Gazeteci Ölür, Üzerine de Gazete Örtülür
Yeni bir haftaya daha sağlıklı huzurlu ve hür girebilmenin şükrü ile hemen yazı konularımıza başlıyoruz.
BELEDİYENİN KONBELTAŞ İŞÇİLERİ RAHAT OLSUN
Bakmayın siz öyle biz gazetecilerin her şeyden haberi varmış gibi her konunun uzmanı havasındaki cakasına. Buna ben de dahilim.
Geçenlerde belediyede çalıştığını bildiğim bir işçi kardeşim ile kaldırımda karşılaştık. Vallahi bu arkadaşın adını dahi bilmiyorum. Selam sabahtan sonra kardeşimiz son derece üzgün bir şekilde “Uğur abi belediyede herkes bir şeyler aldı. Siz de basında güzel güzel yazdınız, teşekkür ettiniz ama biz hâlâ bir kuruş para alamadık”deyince meraklanıp
“Siz sendikalı mı değilsiniz? Niye zam almadınız?” deyince
“Biz Kombeltaş’a bağlıyız onun için” dedi. Ben de kendisine bu durumu öğrenip pazartesi gününe yazacağımın sözünü verip ayrıldım.
Cumartesi günü Sayın Bakanın o yoğun programı içerisinde Büyükşehir Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı Sayın Ahmet Bilgiç’e ulaştık. Konuyu kendisine ilettik. Sağolsun kendisi de konuya duyarlılık gösterdi ve Kombeltaş işçisi kadeşlerimize şu müjdeyi iletti “Bu arkadaşlarımızın statüleri ayrı; ama onlara da zam yapılacak”...
.........
Haydi gözünüz aydın. Yakında sizlerinde yüzleri gülecek inşallah.
******
BAKAN KURUM’UN KIYMETİNİ BİLİN
Cuma akşamı Bakan Kurum ve siyasi hazurun ile Basın Buluşmasında birlikte olurken, Bakanı izlerken Konya’nın son 45 yılının yeni bir altın dönemlerinden birisini yaşadığına bir kez daha şahitlik ediyordum.
Bu bölüm için siz değerli okurlarımıza ve bizi tanımayanlara şunu hatırlatalım.
Bir ara söz aldım direkt Sayın Bakana yüksek sesle söyledim.
Bir gazeteci olarak hiçbir zaman iktidar yalakası olmadım.
Bugün de vatanını milletini seven, kırmızı çizgileri gençlik yıllarından bu yana değişmeyen gazetecilikte de kimseye hakaret etmeden, küfretmeden, eksik ya da yanlışımız olduğu zaman hep karşı tarafa söz hakını tanıyan yeri geldiği zaman özür dileyen MUHALİF gazeteciyim.
Bunu o akşam da yüksek sesle söyledim.
Bu noktada bir de gerçeğin hakkını teslim etmemiz gerekir.
45 yılda kim iktidar olursa olsun bu şehrin vekilleri, bakanları siyasetçileri arasında gerçekten bu şehre inanılmaz katkı sağlayan, şehre değer katan isimler oldu.
Partisi siyasi görüşü ne olursa olsun asla bu insanların hakkını yiyemeyiz.
Bugün bu fırsat Sayın Bakan Murat Kurum’da.
Allah için Bakan Kurum da bugün bunun karşılığını fazlası ile veriyor.
Cuma akşamı Bakan Kurum çok mutlu idi.
Ama cumartesi günü Konyaspor maçını seyrederken o kadar mutlu olduğunu söyleyemem. Sayın Bakanı hiç kimsenin Konyaspor ile ilgili mutsuz etme şansı yoktur.
Eğer yanlış bir yorum yapmaz isek, Bakan Konyaspor için “Çok büyük ikramiye”. Bulunmaz Bursa kumaşıdır.”
..............
Bu konuda bir şeyler yazmak istiyorum.
Sayın Bakan şehirle ilgili, Mevlana alanı ile ilgili, Şeker Fabrikasının yeni yeri ile ilgili, Çimento’nun 2030 planlaması ile ilgili, Sille’deki Cephanelik ile ilgili, Meram’daki Ağır Bakım ile ilgili tarihi kararlara imza atmaya hazırlanırken Konyaspor için de gözlerinin içi gülerek “İnşallah Konyaspor şampiyonluğa oynayacak” dedi.
........
Ve o soğukta Bakan Kurum Konyaspor-Göztepe maçını izledi.
Sonuç; yediğimiz armut gibi 3 golle sahadan başı önde ayrıldık.
Beyler Sayın Bakan bunu hak etmiyor.
Bakanın yüzünü Konyaspor olarak güldürün. Bunu bilir bunu söylerim. Hiç kimse hakemin arkasına sığınmasın.
Ligde hakemlerden şikayetçi olmayan takım var mı?
VAR’dan şikayetçi olmayan spor camiası var mı?
Konyaspor için asla “o hatalı”, “Bu suçlu” demem.
Spor, Konyaspor bir bütündür.
Konyaspor KONYA demektir.
O zaman Konyaspor tarihi boyunca çok nadir gördüğü para desteğini bu dönemde hayallerin ötesinde görüyor.
Konyaspor tarihi boyunca çok az gördüğü sportif lobiye bu dönemde sahip.
Konyaspor, Büyükşehir Belediyesi olarak tahminlerin çok çok ötesinde dahası kimselerin hayal edemediği maddi va manevi desteğe bu dönemde sahip.
O zaman tarihe not düşme adına tekrar yazıyorum “KONYASPOR’un Bakan KURUM’u üzme şansı hiç yoktur”.
(Bu konuda elini taşın altına sokan değil, gövdesini koyan Başkan Uğur İbrahim Altay ve bazı elamanlarını unutmadım)
******
GAZETECİ ÖLÜR ÜZERİNE GAZETE ÖRTÜLÜR
45 yıldır hâlâ ilk günlerdeki heyecanımın çok ötesinde kara sevda gibi yapmaya çalıştığım gazetecilik mesleğinde biz gazetecilerin kaderi hiçbir zaman dışarıdan görüldüğü gibi değildir. Dahası hayatımız belli bir noktadan sonra üzücü dahası acıdır.
Gazetecilik, BASIN, sadece ekranlarda izlediğiniz yüzlerini gördüğünüz ya da gazetelerde yorumlarını haberlerini okuduğunuz isimlerden oluşmaz.
Matbacalarda çalışan işçilerden ustalardan tutun kameraların arkasında kablolarını toplayan teknik elamanlara kadar çok farklı iş bölümlerini kapsar GAZETECİLİK.
İşte bu çilekeş kesimlerden birisi de gazede dağıtıcılarıdır.
Gazete dağıtım işi okuma oranlarının yüksek olduğu gelişmiş ülkelerde maddi ve manevi olarak çok daha gelişmiştir.
Yıllar önce Avrupa’da sabah erkenden gazete dağıtımı yapan daha sonrada üniformasını giyerek birliğine giden insanı görmüştüm.
Cumartesi sabah aldığım ilk haberlerden birisi de Konya’da gazete dağıtım işi yapan 50 yaşındaki Hasan Dayan’ın gazete dağıtımı işi yaparken geçirdiği bir trafik kazası sonucunda öldüğü idi.
Ve ardından işte sektörün kaderini en çarpıcı şekilde yürekleri burkan ağlatan kareler ulaştı
İşte evine çoluğuna çocuğuna ekmek parası için bizler evimizde yatarken yağmurun altında alın teri ile helalinden para kazanmak isteyen bir babanın kaderi.
En dramatik ama gerçek kareler ise gazete dağıtırken ölen bu insanın üzeri ise motorundan yola savrulan gazeteler ile örtülmesiydi.
Bu durum hepimiz için ibretlik bir kare idi.
Pek çok meslektaşımın bu kareler üzerine göz yaşlarını tutamadığına inanıyorum.
Bu kareleri gördükten sonra ne çayın ne çorbanın tadı kalmıştı.
Bize bu andan sonra Hasan için dua etmek kalıyordu.
Allah rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun inşallah.
Bu konuda Konyaspor yönetiminden bir ricam olacak.
Rahmetlinin en büyük hayali, oğlunun çok sevdiği Konyaspor’da oynaması imiş.
Bu aileye ve bu evlada ulaşılarak bu minik yavrunun eğer biraz da yeteneği varsa kulübün alt yapısında baba acısını, babanın yokluğunun bir damla olsun unutması sağlanabilir.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Bir amaca bağlanmayan ruh, yolunu kaybeder; çünkü, her yerde olmak hiçbir yerde olmamaktır.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Ölümü hiç aklımızdan çıkarmayıp hayatımızı ölüme göre yeniden şekillendirebildiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.