Para İsteme Benden!..
Bugünler gerçekten zor günler. Bu günler “Para isteme benden, buz gibi soğurum senden” denilen o günler.
Tamam devletimiz, hükümet, belediyelerimiz tüm dünyanın ağır imtihandan geçtiği bu günlerde imkanlar ölçüsünde gerçekten bir şeyler yapmaya, dahası nakit para başta olmak üzere bir şeyler vermeye gayret ediyorlar.
Ancak yine siz değerli okurlarımızdan gelen bilgiler ışığında bazı istisnaların bu zor durumda birbirimize yardımcı olmak adına o kadar samimi olmadığımızı anlıyoruz.
“Mesela ne?” derseniz buyurun bir okurumuzun dün bize gönderdikleri ile başlayalım…
******
TÜVTÜRK’TE NİYE HEP NAKİT?
Okurumuz kelimesine virgülüne kadar şöyle yazıyordu;
“16 Kasım 2020’de Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay yaptığı açıklamada, TÜVTÜRK ödemelerinde kredi kartının da kabul edeceğini söyledi.
Dahası bu açıklama aynen şöyleydi; “Araç muayenesi yetkili kurum olan TÜVTÜRK, sadece nakit olarak kabul ettiği muayene ücretleri için yeni bir sürece başlıyor. Normal şartlar altında kredi kartı kabul etmeyen TÜVTÜRK, yeni dönemde araç muayene ücretlerini kredi kartı ile kabul edebilecek.”
..............
Fakat bu karara rağmen Konya Karatay TÜVTÜRK’te araç muayenesi yaptıran vatandaşa nakit dayatması devam ediyor.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı açıklıyor, vatandaş araç muayenesine kredi kartıyla gidiyor. Fakat TÜVTÜRK ve onun taşeron kontrolcülerine söz geçirilemiyor.
Kredi kartımızla, dünyanın öbür ucunda ödeme yapabildiğimiz halde, dünyanın öbür ucundan malzeme getirtebildiğimiz halde, ithalat yapabildiğimiz bu dönemde; valör kaybına, komisyona bile tahammülü olmayan TÜVTÜRK şubelerini denetleyecek kimse yok mu?
Şehir içi belediye otobüslerine kredi kartıyla temassız ödeme ile binebiliyoruz.
Marketten 1 liraya su alıyoruz temassız ödeme ile; ama TÜVTÜRK’te kartlarımız geçersiz sayılıyor. Uğur Bey bu durum sizce normal mi karşılanmalı?”
..................
İnanın benim TÜVTÜRK ile hiçbir işim olmaz. O yüzden de orada ne oluyor ne bitiyor hiçbir bilginin sahibi değilim.
Sizlerden gelenleri buradan TÜVTÜRK’ün yetkililerine iletmiş oluyoruz.
Bir cevap gelirse de sizlerle paylaşırız.
******
BİZİ ANKARA’DAN TAKİP EDEN OKURUMUZ
Şükürler olsun BBN HABER’deki yazılarımız haberlerimiz sadece Türkiye’den değil dünyanın farklı ülkelerinde de takip ediliyor.
İşte yine dün bizleri Ankara’dan takip eden okurumuz bakın yaşadığı zor durumu bizimle nasıl paylaşıyordu;
“Uğur Bey, Cumhurbaşkanımız son açıklamasında bizzat ‘Aldığımız tedbirler sayesinde salgının artış hızını gözle görülür bir şekilde azalttık. Azalan vaka sayısına paralel şekilde sağlık sistemimiz üzerindeki yükü de önemli ölçüde azaldı’ açıklamasını yapmıştı.
Ama Salı günü (yani dün) Ankara Şehir Hastanesi’nde halen 80 yaşındaki astım hastası annemi göğüs hastalıkları servisine kabul edecek yatak bulamadık. Artık gerçekten Cumhurbaşkanımıza yanlış bilgi verdiklerinden şüpheleniyorum ve buna inanmaya başladım.”...
..................
Evet Sayın Cumhurbaşkanımıza doğru bilgi veriyorlar, eksik bilgi veriyorlar, kasıtlı olmasa da bazı şeyleri o ekip göremiyor olabilir.
Bizim Konya’mızda da zaman zaman salgının pik yaptığı dönemlerde bırakın devlet kurumlarında özeller de bile yatak bulmanın mümkün olmadığı günleri hatırlıyorum.
Ve ne yazık ki hâlâ millet olarak bu salgının ciddiyetinin farkında değiliz.
Aşı geldi gelecekmiş. 80 milyonun 60 milyonuna aşı yapılıncaya kadar siz siz olun, biz biz olalım tedbirleri elden bırakmayalım.
Özellikle ikinci kez yakalanan insanların durumunun çok daha ağır ve vahim geçtiğini öğreniyoruz.
Onun için sayı düşüyor dense de ipin ucunu salmamalıyız.
******
YASAKLARIN KALKMASINI BOŞA BEKLEDİK DEĞİL Mİ?
Sayın Cumhurbaşkanımızın yaptığı son kabine toplantısının ardından yapacağı açıklamada özellikle de esnaf tüccar kesimi salgındaki rakamların aşağıya indiğinin açıklanması ile özellikle hafta sonu yasaklarının kalkmasını beklediler.
Bize tahminimizi soranlara “Asla yasaklar kalkmaz” dedik.
Evet tekrar başa dönüyoruz. Biz biz olacağız tedbirleri kesinlikle bırakmayacağız. Bu gidişle filan yasaklar kalkmaz birrrr.
İki; Allah aşkına esnaf bu durumdan şikayetçi olsun. Olsun da evinde oturanlar niye yasaklardan şikayetçiler onu da anlayabilmiş değilim.
Arkadaş yalandan eline poşetini alan aile boyu spor yapıyor, yürüyüş yapıyor.
Polis de bir yerde eli kolu bağlı biraz da vatandaşa nefes aldırabilmek adına çok dikkat çekici olanların dışındakileri görmezden geliyor. O zaman yasak kalksa ne olacak?
Halay mı sekeceksiniz? Yoksa piknik mi yapacaksınız? Güzel havalara kanıp mangalı mı özlediniz?
******
İŞTE HAYATIN BİR ACI GERÇEĞİ DAHA
Karikatürü çok severim. İlkokulun sonu ve ortaokul yıllarında anama babama yalvararak aldırdığım bir beyaz kağıt ve siyah keçeli kalem ile karikatürler çizip İstanbul’a dergilere gönderirdim. O dergileri de her hafta alır sonra yine harçlıklarımla ciltlettirirdim.
Şimdi o kadar heyecanlı olmasam da elime geçen her karikatür dergisini baştan sona okurum. Çizgilere dikkat ederim.
MİSVAK’ın son sayısındaki bu kapak çok dikkatimi çekti.
İktidarı destekleyen bu yayın bir yerde hayatın içinden gelen gerçeği yansıtıyordu.
Evet hükümeti destekleyebiliriz ancak ve ancak ki belli bir kesimin haksız, adaletsiz, vicdansız şekilde asgari ücrete yapılan zam ve yılbaşı ile birlikte özellikle gıda ürünlerindeki etiket fiyatları almış başını gidiyor.
Alışveriş yapmadığım için görmüyorum ve bilmiyorum.
Ama bir anda elektrikten doğal gaza, ekmekten peynire yapılan zamlar bir anda insanımızın canını fena halde yaktı.
Allah korusun bu zor dönemde almaya da devam edecek gibi.
Her şeyi devletten beklemek ve böylesine dünya tarihine geçen zor günlerde yasal deliklerden faydalanarak kendimizi akıllı zeki saymanın vebalinin ağırlığını hiç aklımızdan çıkarmamalıyız.
******
ÇİP TAKILMASINDAN HÂLÂ KORKUYOR MUSUNUZ?
Yurt dışından bir dostumuz paylaşınca hatırladım.
Hani şimdi sosyal medya platformlarındaki güvenirliği filan tartışıyoruz yaa.
Aklımız sıra da yediğimiz haltların ortaya çıkmasından korkuyoruz yaaa.
Bakın bugün yaşanılanları 1973 baskılı “Dünyamızın Gizli Sahipleri” kitabı yazmış zaten.
İnternet, elektronik kartlar vb. gibi gelişmiş cihazlar ile insanlar birebir takip altına alınacaklardı.
Mesela “Bankamatik kartı ile ile bankadan para çektiğimiz anda bizim nerede olduğumuzu izleyen ve isteyenler bilecekti.”
Bunun adına da o gün için devletlerin güvenliği adı verilmişti.
Bugün GPS ile 24 saat sürekli takip ediliyoruz. Takip altındayız değil mi?
Bunun için WhatsApp’a gerek var mı?
İnternet, kartlar vb geliştirilmiş insanların yararına her cihaz ile insanlık adım adım saniye saniye takip altında.
Hele ki bir de cep telefonu kullanıyor iseniz vay halinize.
Peki tüm bunlar ne adına?
Devletlerin ve insanlığın güvenliği adına (!)
Yerseniz tabiii. Çünkü bir süre sonra kişisel verilerin kimlere kaç paraya satıldığını, satılabileceğini de artık siz düşünün olmaz mı?
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Konuştuklarına dikkat et. Soğuk söz duymuş gönül kırk yaz görse ısınmazmış.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Bankalar arızalı bankamatik cihazlarına bir çözüm yolu buldukları zaman daha iyi ADAM oluruz
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.