Sınavlarda isim nasıl unutulur ?
Ailelerin, uzmanların sık sık dile getirdiği ancak bir türlü teşhis ve tedavi konusunda başarılı olamadıkları ve çocukların gelecekte başarısı için son derece önemli olan "Sınav Kaygısı" konusu..
Bakıyorsunuz öğrenci derslerde çok başarılı, yapılan deneme ve test sınavlarında üst sıralarda yer alıyor. Bakıyorsunuz seçme sınavlarında durumlar vahim, başarısızlık hat safhada. Aile şaşkın ve endişeli, öğrenci üzgün…
Öğrenci ve aileler üzerinde duygusal çöküşlere sebep olan bu olumsuz durumların tek sebebi “Sınav kaygısı” sorunudur.
Bu başarısızlıkta öğrencinin herhangi bir suç ve hatası yoktur.
Beyin hücrelerinde akson dediğimiz alıcı ve dentrit dediğimiz verici bölümler bulunmaktadır. Nöronlar arasında ise snaps dediğimiz boşluklar mevcuttur. Akson ve dentritler arasında yapılan elektriksel alışverişlerle snaps boşlukları arasında bağlar ya da köprüler kurulur. İşte beyin hücrelerinin birbirleriyle bu etkileşimleri sonucu oluşan köprüler sayesinde öğrenme ya da düşünme faaliyetleri gerçekleşir.
Ancak beyin hücreleri kaygı, endişe ve korku esnasında kendisine zarar gelebileceğini düşünerek doğal refleksle ani koruma pozisyonunu alır ve asla diğer beyin hücreleriyle etkileşimde bulunmaz. Yani dentrit sinyal göndermez, akson sinyal almaz. Kısaca beyin tüm öğrenme ve düşünme faaliyetlerini geçici bir süre askıya alır. Ta ki korku, endişe ve kaygı sorunlarının geçtiğine kanaat getirinceye kadar. Sınavlarda ismini dahi unutma, heyecandan hiçbir şey hatırlamama, ilk soruda takılma gibi durumların sebebi buradan kaynaklanmaktadır.
Peki bu sınav kaygısı ne zaman ve nasıl oluşur?
Sınav kaygısı sağ beyin gelişiminin büyük oranda tamamlandığı ergenlik yaş öncesi oluşur. Özellikle ilkokul çağında verilen yoğun ödevlerle özgüven kaybı, sınıf içinde yapılan test ve deneme sınavlarında oluşacak sıralamalarda arkalarda kalıp öğretmen ve ailesine mahcup olma, azar işitme gibi duygu endişeleri, arkadaşlarının dalga geçme korkusu gibi birçok olumsuz dönütler bu öğrencilerin bilinçaltlarına olumsuz davranışlar olarak yerleşir. Ergenlik öncesi bilinçaltına yerleşen bu korku, endişeler silinmez ise önce davranışa, ergenlik yaşından sonra karaktere ve en son olarak da kadere dönüşerek ömür boyu kalıcı hale gelir.
Ergenlik öncesi yukarıda bahsettiğimiz olumsuz davranışlardan uzak durulması halinde sınav kaygısı sorunu ile karşılaşma ihtimali yok denecek kadar azdır. Bu nedenle ergenlik öncesi verilen ödev, test, deneme sınavları son derece sakıncalıdır. Faydadan çok büyük zararlar getirmektedir.
Sınav kaygısı sorunu ergenlik öncesi bilinçaltından ya telkinlerle ya da sağ beynin yardımlaşma ve tedavi yeteneği kullanılarak silinebilir. Aksi halde ergenlik sonrası artık yapacak çok fazla bir şey kalmamıştır.
Ergenlik öncesi bir çocuğun kaderini değiştirmek sağ beyin gelişimi ile ilgili olarak anne, baba, öğretmen ve çevre şartlarının elindedir. Ergenlik sonrası bu kaderi değiştirmek ise sadece Allah'ın inisiyatifindedir.
Doğuştan akademik başarı yeteneği üst düzeyde yaratılan bir çocuğun sınav kaygısı ile başarısız hale gelmesinde en büyük vebal ergenlik öncesi dönemde aktif rol alan öğretmenler ve anne babalardır.
Sağlıcakla kalınız..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.