Serdar Ermiş

Serdar Ermiş

İsraf ve mazlumların ahı

İsraf ve mazlumların ahı

İnsanoğlu müsrif bir yaratık.

Her şeyi israf ediyoruz. 

Yiyecekleri, içecekleri, imkanları, zamanı...

Ve bunun da bilincindeyiz.

Çünkü çok geçmeden israf ettiklerimize muhtaç oluyoruz. 

Muhtaç olunca farkına varıyoruz.

Farkına varınca pişmanlık duyuyoruz.

Ama pişmanlığımız, muhtaç olduğumuza yeniden kavuştuğumuzda bitiyor.

Sonra tekrar israf etmeye başlıyoruz. 

Sonra tekrar muhtaç oluyoruz.

Sonra tekrar pişman...

Bu döngüyü kıran toplumlar dengeyi yakalayabiliyor.

Medeniyet aslında israfta gizli.

İsrafın dibine vuranlar kendini ne kadar medeni zannetse de insanlıktan çıktıklarının farkına varmıyor. 

İsraf ne kadar büyükse, o toplumu bekleyen kaçınılmaz son o kadar büyük oluyor.

Ve yaratılış düzeni, israfın cezasını hep farklı şekillerde kesiyor.

İcat ettikleriyle teknolojide zirveye çıktığını zanneden, bunun getirdiği kendini beğenmişlikle lüks ve israfın zirvesine çıkanlar, gözle görülmeyen, basit bir sabun köpüğüyle ölen virüs karşısında yerle bir oluyor. 

Sonra sahip olduklarının kıymetini anlamaya başlıyor. 

Aslında çok güçlü gibi görünse de ne kadar aciz olduğunun farkına varıyor. 

Ama bu pişmanlık, yanlıştan geri dönüş için yeterli bir uyarı olmuyor.

Salgının sona ereceğine dair göstergelerle birlikte eski israf düzenine yeniden dönmek için hemen hazırlıklara başlıyor. 

Korkular, insani farkedişler aç gözlülüğü yenmeye yetmiyor. 

Canavarlık boyutundaki açgözlülük geri geliyor. 

Salgın sonrası hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.

Bu çok doğru bir yaklaşım.

Ama esas soru şu: Dünya salgın sonrası daha iyi bir yer mi olacak, daha kötü mü?

Salgının başlarında ve ortalarında bu soruya bir çok kişi "Daha iyi bir yer olacak" cevabını verirdi. 

Şimdi salgının sona ereceğine dair emareler görmeye başladık. 

Biter mi bitmez mi bilinmez. Ama bitme emarelerinin görülmesinden sonra yaşananlar oldukça dikkat çekici. 

Bu gelişmeler salgın sonrası Dünyanın daha iyi bir yer olacağına dair umutları azaltıyor. 

İnsanoğlu, tehlike azaldıkça, rahatladıkça kısır döngülere geri dönüyor. 

Elektron mikroskobunda ancak görülebilen virüs, Dünyanın kadim sorunlarını bir süreliğine de olsa unutturmuştu. 

Ama insanoğlu yine ders çıkaramadı.

Elindeki nimetlerin kıymetini bilmesi gerektiğini unutması çok uzak değil. 

Sonra virüs benzeri yeni sorunlarla yüzleşecek. 

Döngü devam edip gidecek. 

Dünya hiç bir zaman salgın önceki dönemden daha iyi olmayacak. 

Çünkü tükenişe doğru gidiş sürüyor. 

 

 

Kişisel olarak baktığımızda hepimiz zamanımızı israf ettiğimizi biliyoruz. 

Toplumsal olarak baktığımızda her devlet, imkanlarını acımasızca tükettiğinin farkında. 

Küresel ölçekte baktığımızda Dünyanın tükenişe gittiğini görmek zor değil. 

Bu tükenişe gidişi durdurmak mümkün görünmüyor.

Ama en azından bir iki kuşağı daha kurtarmak mümkün. 

Ve bunun yolu -çok basit gibi gelecek ama- israfı önlemekten geçiyor. 

Her şeyi gerektiği kadar kullanmaktan geçiyor. 

Ama gerçek israfın ne olduğunu özümseyerek.

İsraf sadece bir ekmeği çöpe atmaktan ibaret değil. 

Dünyanın neresinde olursa olsun aç kalan bir çocuk, yaşam alanları yok edildiği için nesli tükenen hayvanlar, insanoğluna yer açmak için yakılan her ağaç aslında israfın bir sonucu. 

Dünyada obezite tedavisine harcanan paranın, yeryüzündeki tüm açları 3 kez doyuracak seviyede olması bunun göstergesi. 

Kaçınılmaz son daha da yaklaşıyor. 

İnsanoğlu kendi sonunu kendi eliyle hazırlıyor. 

İnsanoğlunun bencillik canavarlığıyla yaptıkları yüzünden zulüm gören, sömürülen mazlumların ahı yıkacak dünyayı. 

Ve bu dolaylı olarak yine israfın bir sonucu olacak. 

Bu Dünyada yapılan çoğu zulmün hesabı öbür dünyada sorulacak. 

Yaptıklarının cezasını bu dünyada çekmeyenlerin sevinci en fazla bir ömür sürecek.

Mazlumların ahı onları sonsuza kadar yakacak. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Serdar Ermiş Arşivi