Fikir üretebilmek, fikrî değerlendirme yapabilmek zorlu bir süreç gerektirmektedir. Bu yönde çaba sarf edenler gerek bireysel, gerekse toplu halde sürekli zorlanmaktadırlar. Sağlıklı bir iletişim kurulamadığında üretilen fikirler, sığ bir köşeye sıkışıp kalmakta, sonuçları herkesi olumsuz manada etkilemekte, zaman kaybına neden olmaktadır. Buna rağmen bazı fikirler engelleri aldırmaksızın serpilip gelişmektedir.

Söz konusu fikir üreticileri ya da düşünce insanları arasında sağlıklı iletişim üzerine isabetli bir değerlendirme yapmak, doğru bir cevap vermek için çeşitlemelerden yararlanmak, çeşitli vesilelerle bir araya gelmelerini sağlamak gerekmektedir.

24 Ekim 2021 tarihinde Afyonkarahisar’da şehrin yaşayan kalem erbabının mühim bir kısmını bir araya getiren AFYAŞAD’ın ilk toplantısı gözlemcilere düşünce alemimizdeki durumu değerlendirme imkanı sunmuştur. Vali beyin bizzat ev sahipliğini üstlendiği etkinliğe; bakan, milletvekili, akademik idareci, akademisyen, Belediye, İl Genel Meclisi Başkanı, askeri ve mülkî erkan, daire başkanları düzeyindeki protokol iştirakı çıtanın yüksekliğini gözler önüne sermiştir.

Yazar ve şair tekil düşünüldüğünde her şeyden evvel coşkun bir ruha sahip edebiyat insanıdır. Çoğul anlamda beşeriyetin her aşamasında var olagelmişlerdir. Aynı zamanda serpilip yetiştiği toplumun düşünen, güzel söz sahipleri üreticileri olarak görülmüşlerdir. Meşgalesi gereği çevresini, toplumunu ve dünyayı farklı görüp, ileride bulunmayı tercih ettikleri takdirde kalıcı olmakta, çağları aşıp geçmektedirler.

Yazar ile şair, edebiyat insanı olmakla birlikte bazı hususlarda birbirlerinden ayrılmaktadır. Şairin kalemi çok daha zahmetli ve üstün olma durumundadır. Tıpkı yazarlar gibi milli kültürü tanımaları gereği yanında dilin inceliklerini bilmeleri kaçınılmazdır. Metinleri daha kısa olmakla birlikte uzun soluklu koşu yeteneğine sahiptirler. Hangi zaman ve yerde okunursa okunsun akla ve kulağa hoş gelen ifadeleri sıralarlar. Genel olarak bakıldığında Türklüğün özünde sakladığı bir “başkaldırı” söz konusudur. Ancak basit, bayağı, sığ bir yaklaşım benimseyemez. Kısacası mısraları bir ardına, uyumlu bir şekilde sıralamaz asla yeterli olamaz.

Yazar, herhangi bir konuda yazı kaleme alan, bunları kitle iletişim araçları vasıtasıyla hedef kitleye ulaştıran kişidir. İster makale, ister hikaye, ister roman, isterse diğer alanlarda bir kitap olsun hacim olarak bereketli eserler bırakan yazar, zamanla kendine has bir üslup oluşturur.

Yerel bir amaç gibi düşünülen ancak milli zenginlik içeren bir toplantı vesilesi ile bir kere daha hatırlatmakta fayda var. Büyük hedefler her zaman küçük bir adımla başlar, ilk adımı bir türlü gerçekleştiremeyenler bırakın ileriye doğru hamle yapmayı, asla bulundukları yeri dahi koruyamazlar.

Şu ya da bu yazar ile şair birlikte hareket etmesi ancak mesleki anlamda kazanım olabilir, sanat anlamında bireysellik ağır basar. Zira evrensel olan her husus başlangıçta bir şekilde yerellik ifade etmektedir. Yerel hususun işlenme usulü için gerçek sanatçıya ihtiyaç bulunmaktadır. O sanatçı edebiyatçı olup, yazdığına göre şair ya da yazarlık görevi üstlenmektedir. Evrensele taşınan bir düşünce insanının yerele çekilmeye çalışılması da yanlıştır.