Prof.Dr. Kamil GÜNGÖR

Prof.Dr. Kamil GÜNGÖR

Batıcı mı Mandacı mı…

Batıcı mı Mandacı mı…

Şimdiye kadar milli (doğal) kaynakların neden keşfedilemediğini zannediyorsunuz. Teknik bir konu değil elbette... Zihinsel bir konu... Mandacı zihniyetle ilgili bir başka deyişle... Önünüze konan kahramanlık masallarıyla size gözyaşı döktürenler gerçekte sahipleri adına kılıç sallıyor. Size temin ederim ki; bu mandacılar bir gün gücü eline akacak olursa (müsterih olun; bir kez daha olmayacak biiznillah) bu ülkeyi birinci lige taşıyan her ne varsa, ilk iş olarak her birini toprağa gömüp, bir bahane ile bu birinci lige taşıyanlarla ilgili takibat yapmak olacak...

Bu mandacılık ruhu farklı aşamalardan geçerek Tanzimatta ete kemiğe büründü ve zaman içerisinde güç kazandı. Zihinsel sömürü altındaki bu kesimler beslendikleri düşünce dünyasının aramızdaki temsilcileri... Deşifre olanını söyleyelim; FETÖ... Deşifre olmayanlar asıl tehdit... İşbirlikçi olanların yanı sıra, durumu bildikleri halde hırsına yenilmiş olanlar da var aralarında... Bir de sığ dünyasında oyun ve eğlencede olanlar…

Aslında fotoğraf bununla da sınırlı değil… Size temin ederim ki işte bu içerideki memleketin kaymağını yiyen kimi kesimler memleket yansa ateşinde ısınmanın hesabını yapar. Söz gelimi geçen yıl yaşadığımız orman yangınları, ki muhtemelen sabotajdı, şimdilerde yaşadığımız hayat pahalılığı dört köşe ediyordur onları… Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle gıda krizi merkezli sıkıntılar için ellerini ovuşturuyorlardı ama bir kez daha hevesleri kursaklarında kaldı.

Türkiye hem içeride hem dışarıda büyük bir mücadele içerisinde... Siz buna bağımsızlık savaşı da diyebilirsiniz, asimetrik savaş da... Her iki durumda da bir savaşın tarafısınız. Savaşta ise olağan kurallar işletilmez. Ama gelin görün ki; bilinçaltına yerleştirilmiş uyuşturucunun ağır etkisi hala bir bütün olarak bertaraf edilebilmiş değil… Bir başka deyişle kimi kesimlerin üzerindeki ağır sarhoşluk hali Türkiye üzerinde operasyon kabiliyeti olanları hala ‘dost’ olarak görüyor. Ama neyse ki olan-bitenin farkında olanlar da az değil…

Sorumlu makamdakilerin kimi adımlarının anlaşılmaz olması da normaldir. Nitekim; oyunda eğlencede olan geniş halk kitlelerinin durumu kavraması beklenmediğinden, toplumda karşılık buluncaya kadar ileri adım atılamıyor. Sözgelimi FETÖ yapılanması bilinmesine rağmen, 2011-12'ye kadar bir şey yapılmamış-yapılamamıştır. Bir başka deyişle darbeci ve NATO'cu faşist Amerikan mandacıları sıradan bir inançlı ere dahi tahammül edemezken, bir şekilde dinle iltisaklı olanların ordudan atılması o dönemde açıklanabilir bir şey değildi... Zamanı geldi ve gereği yapıldı. Yeni nesil mandacılar için de gelecek o karşılık…

Batılı güçler hedeflerini çoğu zaman içimindeki beyinsiz, ferasetsiz, vizyonsuz, geleceği göremeyen, küçük hesaplar içerisindeki zevat eliyle yürütmüştür-yürütmektedir. Birinci Dünya Savaşı sonrası mandacılığı savunan bir güruh olmuş malum... Halide Edip de onlardan birisi mesela... Hani şu yere-göğe sığdırılamayan Halide Edip... Görünüşe bakılırsa sonuç Halide Edip'in istediği gibi olmamış... Ama gerçek biraz muamma...

Milletin moralini yüksek tutmak adına hamaset sonuç verse de; sakin ve sorumlu bir şekilde düşündüğünüzde gerçeğin büsbütün farklı olduğunu görmek güç olmuyor. Milletin moralini yüksek tutmak ne kadar önemli ise, fotoğrafı doğru tespit ve analiz de bir o kadar önemli…

Bakınız mandacılıkla bağımsızlık arasındaki fark nedir… Bir ipucu vermiş düşünür; "Birisi Batıcıyım demişse 'manda' isteğini kabul ediyor demektir. Batı; gayet modern-çağdaş filan değil; Birinci ve İkinci Dünya savaşında yetmiş milyon insanı öldüren, Cezayir'de katliam, Ruanda'da soykırım, Namibya'da kafa tası ticareti yapan, yeryüzünde nerede bir hammadde varsa oraya çökmek için yerel etnik unsurları nasıl kaşıyacağını, nasıl terör örgütü kuracağını bilen, silahlandıran, finanse eden, hedefe koyduğu ülkede iç ayaklanma-kaos çıkartan, suikast yaptıran, darbe yaptıran bir batı var karşımızda... Batının devlet gücü (aklı) budur. Halk zurnanın son deliği..." Stratejist Abdullah Çiftçi

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof.Dr. Kamil GÜNGÖR Arşivi