Namık CEYHAN

Namık CEYHAN

Hepimiz aynı gemideyiz

Hepimiz aynı gemideyiz

Türkiye topraklarında yaşayan aynı havayı teneffüs eden, aynı dili konuşan aynı duyguları paylaşan insanlar, farklı görüş ve düşüncelerde de olsalar aynı gemidedir. Herkes biliyor ki: Gemi su alırda batarsa hepimiz batarız. Son yıllarda yaşanan doğal afetlerin yanı sıra siyasi ve ekonomik hadiselerde görüyoruz ki içerideki ve dışarıdaki bazı kesimler bu geminin batması için oldukça çaba harcıyorlar.

Dünya ve ülkemizde yaşanan doğal afetler, depremler, salgın hastalıklar, COVİD-19 salgını, küresel iklim değişikliğinin beraberinde getirdiği çevresel sorunlar, kuraklık, sel, fırtına, aşırı yağışlar gibi afetler, toplumun her kesimini yakından ilgilendiriyor ve geminin su almaya başladığına işaret ediyor.

Öte yandan küresel sermayenin, dış güçlerin ve onların içerideki uzantılarının ülkemiz üzerinde oynadığı oyunları zaten her gün basın ve yayın organlarında izliyorsunuz. Televizyonlarda her akşam sunulan tartışma programlarında bütün bunlar uzun uzun anlatılıyor.

Nitekim bundan beş yıl önce 15 Temmuz gecesi yaşanan hain kalkışmanın üzerinden geçen yıllarda bizlere göstermiştir ki milletimizin istiklali ve istikbali için, milli birlik ve beraberliğimiz için, gemimizin su almaması ve batmaması için millet olarak uyanık olmak zorundayız.

Atalarımızın şehit kanlarıyla suladığı ve bizlere emanet ettiği cennet vatanımızda hepimiz içinde bulunduğumuz geminin sağlıkla ve güvenle seyahat etmesi için çaba göstermeliyiz. Yüreğinde vatan sevgisi, ay yıldızlı bayrak sevgisi olan her Türk vatandaşı kutsal vatan toprağına, yeşil yaprağına ve ay yıldızlı bayrağına sahip çıkmak zorundadır.

Üç tarafı denizlerle çevrili stratejik öneme sahip bir konumda bulunan Türkiye Cumhuriyeti’nde Allah (c.c) tarafından bizlere bahşedilen tüm güzellikler ve doğal kaynaklar pek çok gelişmiş ülkede bulunmamaktadır. Ülkemizin dört bir yanında aziz milletimize sunulan bu nimetleri koruma ve nesiller boyu yaşatma görevini de yine milletimizin duyarlı insanlarına emanettir.

İnsan kendi bencilliği uğruna, günü kurtarmak uğruna, bir inat uğruna, doğal güzellikleri ve insanların doğal ihtiyaçlarını karşılayacak olan doğal kaynakları sorumsuzca yok etme hakkına sahip değildir. Doğayı korumak ülkemizi korumak demektir.

Aslında bir insanın diğer insandan yaratılış olarak farkı yoktur. Fark dünya görüşü ve icraattadır. Düşünce ve gücün eyleme geçme şekli olan icraatlar yapılırken hem toplumun çoğunluğunun menfaatini gözetmek hem de tabiatın dengesi korunmak esastır. Sürdürülebilir kalkınma için sürdürülebilir çevre temel ilkemiz olmalıdır.

Aynı gemide yol alanlar, iktidarda da olsa muhalefette de olsa önceliği geminin sağlıkla ve selametle yol alması olmalıdır. Gelişme ve kalkınma uğruna tabiat varlıklarını yok etmek de sırf muhalefet etmek uğruna her şeyi eleştirmek de geminin güvertesine su taşımak gibidir. Özellikle çevre koruma konularında karşılıklı mutlaka mutabakat sağlanmalı, çevreyi yok edecek davranışlardan sakınılmalıdır.

FARKLILIKLAR ZENGİNLİKTİR, GÜZELLİKTİR

Tabii ki bir toplumda farklılıklar olacak. Farklılıklar bir ülkenin zenginliğidir. Önemli olan bu farklıkları bir arada tutabilmektir. Kötü olacak ki iyinin kıymeti anlaşılsın. Çirkin olacak ki güzelin değeri anlaşılsın. Bütün bunlara karar verecek olan o geminin yolcularıdır.

Aslında dost da güzeldir, düşman da. Düşmanlar dostun kıymetini anlatır, dost kıymetsize meyletmemeyi öğretir, dostu var eden düşmandır. Düşman olacak ki dost fark edilebilsin.

Su da güzel! Ateş de! Suyun ateşi, ateşin de suyu sevmediğini bile bile kavuştururlar bir gün bir yerlerde. Ateş suyu yakar, su da ateşi yok eder.

Güneş de güzel! Gecede. Güneş sevmez hep sırtını döner geceye; ya olmasaydı, güneş sırtını dönmeyeydi geceye, nerden bilecektik güneşi de geceyi de? Sevmeseler de beraber hareket ederler; gece güneşi yok eder güneş de geceyi; var olmaları birbirlerine bağlıdır.

Bahar da güzel! Zemheride! Bahar gelir zemheriyi yerinden eder; zemheri de vakti gelince baharı. Bir kez de olsa mutlaka yolları çakışır, bir yerde yer değiştirirler; biri gelirken biri gider. Hep oynaş içindedirler; zemheri sıcağı sevmez bahar da soğuğu, kendileri gibi her şeyleri tezat ama yine de birbirlerini var eden yine de birbirleridir.

Suyu da sevelim ateşi de; güneşi de sevelim, geceyi de; baharı da sevelim zemheriyi de,

AYNI BAHÇENİN ÜRÜNÜYÜZ

Sadi-i Şirazi Hazretleri “Gülistan” isimli eserinde der ki:

“Bir tümseğin üzerinde otla bağlanmış birkaç demet taze gül gördüm. ‘Bu değersiz ot ne oluyor ki gülle birlikte bulunuyor?’ dedim. Ot ağladı ve şöyle dedi:

‘Sus! Kerem sahipleri arkadaşlığı unutur mu? Her ne kadar güzelliğim, rengim, kokum yoksa da nihayet ben de bu güllerin bittiği bahçenin otu değil miyim?’”

Evet işte hepimiz bunu anlamalıyız. Netice de hepimiz aynı bahçenin ürünüyüz, kimimiz gül, kimimiz dikeniz ama gülünü seven dikenine de katlanır.

Vatanımızı seviyorsak, ülkemizin birliği, dirliği ve bekası için çaba göstermeli, bütün insanlarımızı ve yaratılan diğer canlıları sevmeli ve korumalıyız. En önemlisi de biri birimize tahammül etmeyi bilmeliyiz.

Şu fani Dünya’da kubbede bir hoş seda bırakabilmek için samimiyetle ve iyi niyetle çaba gösteren bahçemizin bütün güllerine ve dikenlerine selam olsun.

Unutmamalıyız ki bizler aynı gemide seyahat etmek zorundayız. Başka milletler gibi ülkemizi terk edemeyiz, göçmen olamayız. Çünkü biz Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ünYa İstiklal Ya Ölüm!” fermanına sıkı sıkıya bağlıyız. Bağımsızlığımız için, ezanların susmaması için, bayrağımızın ilelebet dalgalanması için seve seve ölümü göze alan bir milletin mensuplarıyız.

Bu vesile ile 15 Temmuz 2016’da yaşanan hain kalkışmaya karşı halkın şanlı direnişinde şahadet şerbeti içen aziz şehitlerimize Allahtan rahmet, gazilerimize acil şifalar diliyorum. Cenab-ı Hak bizleri her türlü düşmanın ve terör örgütlerinin şerrinden korusun, yöneticilerimize güç kuvvet versin, güvenlik kuvvetlerimizin de yar ve yardımcısı olsun.  Amin, amin, amin. Kalın sağlıcakla…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Namık CEYHAN Arşivi