NAMIK CEYHAN

NAMIK CEYHAN

HANGİSİ? MAAŞ AKLI MI, MAAD AKLI MI?

HANGİSİ? MAAŞ AKLI MI, MAAD AKLI MI?

Tasavvuf ehline göre insan aklı iki türlü çalışır: akl-ı maaş, akl-ı maad. Yani dünya aklı, ahiret aklı.

Her iki tarifte aklın mahiyeti ile ilgili değil, nasıl kullanıldığını veya nerede hangi alanda kullanıldığını alanı göstermeye yönelik kavramlardır. Maaş kelimesi dünya hayatının maişetiyle ilgili, maad kelimesi ise ahiret hayatını gösteren sözcüklerdir.

Buna göre bütün maksadı dünya nimetlerinden faydalanmak, dünya lezzetlerinden faydalanmak, dünya lezzetlerin elde etmek, para, mal mülk, makam, mevki, şöhret sahibi olmak için aklını kullanan insan aklına akl-ı maaş denilir.

Buna mukabil, bütün maksadı Allah’ın rızasına layık ameller işlemek, ahiret mutluluğunu kazanmak için gayret sarf eden kimsenin aklına ise akl-ı maad denilir. (mümin aklı)

Bütün dinlerde maksat yaratanın rızasına layık olmaktır. Yüce Allah (c.c) sadece insana verdiği akıl nimeti ile kullarını imtihan etmektedir. Bu imtihandan başarılı olmanın yolu rızasına layık ameller işlemektir. Bu imtihanın gerçek sonucu ahirette karşımıza çıkacaktır.

İnsan aklını doğru kullanırsa hem bu dünyada hem de ahirette rahat edecektir. Bunun için kendisine verilen her iki aklı da dengede tutmalı ve ibresini şaşırmamalıdır. Yani sadece maaş aklı ile bu dünya için ya da maad aklı ile ahireti için çalışmak yerine her iki dünya için her iki aklı dengede tutması gerekir.

Günümüzde maalesef büyük çoğunluk toplumda maaş aklı ile hareket edenler hâkimdir. İnsan için dünyanın ışıltılı dünyası cazip gelmekte, daha tatlı olanı, daha kolayı tercih etmektedir.

Çünkü maaş aklı, sadece yeme-içme, gezme aklıdır. Nefsin istediğini yerine getirmektir. Nefsin hüküm sürdüğü hayvani akıl olarak da nitelendirilebilir. Bu akıl dünya iş ve bilgilerini yönetmeye yarar. Yani dünya gemisinin dümeni vazifesini görür. Aslında bu dümeni doğru rotaya yönlendiren insan ahiretini de kazanır.

Maad aklı ise, Allah’a inancın yansıması olarak, imanın gereği duyduğu korkunun neticesinde dinin emir ve yasaklarına boyun eğmiş akıldır. Bu akıl ancak aşkın zuhuru ile kendini gösterir. İman gücü ve yaratana duyulan sevgi ve saygının ifadesi olarak insanı yönlendir.

Elbette ki insan bilinç düzeyinde en doğruyu, en iyiyi ararken her iki aklına da ihtiyacı vardır. Dünya meşakkatleri, çevre şartları, arkadaşları, işi, eşi, çocukları ile içinde bulunduğu ahval ve şerait aklını yönlendirir.

Nefis denen belli belirsiz güç bir anda çıkıp her şeyi alt üst edebilir. Duyguları, arzuları olur olmaz yerde olur olmaz zamanda insan aklını yönlendirip hata yaptırabilir. İyilik de kötülükte aklın ürünüdür. Günahta işlenir sevapta. Ancak Yüce Allah (c.c) pişman olup, tövbe edeni affedeceği müjdesi ile hatasını kabul edip tövbe etmek için maad aklı devreye girmesini öğüt veriyor.

Kuran-ı Kerimde pek çok ayette “akıl etmez misiniz” ifadesi yer almaktadır. (örnek: Kitab’ı okuduğunuz hâlde insanlara iyiliği emredip kendinizi unutuyor musunuz? Akletmez misiniz? (2/Bakara 44). O halde her attığımız adımda aklımızı kullanmamızı isteyen yüce yaratan sadece dünya aklını ya da sadece ahiret aklını kullan demiyor. Sadece kullarıma verdiğim aklınızı doğru kullanın diyor.

Lakin dünya hayatının cazibesi, mevki, makam, para hırsı insan hayatında öylesine egemen olmaya başladı ki insan, sürekli aklı maaşının peşinde koşup, dünya nimetleriyle meşgul olarak aklı maadını unutmaktadır.

Uzaklara gitmeyin şehrimizde, memleketimizde siyasilerin çekişmelerinde, bürokraside, merkezi ve yerel yönetimlerde, iş hayatında, nefsinin peşinde koşanları, ağzını açtı mı doğruluktan dürüstlükten, haktan adaletten bahseden ancak riyadan gösterişten uzak duramayan maaş akıllıları kolayca görebilirsiniz.

Halbuki Kuran-ı Kerimde Zilzal suresi 7 ve 8. Ayette mealen “Kim zerre kadar iyilik yaparsa yaptığı iyiliğin ve kim de zerre kadar kötülük yaparsa yaptığı kötülüğün karşılığını alacaktır” ifadesine göre hareket edip, Allah (c.c) rızasına layık amelleri işlememiz için her iki aklımızı da doğru ve yerinde kullanmak zorunda olduğumuzu hatırlatmaktadır.

Ne diyelim Allah iyilerin iyiliklerini artırsın, kötüleri ıslah etsin inşallah. Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
NAMIK CEYHAN Arşivi