Söz Uçar, Yazı Kalır Öyle mi?
“Söz uçar, yazı kalır” cümlesi, günlük hayatımızda sık sık karşımıza çıkan ifadeler arasındadır.
Sohbetlerde “espri” ya da “komik söz” olarak yerini alıyorsa sorun yoktur. Ancak böyle bir ifadenin varlığı bir toplumun hayatına, etle kemik gibi ayrılmaz hale gelerek girmiş ise o zaman “İslâm dininin mihenk taşları olan güzel ahlak değerleri bir bir yok oluyor“ demektir.
Evet, söz uçuyor.
Nereye mi?
Cenab-ı Hak’ın makamına.
Yazı kalıyor mu?
Evet, kalıyor.
Nerede?
Yalan dünyada.
Yazının cezası, dünyada verilir ya da verilmez onu bilemeyiz ancak sözün cezası mahşerde mutlaka verilir, hüküm şaşmaz. İnsanın adaleti güce bağlıdır, değişebilir. Ancak Hak’ın adaletini hiç bir güç bozamaz, değiştiremez.
Uçup giden söz değildir aslında. Uçup giden; edep, hâya, güzel ahlak, amel ve İslami değerlerdir.
Dinimizce “yalan söylemek” büyük günahlardan biri olduğunu göre; bir Müslüman, günah olduğunu bile bile nasıl yalan söyler? Nasıl verdiği sözü tutmaz?
Aslında bu soruların cevabı; olağanüstü özelliklerle yaratılmış olan beyinde saklıdır.
Beyin, altında Allah’ın nakış nakış imzası olan mükemmel bir organdır. Beynin her yapısı, her görevi ve her yaptıkları Kuran-ı Kerim’de tek tek yazılmıştır.
Duyguların kaynağı sağ beyindir.
Allah; vicdan, merhamet, edep, güzel ahlak, sevgi, saygı, sadakat, adalet, güven, samimiyet, tevâzu gibi insanı insan yapan tüm değerlerin gerçekleşmesi için bu görevlerin tamamını sağ beyine vermiştir.
Duyguların sözlerle ifade edildiği ve davranışa dönüştüğü yer sol beyindir. Allah; insanların duygu ve düşüncelerini söz ile ifade etme, günlük yaşamındaki istek ve ihtiyaçlarını gerçekleştirme görevlerini ise sol beyine vermiştir.
Dinimizce “sağ”ın özel bir önemi vardır. Her işimizde öncelik sağdır. Sevaplar, sağ taraftaki melek tarafından yazılır. Mahşerde defteri sağ taraftan verilen cennetle müjdelenir. Dünya, gezegenler ve tüm kainat sağdan sola döner. Maddeyi oluşturan elektronların hareketi, sağdan sola doğrudur.
Beyinde de durum böyledir. Beyin gelişimi sağ beyinden sol beyine doğrudur. Sağ beyin, sol beyinden daha değerlidir. Daha hızlı ve daha yeteneklidir.
Allah, doğuştan sağ beyni “yöneten”, sol beyni “yönetilen” şeklinde ayarlamıştır. Yani davranışları, duygular yönetecek şekilde yaratmıştır.
İnsanın sahip olduğu ruh, Allah’ın ruhudur. Nefs ise; bu dünyada her insana imtihan için verilmiş arzulardır, isteklerdir.
Sağ beyin ruha, sol beyin nefse bağlıdır.
Eğer insan, nefsini vesveselerle daha çok ön plana çıkarmaya başlarsa; Allah’ın doğuştan vermiş olduğu düzen yavaş yavaş bozulur ve sonunda yöneten; sol beyin (nefs), yönetilen; sağ beyin (ruh) halini alır.
Sağ beyin ne kadar uğraşsa da, sol beyine sözü geçmemektedir artık. Sağ beynin kontrolünde iken yalan söylemeyen dil, kontrol nefse geçtiğinde artık yalan söylemeye başlar.
Sağ beynin kontrolünde iken güzel davranışlardan şaşmayan beden, nefsin kontrolüne geçtiğinde çirkin ve sapkın davranışlar gerçekleştirmeye başlar.
Eğer kontrol sağ beyinden çıkmışsa; insanın namaz kılmasının ya da dilinden çıkan İslami sözlerin samimiyeti ve değeri yoktur. Nefs, namaz ya da islami güzel sözleri bile kendi menfaatine çevirmek için bir an bile tereddüt etmeyecektir.
Bu anlatımlardan kimileri, sol beyni kötülediğimizi anlayabilirler. Asla! Sol beyni de Allah yaratmıştır. Allah’ın her yarattığını kötülemek kimin haddinedir?..
Sol beyin, dünya sınavı için insanlara verilen bir taşıttır, araçtır. Aracın şoförü sağ beyin ise sorun yok, istikamet “cennettir”. Ancak şoför nefs ise, sorun var, istikamet “cehennemdir”
Bazen “Hocam, sen İlahiyatçı mısın? Değilsen bunları nasıl konuşuyorsun?” diyen insanlar da çıkabiliyor.
Ben ilahiyatçı değilim. Ben, sadece yıllarca beynin olağanüstü güç ve yeteneklerini sahada görmüş, düşünmesi ve Allah yolunun bulunması için tüm kullara olduğu gibi bana da bağışlanmış olan “sağ beyin”e sahip sadece bir Müslümanım “Elhamdülillah”
Sağlıcakla kalınız…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.