Biz nerde yanlış yaptık?
Hepimiz yeni nesilden şikayet ediyor ve sürekli eski nesil özlemi ile yanıp tutuşuyoruz. Bu durumun sorumlusu olarak da suçu hiç kendi üzerimize almıyor, hemen kuşak ve teknoloji üzerine atıyoruz.
Yeni nesil kendi kendine hamur olup pişmedi. Bu nesli kendi mayamız ile yoğurup hamur yapan da, kendi odun ve kendi fırınımızda pişirin de biziz.
Neleri var neleri yok tüm okul eşyalarını sırtımızda sıralarına kadar kendimiz taşıdık. Onlara ağır bir yükün altından nasıl kalkılacağını öğretemedik
Onları kat kat giydirip zırha büründürdük. Aç, susuz fakirin nasıl tir tir titrediğini yüreklerinde hissettiremedik.
Onlar 1 istedi, biz 1000 aldık. Kadir, kıymet ve değeri öğretemedik
Her canları sıkıldıkça, yaptıkları işleri bırakmalarına çanak tuttuk. Sabır ve azmi öğretemedik
“Sakın beslenmeni kimseye verme aç kalırsın” dedik. Paylaşmayı öğretemedik
Sudan sebeplerle okulu bastık. Öğretmeni şikayet ettik. Hoşgörüyü öğretemedik.
Onlara “Hep doğruları söyle” dedik. Biz hep yalan söyledik. Samimiyeti öğretemedik.
“Bıçak ve cam elini keser” dedik, dokundurtmadık. Acıyı hissettirmedik.
ONLARI HEP GÜLDÜRDÜK. AĞLAMALARINA FIRSAT VERMEDİK. Merhamet, gözyaşı ve hüznü öğretemedik.
Yemedik, yedirdik. İçmedik içirdik. Zorluk göstermedik. Alın terini ve pişilmeden yanılmayacağını öğretemedik.
Sözün özü bu nesli elbirliği ile kendimiz bu hale getirdik.
Beynin bir fıtratı vardır. Beyin duyduğunu, okuduğunu ya da kendisine verilen nasihatları yapmaz. Beyin, sadece ve sadece gördüğünü yapar.
Peki anne baba yani bizler çocuklarımıza süslü ve güzel sözler söylüyoruz söylemesine de acaba bu güzellikleri kendi hayatlarımızda uygulayarak davranışlarımızda gösterebiliyor muyuz ?
Tabi ki hayır!
Sözde aslan gibi kükrüyor, şair gibi döktürüyoruz ancak icraatta süt dökmüş kedi gibi susuyoruz. Yetmiyor bir de İstanbul’u fethetmiş gibi kahramanlık edası ile övünüyoruz.
Samimiyeti ve gerçekleri sevmiyoruz.
Yanlış insanı bir doğrusu ile aklamak için bin takla atıyoruz,
Doğru insanı bir yanlışı ile mahkum etmek için sürekli fırsat kolluyoruz.
Okumuyor, araştırmıyor, doğru söyleyenleri hep yanlışlar altında eziyoruz.
Allah’a iman etmek yerine insana tapıyoruz. Onun kulu, kölesi oluyoruz.
Ölümlü olduğumuzu unutuyor ve tövbe hâşâ Allah olmaya çalışıyoruz.
Gözümüzü bir karış toprağın doyuracağını çok iyi biliyoruz ancak bir türlü doymayı bilmiyoruz.
Çocuklarımıza bırakın iyi örnek olmayı onları armudun en dibine düşürüyoruz.
Allah sonumuzu hayır eylesin.
Sağlıcakla kalınız efendim..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.