Prof. Dr. Turan Akkoyun

Prof. Dr. Turan Akkoyun

Çürüme Basamağı

Çürüme Basamağı

İçine kapanık bir halde ya da bir şekilde genel kabul gören sürdürülen hayat; “çuvala sığmaz mızrak” misali belirgin niteliklerini herkesin idrak noktasını yerle bir ederek ortaya döküvermektedir. Biyoloji teriminden uzakta düşünülmesi gereken çürüme bunlardan sadece bir tanesidir. Bu hususun uzağında kalabilen kurum, şahsiyet ne kadardır sorusu ile cevabı, ne yazık ki hiçbir hayret uyandırmamaktadır.

Şark kurnazlığı, kasaba mantığı, taşıma su, öyle ya da böyle mantığıyla gerçekleşen tesislerde süratle belirginleşen hususun kaynağına yönelindiğinde kapitalizmin olumsuzluğu bir set halinde belirivermektedir. Onun yardımcı elemanlarına geçildiğinde rüşvet, hırsızlık, vurgun, hortumlama, adam kayırma, liyakatsizlik, geleneksel değerlerin içinin boşaltılması çok yakınlarda otağ kurmakta ve silsile halinde sıralanmaktadır. Öylesine sıradanlaşmaktadır ki kendini muhafaza etmesini bilenler, medya ürünlerinde komedi unsurlarıyla tipleme yoluna gidilmektedir.

Aslına zarar vererek başlayan çürüme daha büyük uğraş alanındaki pastadan pay kapma telaşına müteakiben daha küçüklerdeki birikintileri silip süpürme, saadet manzarası oluşturma, zaman kaybetmeden daha geniş vahalara kayma gerçekleşmektedir. Böylelikle muhtemel ihtiyaç anlarında sığınılabilecek limanlar teker teker yok edilmekte, en küçük tehditler kalıcı hasarlara ya da dönüşü olmayan güzergahlara savrulmayla neticelenmektedir. İçtimai vasfını kaybeden topluluğun bireysel sığınma noktalarının da ortadan kalkması binlerce yılın tecrübesi ile ortaya çıkan ifadeyi “dalından kopan yaprağın kaderini rüzgar belirler” hatırlatmaktadır. Elbette bunu idrak edebilen zihinler için geçerlidir bu husus, değilse sözün hiçbir cazibesi bulunmamaktadır. Ele alınan hususun bireysel izahı çok kolay olmasına mukabil çözüme yönelme doğrudan toplumsal olabilmekte yoksa komedi türüne yeni tiplemeler haricinde hiçbir kazanım olamamaktadır.

Bütün bunlar hakkında her birey olumsuz düşünmekte ancak sistemin haricinde kalmaya çalıştığında nokta duruşuna şutlanmaktadır. Böylelikle hariçte kalanlar çürümenin akışkanlığında kendilerine geniş bir yol açabilmekte, batma ifadesini hiç kimse aklının uçundan dahi geçirmemektedir. Batışın algılanabilmesi için değerler kavramının algılanması, eğitiminin ise hayatın her alanında hemen bütün sektör ve kesimlerinin gündelik fihristinde belirgin hale dönüşümü; mutlak bir şekilde algılanmalıdır. Mutlaka bir tek kişiyi çok önemsiyor ve asla küçük görmüyoruz. Göremeyiz de bunun kültür ve medeniyet geçmişimizde nice örnekleri bulunduğu gibi hepimizin hayatının kırılma noktaların ismi hatırlansın ya da hatırlanmasın o tek bir kişinin işareti söz konusu olmuştur. Orta ve üzeri yaşlarda bulunanlar sakin bir düşünce ortamlarında belirtilmeye çalışılan hususun niteliğini, temelini, muhasebesini, neticesini hiç zorlanmadan bizzat gerçekleştirebilmektedir. Bireyin bu anlamda rol modelliği için yine kendinden başka bir kaynak bilgiye ihtiyacı da kalmamaktadır. Demek ki sistematik bir dönüşüm, toplumsal bir hareketlilik olamıyorsa kişisel gelişimin ana güzergahına dönüşüm kapısı ezelden beridir yolcularını ağırlamaya devam edecektir. Ele alınan basamağın çekiciliği, kolaycılığı, bataklığının meydana getirdiği pisliği; Mutlak Varlığın emrine amade şahsiyetler ile toplumlara karşı hiçbir zaman kazanamadığı gibi bundan böyle de kazanamayacaktır.

Çürümenin hat safhaya ulaştığının fark edildiği ve bundan rahatsız olunduğu zamanda ise artık yolu aydınlatan, yeni bir çizgiye işaret eden olma görevi rahatsızlığı iliklerine kadar hissedenlerdedir ki dünden yarına Türk kültürünün ebediliği mümkün olabilsin halkaların ağırlığı zincirin kuvvetine dönüşebilsin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Prof. Dr. Turan Akkoyun Arşivi