Prof. Dr. Turan AKKOYUN
Beşeri, fizikî, kimyevi vb. problemlerle boğuşan, bunalan ve mevcut sistemi içerisinde çıkış arayan yaşlı dünyanın çağdaş kavramlarının başında “projeler” gelmektedir. Sosyal iletişim ve söylemde olumsuz ya da kasıtlı gibi bir anlam öne çıksa da düşünülen, tasarlanan, sınırlı miktarda kaynağa sahip, ancak iş takvimine bağlanmış, B planı mutlaka olan, öncesinde- anında- sonuçlanmasında mutlaka hariçten değerlendirilme süreci bulunan, evrensel kriterlerle yürütülüp tamamlananların bireysel, toplumsal ve küresel kazanımları ile hiçbir kişi, kuruluş ya da topluluğun uzak kalmaması gereken aynı zamanda kalamayacağı bir realitedir.
İlk, orta ve yüksek tahsil basamaklarının tamamını kapsayan realite, tarım, gıda, güvenlik, sağlık, savunma sanayi başta olmak üzere insanın hayatında olan ya da olmayan ancak olması istenen her noktada yürütülen projelerin büyük bir kısmından sadece tamamlanıp, meyvelerinin hasadı yapıldıktan sonra o da ilgili olanlarca haberdar olunabilmektedir. Böylece olması gereken hakkında direksiyonda kalınması mümkün olabilmektedir.
Bilimsel araştırma ile kendini tanımlayan akademinin durumu, üretim merkezi durumundaki “Türkiye’de bilim ve teknolojiyi teşvik etme, yönlendirme ve popülerleşmeyi amaçlayan” kurumun faaliyetleri yanı sıra farklı üst yönetim makamlarının gündemindeki projelerin sayısının, niteliğinin, başarılı sonuçlarının artırılması ilgili, ilgisiz her unsurun gündeminde bulunmalıdır. Bulunmayanların çok geçmeden “boşuna” diye isimlendirilebileceklerden başka da gündemi kalmamaktadır. İsimlendirme; acaba yaşanana mı yoksa yaşanacağa mı? İşte cevaplandırılması gereken soru tam da budur.
Söz konusu kavramın sayısal anlamda fazlalığı bireysel, yerel, bölgesel ve ulusal problemlerin, çaresizlikleri global karşılıklarından hareketle araştırma yürütmek olmakla birlikte olmayan ancak olması gereken insan ve toplum hayatını yeniden şekillendirebilecek çalışmaların alt yapısını oluşturmak ileriye bir yol çizerek sürdürülebilir alternatifler hazırlamaktır.
İleriye yol, sağlıklı bir işleyişi yakalayabildiğinde en azından ihtiyaç hissedildiğinde ulaşılabilecek kayıtlara dönüştüğünde hiçbir bilimsel çabanın boşa zaman harcama olmadığı anlaşılacağı gibi tekten bütüne, bütünden teke rabıtanın önemi bir kere daha anlaşılmış olmaktadır. Günümüzün başarılı projeleri başarılı ve sağlıklı iletişimi arkalara atarak karşılıklı etkileşimi muzaffer kılmaktadır. Bu anlamda hem toplumlar, hem araştırmacılar, hem de disiplinler arasında çalışma yöntemleri süratle evrenselleştirilmeli akademik çabanın sahadaki zaman kaybı ortadan kaldırılmalıdır. Böylelikle toplumlardan, araştırmacılardan, disiplinlerden ya da onların verilerinden bahsederek; multidisiplinerliğe ulaşılamayacağının anlaşılmasına katkı sağlanmalıdır.
Öncülüğün ardı sıra yürümenin payını inkar etmeden, fazlaca yormadan, yerine göre ihtiyaç da duymadan hazırlanacak esaslı projelerdeki karakterler değişmek durumunda kalsa da sonuçlandırılabileceği, sonuçlandırılması gerektiği düşüncesinin kalıcı bir davranışa dönüşmesi mümkün olabilecektir. Aksi durum bireysel bilgilerin genel içerisinde yerleştirmesi tartışmasında statüye, mücadele yeteneğine ve başkaca unsurlara terk edildiğinden iş takvimi askıya alınmakta finalde “boşa kılıç sallama” haricinde bir anlam ortaya çıkamamaktadır.
Türkiye’nin imkan bulduğu her fırsatta, her alanda daha çok sayıda ve daha güçlü projeler yapması hususunda ilgili her bireyin, her kuruluşun, her kurumun, her yönetimin farkındalıklı hareket etmesi çağdaş dünyanın mevcut problemlerini çözmede, daha ideal yaşama yönelmesinde tarifi imkansız katkılar sağlayacağı ortadadır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.