Karanlık devirlere uzanan toplulukların sayısı sınırlı olduğu bilinmektedir. Onların inişli-çıkışlı yürüyüşleri aslında cümle beşeriyetin medenî zenginliğin ve renkliliğinin birer göstergesidir.

Bazı ürünler de bir takım toplulukların ismiyle anılagelmiştir. İngiliz ipi, İtalyan zinciri, Arap sabunu, Bulgar kremi, Fransız askısı, İspanyol eteği, Alman çöreği, Boşnak böreği vb. ilk akla geliverenlerdir. Bir de Hint kumaşı vardır ki duymayan yoktur. Bulunmayanı ise çok daha kapsamlı bir anlam içermektedir. Britanya İmparatorluğu’nun her coğrafyada giriştiği sömürgeci yaklaşımının doğal sonucu farklı bir cephesidir. Teknik açıdan zamanında büyük güçlüklerle keten ve ipek ipliğinden dokunan kumaşın genel adıdır. Her türlü bilimsel ve teknolojik gelişime rağmen kalitesine erişmek hayli zordur. Bu yüzden nadir bulunan zor ürünler ve şahıslar için “Bulunmaz Hint Kumaşı” ibaresi Türk kültürüne dahi yerleşmiştir. Zamanla kalitesizliğin silsile halinde takibi yolunda ilerlediğini sananları simgelemiş olmakla beraber, sürekli görmezlikten gelinse de toplum onları silkeleyip geçerken ardına bile bakmamıştır.

Bir anlık ya da ömürlük kazanma yolunda her türlü takla, ilişki, tutum ve davranışı sergileyenler makamsız, koltuksuz, protokolsüz, unvansız yaşayamaz hale gelmekte ama sona geldiklerinde başladığı noktanın çok gerilerine düşmektedirler. Hemen herkesin benzer birçok hatırası bulunmaktadır.

Devirler gelip geçmekte ancak vitrinde duranlar sadece yer değiştirip durmaktadırlar. Kısacası ortalıktan hiç kaybolmamaktadır. Bunlar için kullanılan “Bulunmaz Hint Kumaşı” kaliteden ziyade kalitesizliği, şahsiyetten ziyade şahsiyetsizliği, çabadan ziyade bağlantılara işaret etmektedir. Konunun toplumsal boyutu üzerinde durulduğunda ya monte ya da sızma yolu ile rabıta kurma becerisine nail olanlar vitrinde kalabilme adına her şeyi göze aldıklarından iş becerisi yerine hiçbir talebi geri çevirmeksizin ancak uygulamadan da aynı şekilde uzak durarak koltuğunu sağlamlaştırma yoluna gitmektedirler. Böylelikle toplumsal statüko sağlanmaktadır.

Oldukça bayağı olmasına mukabil arkadaş ya da başkasının omuzlarına basarak yükselenler geriden birilerinin kendine yetişmesini engelleme refleksi ile onları görmezlikten gelmekte hatta aradaki sağlıklı iletişim basamaklarını yok etmede herhangi bir mahzur görmemektedir. Dolayısıyla güç merkezlerinin yörüngesine dahil olmaları da kaçınılmaz hale gelmektedir. Şahsi niyetler bir makam ya da koltuk ile şahsiyet bulmuş olacak ki bir birine zıt devirler ya da yönetimler ne hikmetse onlardan hiçbir şey alıp götürmemektedir. Diğer taraftan bu tür şahsiyetler gerçekten bulunmaz Hint Kumaşıdır. Çünkü yürütmenin sürdürülebilmesi adına bu tür bulunmazlar olmazsa olmazlarıdır.

Basamağın yükselişi toplumun ilerleyişine katkı yaptığı ölçüde eşikte duran Türk kültürünü beslerken bir anlamda kendisini de kalıcı hale getirir. O durumu sağlamayan basamağın yitirilmesi kalıcılığı pekiştirirken bulunmaz Hint kumaşları savrulup giderler. Onların eksiklikleri hiç hissedilmez kaldı ki görev devir teslim töreni çoktan gerçekleştirilmiştir.

Bazen de aradan yıllar geçer ancak her türlü kaplamaya rağmen boşluk bir türlü doldurulamaz, aranır bulunur. Buna da aynı deyimi söylemek uygun olabilir mi? Bilemiyoruz. Bilinen Hint Kumaşının üründe ayrı, bireyde ayrı bir nitelik arz ettiğidir. Kişisel sahiplenmeler kıyıda unutulup giderken, diğerleri kültürel kayıtlara not düşünülerek canlılıklarını muhafazaya devam ederler.