Selçuk Karaman

Selçuk Karaman

Vebal alıyoruz!

Vebal alıyoruz!

Bu güzel platformda ilk yazımız olması sebebiyle sanırım bir önsöz yazmamız gerekiyor. Öncelikle yayın hayatına yeni başlayan BBN Haber ve BBN TV ailesine başarılar diliyorum. Ülkemiz adına hayırlı olur inşallah.

Eğitimci kimliğimizle yazılarımız da BBN Haber aracılığıyla umarım siz okurlarımıza faydalı ve yön verici olur diyerek “Vira Bismillah” ile başlayalım.

Bir işe nasıl başlarsanız öyle gidersiniz” sözünden yola çıkarak ilk yazımızda eğitim olsun.

Yıllar önce Güney Kore’den misafirlerimiz gelmişti. 13-14 yaşlarında çocukları da onlara eşlik etmişlerdi. Sohbet, konuşma derken iş eğitim boyutuna geldiğinde ben çok şaşırmıştım. Yanlarındaki çocukların akademik bilgisi, matematik becerisi bizim 7-8 yaşlarındaki çocukların akademik bilgisi kadardı. Çarpım tablosunu bile Güney Koreli çocuklar 12-13 yaşlarından itibaren öğrenmeye başlamışlar.

Peki nasıl oluyor da 13-14 yaşında akademik bilgisi bizim 7-8 yaş grubundaki öğrencilerin akademik bilgisine eşit olan bu çocuklar fazla değil 2-3 yıl sonra PISA ve TIMSS değerlendirmelerinde dünyada ilk 3’e giriyor, bizim çocuklar çok çok gerilerde kalıyordu ?..

Bu sorunun cevabını “Hüseyin Yılmaz” ile vereceğim.

Hüseyin Yılmaz 1924 yılında Denizli’nin Acıpayam ilçesinde doğmuştur. 3 yaşında annesini, 11 yaşında babasını kaybetmiş öksüz, yetim bir çocuktur. Hiç okula gidememiş ve okuma yazma öğrenememiş Hüseyin Yılmaz dağlarda çobanlık yapmaktadır. Kaderi 1936 yılında pikniğe gelen öğretmenlerle sohbeti esnasında değişir. Konuşması ve fikirlerinin farklı olduğunu gören bu öğretmenlerin yardımı ile Hüseyin Yılmaz 13 yaşında okuma yazma öğrenerek devlet parasız yatılı okullarında eğitim hayatına başlamıştır. Hüseyin o kadar zekidir ki okuduğu tüm sınıflarda öğretmenlerin dikkatini sürekli çekmeyi başarmıştır. Nihayetinde İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği bölümünü kazanmış, oradan da başarı ile mezun olmuştur. Bu başarısından Amerika Boston Massachusetts Teknoloji Enstitüsünden Prof. Dr. Morse haberdar olur ve Hüseyin Yılmaz’ı Amerika’ya davet eder. Hüseyin Yılmaz 1952 yılında Amerika’ya gider ve dünya çapında insanlığın kaderini değiştirecek çalışmalara imza atar. Iphone telefonlarındaki Siri uygulaması, Google sesli komut uygulamaları, yapay zekâ gibi bir çok buluşların mucidi Hüseyin Yılmaz’dır. Albert Einstein’ın iki teorisini çürütüp kendi teorisini dünya bilim literatürlerine sokan da Hüseyin Yılmaz’dır. Hüseyin Yılmaz 27 Ocak 2013 yılında Amerika’da hayata gözlerini yummuştur.

Peki, Türkiye’nin Einstein’ı olan Hüseyin Yılmaz 13 yaşına kadar ödev, test, deneme sınavı, bir yığın yardımcı ders kitabı, özel hoca, dershane, özel okul, etüdler bırakın okul yüzü bile görmemişken nasıl olur da dünyanın kaderini değiştiren bir bilim insanı konumuna geliyordu ?..

O zaman gittiğimiz eğitim yolunda bir sıkıntı var demektir.

Cenab-ı Hak insan zekâsını ve rızkını doğmadan önce belirler. Kimine akademik başarıda insanlığa hizmet için özel zekâ vermiş, kimine ise normal zekâ vermiştir. Hakk’ın nasip etmediği hiçbir rızkı kimse kimseye kazandıramaz. Akademik başarı zekâsı olmayan bir çocuğu gece gündüz ders çalıştırsanız da, en iyi okula gönderseniz de, en iyi öğretmenlere özel ders aldırsanız da, bir yığın ödev verip daha birinci sınıftan itibaren deneme sınavlarıyla haşır neşir etseniz de başarılı olamazsınız.

Allah’ın belirlemiş olduğu rızık kaderini insanların değiştirmeye gücü yetmez. 

Hakk kimine doktorluk, kimine avukatlık, kimine mühendislik mesleklerini kazanacak zekâ vermiştir ve buna göre rızıklandırmıştır. Kimine ise bunların hiç birini nasip etmemiş, rızkını el becerisi ve yeteneği ile kazanabilecek meslek gruplarına saklamıştır. Ancak hemen hemen hepimiz çocuklarımızı Hakk’ın çizdiği kadere göre meslekler değil de kendi fikrimizin çizdiği meslekler kazandırmaya çalışıyoruz ve bunda da başarılı olamayıp çocukluklarını, hayallerini ve geleceklerini çalmış oluyoruz. Kısaca onların büyük veballerini alıyoruz.

Şunu kesin dille söyleyelim. Ergenlik öncesi ödev, test, deneme sınavları, etüd ve dershanelerin çocukların gerek akademik gerekse zekâlarının gelişimine hiçbir ama üzerine basa basa söylüyorum hiçbir katkısı yoktur. Aksine yığınla zararları vardır.

 Ergenlik öncesi dönem edep, güzel ahlak, merhamet duygularının yoğrulduğu huy ve karakter oluşumunun sağlandığı bir dönemdir. Ergenlik sonrası huy, ahlak, davranışlar karaktere dönüşür. Ardından karakter de kadere dönüşerek insanlarca değiştirilmesi imkansız hale gelir. Değiştirmek artık kulun çabasına göre sadece Hakk’ın kudret ve gücüne bağlıdır.

Bizden size tavsiye, ergenlik öncesi çocuklarınızı test, ödev, deneme sınavları, etüd ve dershanelerden uzak tutunuz. Onlara her yaşta rahatlıkla öğrenebilecekleri gereksiz bilgileri değil özgüveni, hayal kurmayı, mutluluğu, merhameti, zorluklarla mücadele etmeyi, adaleti, iyi insan olmayı ve en önemlisi de güzel ahlakı öğretin.

Rızık Cenab-ı Hakk tarafından nasıl olsa kendilerine gönderilecektir. Endişe etmeyin. Ediyorsanız da kusura kalmayın imanınız zayıf demektir.

Sağlıcakla kalınız..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Selçuk Karaman Arşivi

DMT

03 Mayıs 2021 Pazartesi 00:03