Ölürsem kabrime gelme istemem...
Birazdan aşağıda ifade etmeye çalışacağım genel görüş, ortak kanaat benim şahsi görüşüm değildir.
Peki kimin görüşü?
Konya’yı yöneten insanların, Ankara’da siyasetten bürokrasiye ülke yönetimine imza atan insanların, şehrin ve ülkenin sanayisine ulusal çapta katkı sağlayan insanların ortak cümlesi.
Onlar ağız birliği etmişçesine diyorlar ki;
“KONYA SAHİPSİZ, KONYA’NIN SAHİBİ YOK”....
Buna katılıyor muyum?
Evet sonuna kadar.
Bu sahipsizlik, bugün için mi geçerli? HAYIR
Kendimi bildim bileli bu böyledir; mesela 45 yıllık. Bizleri yönetenlerde başbaşa sohbetlerde hep bunu söylediler.
Gelelim sabah sabah niye bu kadar kahırlıyım?
Niye bu kadar sitemkar dahası öfkeliyim?
Allah aşkına bu şehri kim yönetiyor?
Diyecekler ki “Bu şehrin bundan böyle sadece bir tane yöneteni yok artık. Bu şehri ortak akıl ile yönetiyoruz. Çok iyi bir uyum ve ahenk içerisindeyiz”...
...........
Olmaz. Olmaz. Olmaaaaaz. Yalan söylüyorsunuz. Sorumluluktan kaçıyorsunuz.
Allah rızası için bana bunu demeyin.
Çünkü içinizde gerçekten samimiyetine inandıklarım var.
Hepinizi bir kefeye koyarsak iyi niyetlilere haksızlık etmiş oluruz.
Lafı uzatmıyorum.
Konya artık pandemide patlamış durumda.
Bütün resmi rakamlar sizin elinizde.
Milletin söylediklerine de inanmayın. Ama Allah rızası için gerçekçi olun ve millete sunulan rakamlar ile onların gerekçelerini ayırt edin.
Bakın buradan bağıra bağıra söylüyorum.
Mızrak çuvala sığmaz hale gelinceye kadar vefat edenlerin sayısı düşecek.
Niye mi? Çok basit. Artık ölüm sebeplerinde akciğer yetmezliği, kalbe beyne pıhtı atmalar, solunum yetmezlikleri yazılıyor. Yani ölüm sebebi belli(!) Bu resmi rapora inanmayacak mıyız?
Anlıyorsunuz değil mi?
Sonra.
Sonra hastanelerimiz asla ama asla ilk zamanlarda olduğu gibi hastalarla dolup taşmayacak. Çünkü son nefese gelinceye kadar hastaneler koronalılara kapalı. Sözüm ona artık herkes evinde karantinada.
.........
Bu dediklerime itiraz etmeyecek tek bir kesim var; o da sağlıkçılar.
Peki şehri yönetenlere o olmayan ortak akla (!) sitemim niye?
Yahu Allah aşkına Bakan Koca’nın açıkladığı iller arasında Konya ile eş değer olan iller Urfa, Diyarbakır, Antep’i bırakın riskli illerde, vaka sayısı artış gösteren iller arasında dahi olmayan Bursa’da ek tedbirler alınırken sizler niye bizlere “saldım çayıra mevlam kayıra” mantığı ile bakıyorsunuz?
Tedbir olay patlamadan alınır. İş çığırından çıktıktan sonra alacağınız tedbir sizin olsun.
Bakanlığın resmi sitesinde Konya kıpkırmızı karpuz gibi. Ama bizde yeni hiçbir ek önlem yok. Niye? Neden? Bu şehrin yerel gazetelerinde “Türkiye’nin Wuhan’ı KONYA” yazılıyor, kılınız kıpırdamıyor. Biz çıldırıyoruz biz kahroluyoruz tabii sizin umurunuzda değil.
Bir çift sözüm de sayıları bini aşan STK’lara olacak.
Bu işte bu dünya için de öbür dünya için de siz de büyük vebal altındasınız beyler.
Reis, STK’lara bir anlam yüklerken sizin şehriniz ülkeniz için bir şeyler yapacağınızı sandı. Ama sizler bugün kafalarınızı kuma gömdünüz, bana bulaşmasın da kim ne yaparsa yapsın diye üç maymunu oynuyorsunuz.
Sanayideki işverenden işçisine, bürokraside müdüründen memuruna, pazardaki garip pazarcıdan alışveriş yapan insanımıza bunlara hiç bir ek önlem almayı düşünmüyor musunuz?
Benden bu kadar. Büyük vebal altındasınız.
Size ancak bizim 70’li yılların o şarkı söylenir; “Ölürsem kabrime gelme istemem”
(Zaten siz de gelmezsiniz…)
******
KAMU HAKLARINDAN MAHRUM BIRAKIN
Yönetenler kâle almıyor ama sade vatandaş bakın ne yazıyor;
“SA. Uğur abi hayırlı günler. Konya’daki koronavirüs vakalarının artışını engellemek için ciddi önlemler alınması gerekiyor. Bu bakımdan, maske kullanımı, sosyal mesafe ve hijyen kurallarına uymayan, sorumsuzca ve bencilce davranış sergileyen kişiler tespit edilerek idari para cezasının yanı sıra idari yaptırım olarak kamu haklarından da mahrum bırakılmalı.
İlk aklıma gelen gerekirse elektrik ve suyu kesilmeli. Bu işin şakası yok. Herkes haddini bilsin bu ülkede kanun ve kurallar var, herkes buna uymak zorunda. Burası muz cumhuriyeti değil. Anlamayana anladığı dilden konuşmak gerekiyor. Yazıklar olsun be, bir maskeyi kullanamayacak kadar aciziz. Bunların yüzünden çocuklarımız okula gidemiyor.
Uğur abi, tüm uyarılara rağmen bir insan hâlâ maske takmamak için diretiyorsa ben bunda kasıt ararım. O yüzden bu tiplere hiç acımayacaksın. Kanunlara, kurallara uyan insanların suçu ne abi? Oysa kurallar cezalandırıcı olmaktan çok, önleyici ve düzeltici olmalıdır. Ama adam laftan anlamıyor ki. Devletin işi yok da bu sorumsuzların başına adam mı dikecek? Kararı alıp elektriğini suyunu keseceksin. Ondan sonra kapında dolansın dursun. "Ben ettim sen etme" diye. Ne demiş atalarımız, ‘Nush ile uslanmayanın hakkı tekrir, tekrir ile uslanmayanın hakkı kötektir.’ Saygılarımla.”
******
BİZ ÇOK VEFASISIZ ÇOOOK
İşte yine duyarlı bir okurumuz bize şu anlamlı hatırlatmayı yapıyordu;
“Uğur Bey hayırlı günler dilerim.
Malumumuz bugün 17 Ağustos Marmara depreminin 21. yıldönümü. Marmara Depremi’nde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Cenab-ı Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır ve başsağlığı diliyorum. O dönem depremzede vatandaşlarımızın yaralarını sarmak için Konya olarak başlatılan “Konya Mahallesi” projesi kapsamında, Sakarya ilinde 225 konut yaptırılmıştı. Dönemin Konya Valisi Ahmet Kayhan ve Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Özkafa, iş insanı, sanayici, hayırsever vatandaşlarımızı birebir ziyaret ederek projeye destek olmaları yönünde çağrıda bulunmuşlardı. Günün anlam ve önemine binaen, Sakarya’da 225 konut yapımına destek olan hayırsever vatandaşlarımız ile Konya Valisi Ahmet Kayhan ve Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Özkafa beyleri yâd etmek istedim efendim.”
..............
Bu iyi niyetli güzel okurumuza huzurlarınızda çok çok teşekkür ediyor ve ülkenin o acı zor günlerinde tarih yazan Sayın Valimiz Ahmet Kayhan Bey ve Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Özkafa’ya en derin saygılarımızı sunuyoruz.
******
UĞUR BAŞKAN YİNE AYASOFYA’DA DUA ETMİŞ
Bizim okurlarımız çok dikkatlidir diye hep söyleriz. Hafta sonu Uğur İbrahim Altay Bey’in sosyal medyadaki Ayasofya Camii içinden paylaşımını bize gönderen okurumuz “Uğur abi senin dediklerin doğru galiba. Bak Uğur Başkan da duaya çok ihtiyacı olduğunu biliyor ki Ayasofya’dan çıkmıyor!” diyordu.
Ne diyelim demek ki doğru tek. Hem duasız olur mu? Dünya dua üzerine kurulmuş.
******
HEM DEVLETİ HEM MİLLETİ KANDIRMAK
Dün bir okurumuz bize ulaştı. Şikayeti özetle şöyleydi “Biliyorsunuz bu pandemi döneminde başvuru yapılıyor ve kısa çalışma ödeneğinden faydalanılıyor. Yani yarım sigorta ve maaş kesintisi. Bu durumu devlete şikayet edemiyoruz. Çünkü ismimiz ve telefon numaramız veriliyor. O zamanda derhal işten çıkartma ve tehditler başlıyor” diyordu.
Allah var ben bir iki kötü örneğin dışında Konya sanayisinde böyle şeylerin olacağına pek ihtimal vermiyordum. Çünkü böylesine zor dönemde birebir tanıdığım patronlar işçisine hem tam maaşlarını verdiler hem de devletin verdiği kısa çalışma parasını olduğu gibi işçisine verdiler. Yani o patronlar bu zor dönemde bir vesile ile işçisine desteği artırdılar. Bu yüzden bizi bu konuda arayan okurumuzu zorladım ve şimdilik bizde kalmak şartıyla da o firmanın ismini aldım. Bence bu devletten korkma meselesinden önce Allah’tan korkma ve kul hakkını bilmemekten kaynaklanıyor diye düşünüyorum.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Biri senden yardım istediği zaman şöyle düşün; İlk önce Allah’tan yardım istemiş, Allah da ona senin adresini vermiş.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Havai fişek işine bir son verebildiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.