Bu aralar sosyal medyada denk geldiğim bir video etkiledi beni çok. Çok sevdiğim sanatçı Haluk Bilginer’in “Mutluluk sürekli mücadele etmek, mutluluk bir şeyleri alt etmeye çalışmak, mutluluk her defasında karşınıza konan engellere kafa atarak aşmak demektir… Bunları yaptığınız zaman mutlusunuz. Yapmadığınız takdirde ne mutlu ne de mutsuz olursunuz, ot gibi yaşarsınız” söylemine denk geldim.

O kadar doğru bir konuşmaydı ki bu, durup bir düşündürdü beni. Kendimi mutlu hissettiğim zamanları getirdim aklıma. Ne zaman mutlu oluyordum? Ne yaparken mutluydum?

Tıpkı Haluk Bilginer’in de dediği gibi benim de mutlu olduğum zamanların hep verdiğim mücadelelere bağlı aslında. Çıkan engelleri aşmak ve aşmanın vermiş olduğu mutluluk… Geriye dönüp bir bakmak şöyle… Bilen bilir çok ayrıdır zorlukların üstesinden gelmenin verdiği mutluluk.

Her zaman üstesinden gelecek değiliz bu zorlukların tabii bazen yenilmekte gerekir. Her ne kadar yenilgiler mutlu etmese de gereklidir bazen.

Umarım hayat bizlere aşamayacağımız, aştığımız zaman ise mutlu olmayacağımız engeller sunmasın…

Yazımızı bitirmeden zorluklar karşısında verilen mücadeleyi anlatan iki güzel örneği sizlerle paylaşmak isterim;

STEPHEN KİNG

Stephen King uzun bir süre çok yoksul bir hayat sürdürüyor. Evlenmek için kıyafet ödünç alıyor ve karısıyla bir karavanda yaşamaya başlıyor. Yazmaktan ise asla vazgeçmiyor. İlk yayınlanan ve sadece 35 dolar kazandığı hikayesi The Glass Floor’dan önce tam olarak 60 tane ret mektubu almış. Stephen King, bugün kitapları milyonlarca satan ünlü bir yazar.

JİM CARREY

Jim Carrey 14 yaşındayken zor günleri başlıyor. Babası işini kaybediyor ve bir karavana taşınmak zorunda kalıyorlar. 15 yaşında annesinin hazırladığı kostümle ilk kez sahne alan Carrey aradığı ilgiyi bulamıyor. 16 yaşında okulu bırakıyor ve komedyen olmak için Los Angeles’a taşınıyor. Uzun süre arabasında yaşayan ve hayallerine kavuşmak için çabalayan Carrey, 1995 yılında kendisine bir gün 10 milyon dolar dolar kazanacağını bildiren bir not yazıyor. Hayali Salak ile Avanak filmiyle gerçeğe dönüşüyor. Hala o notu sakladığını söyleyen Carrey, hayalinin peşinden koşmayı hiç bırakmamış.