GERÇEK ENGELLİLER KİMDİR?
Dünya genelinde engelli bireylerin haklarına ve yaşamlarına dikkat çekmek, toplumsal farkındalık oluşturmak için 3 Aralık Dünya Engelliler Günü geride kaldı. Gördük ki herhangi bir bedensel ya da zihinsel engelli olarak tanımlanan bazı bireyler hayata hep sitemkâr bakıyorlar, sözde sağlamlardan kendilerini eksikli hissediyorlar.
Ancak gerçek engelliler, zihinsel, bedensel ya da duyusal eksikliği olanlar değil, bütün azaları tam olup da tutum ve davranışlarıyla aramızda hep özürlü (engelli) olarak dolaşanlardır.
Sapasağlam olup da aramızda dolaşan gerçek özürlüleri (engellileri) size tanıtmak istiyorum. Şöyle bir etrafınıza bakın:
Devletin bütün imkânlarından yararlandığı halde- hatta milletvekili dahi olan- ay yıldızlı bayrağımızı taşımaktan çekinen, istiklal marşımızı okumayan, terör örgütleriyle kol kola gezen, güvenlik güçlerimize taş atan, ekmeğini yediği devlete ihanet eden,
İşe girmeden önce ne iş olsa yaparım abi deyip, işe girince daha ikinci gün bu paraya bu iş yapılmaz, “ne kadar ekmek o kadar köfte misali” işini savsaklayan, şükredeceği yerde işverenin ya da devletin arkasından küfreden,
Bakıyorsunuz eli ayağı bütün azaları sağlam ama yan gelip yatıyor birilerinin kendisine yardım etmesini bekliyor veya sakat numarasıyla dilenmeyi veya hırsızlık yaparak geçinmeyi tercih ediyor. Çalışmayı ekmeğini namusuyla kazanmayı değil asalak yaşamayı tercih eden,
Temizlikten titizlikten bahseden ama sokakta yere tüküren, gereksiz yere gürültü yapan, çevreyi kirleten, çöpleri rastgele fırlatan, yeşil dokuya zarar veren, ormanları yakan, verimli tarım topraklarını işgal eden, sigara içilmez uyarısının bulunduğu yerlerde sigara içen, her türlü yasağı ihlal etmeyi marifet sayan,
Trafikte seyrederken makas atan, trafiği felç eden, kurallara uymayan, kırmızı ışıkta geçen, ters yöne giren, bayan sürücüleri sıkıştıran, gereksiz yere korna çalan, kaldırımlara park eden, bisiklet ve yaya yollarını işgal eden trafik magandası,
Ağzını açtı mı dinden imandan bahseden ama inancının gereklerini yerine getirmeyen, kul hakkı yiyen, dili olup gıybet yapan, gözü olup harama bakan, zina yapan, eli olup hırsızlık yapan, ayağı olup kötü yola giden, aklı olup gereksiz şeyler düşünen, ölçüde ve tartıda hile yapan, tüketim alışkanlıklarını israf çılgınlığına çeviren,
Evine barkına eşine çocuğuna sahip çıkmayan, eşini çocuğunu çalıştırıp sırtından geçinen, kadınlara şiddet uygulayan, çocuklara taciz eden, hayvanlara eziyet eden, kendinden başkasına yaşama hakkı tanımayan, sapıklık yapan,
Sosyal medya platformlarında adına fenomen denen sözde itibarlı kişilerle, sosyal medyaya, magazin programlarına, kimin eli kimin cebinde belli olamayan TV dizilerine özenen, ahlak yoksunu gösteriş meraklısı olan;
Milyonlarca insanı etrafınızda kolayca görebilirsiniz.
Şimdi siz karar verin: Sağlam olarak geçinen bu insanlar mı gerçek engelli yoksa herhangi bir nedenle bedensel, zihinsel, ruhsal, duyusal ve sosyal yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybetmesi nedeniyle toplumsal yaşama uyum sağlamaya, hayata tutunmaya çalışanlar mı?
Biz biliyoruz ki, hayat bir imtihandır. Herkesin imtihan şeklini belirleyen Allah (c.c)’tır. Her kul imtihan bilinciyle hayatını yaşamalı, her durumun bir imtihan olduğunu akıldan çıkarmamalı ve bu bilinci hep diri tutmalıdır. En büyük engel sevgisizliktir. Sevmek ve inanmak, tevekkül etmek içinde bulunduğumuz imtihanı kazanmamıza vesile olacaktır. İnşallah.
Allah (c.c) hepimizi gerçek engelli (özürlü) sağlamların şerrinden korusun. Kalın sağlıcakla.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.