Had Hududu
İnsanlar ya da toplumlar doğal olarak farklı düşünce, inanç, bakış açısına sahip olabilirler hatta olmalıdırlar ki muhtemel kayıplar karşısında alternatifler sunup, bireysel ve sosyal ümitsizliği kırabilsinler. Ümitsizlik cenahı kapalı tutulduktan sonra problemlerin miktarı ve büyüklüğünün çok da bir önemi kalmamaktadır.
Yeni medya veyahut toplumdaki karşılığı ile “sosyal medya” düşüncelerin birbiri ardına yerine göre kontrol mekanizmasının zayıflamasının da etkisiyle sıralandığı bir mecra olmakla beraber akademik okuma adına anlık fırsatlara zemin hazırlamaktadır. Üzerine yapılacak yorumlarda ise eskilerin ifadesiyle kırka bir hareket edilmesi bu anlamda menzilin aydınlanması gereklidir.
Kitle iletişim araçlarında yayınlanan bir medya ürünü kadar bizatihi yeni medya kanallarında en küçük bir kırıntının kolaylıkla sınırsız sayıda hedef kitleye ulaştırılması mümkün mecrada fotoğrafının hemen altına "Rabbime şükürler olsun" ifadesi üzerinden beyinsel hareketlenme söz konusu olmuştur. Hareketlenmede görünen fotoğraf ve ifade dikkat çekici gelmiş olmalıdır. Buradan hareketle resmi aktarınca tesettürlü bir hanımın savcı atanması hususuyla karşılaşılmaktadır. Böylelikle görünen hususlara bir yenisi daha eklenmiştir. Hemen sonrasında gelen ve gönderilen yorumlar ise değerlendirme hususlarını en olumsuz şekilde sınırsız hale getirmekte düşünce ufuklarını allak bullak etmektedir. “Rabbine kalsa” şeklinde başlayan ifade her şeyden evvel kendini onun haricine alıvermekle kalmamakta aynı anda oldukça farklı bir platforma taşımaktadır. Ayet-i Kerime’nin birine göre “şahit bile olamazdın” ile hukuksal, diğerine göre “evinde otururdun” ile sosyal, diğerine göre “kocana itaatsizlik edince yumruğu yerdin” ile şiddet, bir diğerine göre de “kocan senden üç tane daha nikahına alırdı” diyerek düğüme erişmektedir. Hadiseyi öylesine birbirine ekleyerek çözüvermekte ancak topu kendinde tutmamaktadır.
Finale geldiğinde “Rabbini bir kenara koyup, seni bu makama getiren laik sisteme teşekkür etmen lazım. Kadın ve erkeği hukukun önünde eşit kılana şükretmen lazım” ile bağlamaktadır.
Bütün bunlar sosyal medyadaki bir paylaşım ve fotoğraf üzerinden ötekileştirilenlere atfedilirken son noktada “neyse, kime ne anlatıyoruz ki?” diyerek erişemezliğin faturasını keserek hadiseden kurtulup yeni sosyal medya profillerine dalgalanılmaktadır.
Had Hududu meselesinden bakıldığında bir hanımın resim ve bir cümlelik paylaşımından bir başka hanımın hem de adında “Kadın” bulunan Türk kültürünün Türkistan’da Türkiye’ye taşıdığı sosyal müessese kavramıyla birlikte yer aldığı sivil toplum kuruluşu öncüsünün ifadeleri memlekette genel atmosferin aslında hiçbir değişikliğe uğramadığını net bir şekilde ortaya koymaya yetecek verileri barındırmaktadır.
Hazırlıklı ifadeler niyetleri arka plana atıp örtebilir ancak er ya da geç üzeri kapatılan realiteler mutlaka gün yüzüne çıkar had hududundaki gerçek yerine erişmede hiçbir engel tanımazlar. Onu aşmaya niyetli olanlar ise eninde sonunda rüzgara karşı tükürüp, kendi unsurunun yapışkanlığını anlının ortasında hissetme tablosuyla yüzleşirler. Sonrasında hazırlıklı olma ile olmama arasında çok da bir fark kalmamış, değerini ise çoktan yitirmiştir. Ancak böylesine bir yarış, rekabet, gizleme, gizlenme, karalama son şanlı neferin nefesi kesilene kadar sürecek, nihayetinde elbette ve tabii ki de kaybedilmeyecektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.