“Toplumun hamı kör...”
Haftanın ilk yazısını yazarken cuma gecesinden bugüne kadar Allah bana yazı yazmayı nasip etmediği için yatıp kalkıp şükür ediyorum.
İzninizle yazımıza cuma gecesi bütün ekranlarda ve internet sitelerinde sizler gibi son dakika haberi ile cumartesi pazar sokağa çıkma yasağını duyunca eşimle birlikte oturduğumuz yerden fırladık.
Niye?
Yok yok öyle millet gibi ekmek alalım, sigara alalım, kola alalım, kuruyemiş alalım diye yerden fırlayıp mutfağa koşmadık.
Çok şükür Allah daha uzun ömürler versin hayırlısı ile inşallah babam 85 yaşında annem 83 yaşında.
Sağ olsun eşim de annemin ve babamın yemeklerini yapar ve biz bunları cumartesi pazar onlara götürürüz.
Yine 80 yaşındaki kayınvalidemin böyle ortamlarda dışarı çıkmaması için haftalık alışverişini cumartesi günü yaparız. Tabi annemin babamın ihtiyaçlarını da alınması gereken biten ilaçlarını da cumartesi günü eşim alır ve götürür.
Şimdi saat 22.00’da sokağa çıkmak yasak diyorsunuz ve sadece 2 saat sonra 24.00’te yasak başlıyor.
Ben sağ ve sağlıklı iken anneme babama, kayınvalideme çorbayı pilavı belediyeden devletten mi bekleyeceğim?
Kusura bakmayın da bunu laf olsun ya da size göre muhalefet olsun diye söylemiyorum.
Bugün itibari ile ne annemlerin evine ne kayınvalidemgilin evine kapısını çalıp da maske veren de olmadı. (Başvuru yaptığımız halde ne bizim evimize ne kızımın evine ne oğlumun evine ne baldızlarımın evine bilmem kimin evine hâlâ maskeler de gelmiş değil)
....
Maske gelmedi derken herif gibi şunu da söylüyorum bugün dünyada vatandaşına ücretsiz maske dağıtacağım diyen ve dağıtmaya çalışan tek ülke de Türkiye’dir. Devlet büyüklerimizden yöneticilerimize ve fedakar insanların asla ama asla haklarına girmem onlara haksızlık etmem. Belki de dünyada şu anda ücretsiz olarak maske dağıtan tek ülkeyiz bilen bilmeyen varsa bir daha yazdım.
......
Tekrar dönüyoruz cuma gecesine bizim hatunla fırladık mutfağa bir gün önceden hazırlanmış ne kadar yemek varsa buzdolabından hışımla çıkartıp kaplara yerleştirdik ve süratle yola çıktık.
Aman Allah’ım Erenköy ve Hocacihan’dan adeta akan araçlarla ikinci kavşakta trafik kilitlenmişti.
Trafik akışı durunca söylenmeye bizimkinin burnundan gelmeye başladım
“Elini çabuk tutmadın işte bak millet sokaklarda nasıl şimdi Meram’ın köşesine oradan çıkacağız Selçuklu’nun bir ucuna gideceğiz 2 saatte ben eve nasıl gireceğim?” diyordum
Evet Fatih Caddesine geldiğimizde üç şeritli yol yine durmuştu çünkü insanlar yolun sağ yanlarını sağdaki iki şeridini tamamen kapatmış araçlarından inmişler dörtlülerini yakmışlar ve açık olan ne kadar yer varsa özür dilerim ama saldırıyorlardı.
Çok şükür o gece 2 saat içinde yakın ailelerimizden kim varsa herkesin evine her şeye tatlısından tuzlusuna ulaştırmıştık.
Ha yanlış anlaşılmasın hiçbir mağazaya da girmedik hiçbir fırına da girmedik hiçbir açık sokak arasındaki mahalle bakkalına da girmedik.
Ama rezilliği her haliyle birebir yaşadık. Derken 12’ye doğru kapı çalındı. Canım dostum, kardeşim Celal Yüksel kan ter içinde elinde poşet “Abi sokağa çıkma yasağından haberin vardır, sen tedbirlisindir ama belki eksiğin olur diye düşündüm, kusuruma bakma” diyordu. Ayaküstü düşündüm ağlamak boşalmak istedim bir yanda tokluktan gözü dönmüş maddi durumu da iyi olan ama ölümü, virüsü hiçe sayarak omuz omuza sırt sırta birbirini ezen insanlar diğer yandan akrabam, hısımım dahi olmayan sadece dost olan güzel yürekli bir insanın yaptığı…
.....
Sonra millet gibi sosyal medyadan Whatsapp’lardan gruplardan yazışmalar.
Ve tabii ki Türk insanı olarak millet olarak sözüm ona Allah’tan korkan kuldan utanan bu günlerin hepimiz için bir ibret vesilesi olduğunu söyleyenlerin yazışmaları ve paylaşımları
.....
Biliyorum sizlerde de böyle onlarcası var.
Yazışmalara bakıyorum AK Partili dostlarım ikiye bölünmüş kimine göre bu uygulama ve saati doğru kimine göre yanlış. MHP’liler büyük ölçüde susmayı tercih etseler de konuşanlar ve yazanlar uygulama saatine tepkililer.
Lafı uzatmayacağım o gün şiddetle ve hiddetle bu uygulamayı ve saatini savunanlara en güzel cevabı Sayın Soylu verdi ne demek istediğimi Sayın Soylu'nun dün basında da yer alan açıklamalarını bir daha okumalarını tavsiye ederim.
BAKAN SÜLEYMAN SOYLU'NUN AÇIKLAMASINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
........
Hala üzüldüğüm konu ne biliyor musunuz?
Meram bölgesinin en görkemli şatafatlı en pahalı lüks güvenlikli sitelerinde oturan insanların evlerinden son model araçlarıyla sokağa fırlamaları değil.
Karatay’da belki de yokluktan belki de o anki bilgi yetersizliğinden dolayı terlikleriyle, gömlekleriyle, hırkalarıyla, sokaklara fırlayan insanlarımız da değil.
Hele hele Selçuklu’da gençlerin genç nüfusun yoğun bulunduğu cadde ve sokaklardaki yoğunlukta değil.
Son yıllarda benim yaşadığım, gururla yaşadığım, onurla yaşadığım Konya’nın gerçekten temiz mütevazı ve asil insanlarının yoğun olarak bulunduğu Erenköy ve Hocacihan mahallesinden şehre akan trafik beni üzdü.
Niye mi üzdü? Bu bölge insanının varlıklı maddi durumu iyi olan insanların hepsinin ya da büyük bir bölümünün evlerinde bahçelerinde ocakları, fırınları var. Hepsinin evinde iki günlük değil iki aylık unları, yağlar var. Ve bu insanların eşlerinin neredeyse hepsi hünerli bırakın ekmek yapmayı su böreğini ve açma baklavayı en iyi bu hanımlar yapar.
Benim en garip işçi, emekli komşumun evinde un da var yağ da var, süt de var, yumurta da var. Ve bu garip insanlar sadece çocuklarını doyurduktan sonra aç yatıp aç kalkmayı en iyi bilenlerdir.
.........
Durun o kadar da değil Konya’nın her yerini kabul edip Türkiye’nin 30 büyük ilinin insanın yaptığını hoş göreceğim de kendi komşumun yaptığını mı hoş görmüyorum sanıyorsunuz?
Yok beyler yok bayanlar! Biz biriz, birbirimizden hiçbirimizin bir farkı yok, büyükler “biz aynı gemideyiz” derken bunu kastediyorlar yani ben üzülerek içim acıyarak iğneyi kendine batırıyorum.
Kabul edin etmeyin geldiğimiz nokta budur. Üzüldüğüm, yandığım, canımın yandığı konu; millet olarak insan olarak geldiğimiz noktadır.
Yok efendim sokağa çıkma yasağı ilan edilmelidir, edilmemelidir, böyle edilir, yok efendim öyle edilmez. Geçin bunları işte en büyük tehlike insanların can derdinde, mal derdinde, ekmek derdinde bile bir olma işidir anlayan anlasın gayri...
*****
GÜZELLİKLERİ DE GÖRMEDİK DEĞİL HA
Tabi önce kendimizden örnek vererek başlayalım ki birileri bizi yine gözlerini kapatarak okumasın, yanlış anlamasın. Sadece bu hastalık döneminde değil aylardır yıllardır eğer eve misafir gelmeyecek ise eğer çoluk çocuk yemeğe gelip de şu ekmekten yok mu bu ekmekten yok mu (Kendi ailemde de bu duruma çok üzülüyorum kızıyorum ama çaresiz kalıyorum.)
Dememeleri için sadece o gün için ekmek alınır değilse bizim evde ekmeğimizi kendimiz yaparız.
Hani yukarılarda dedim ya ne maske veren oldu bugüne kadar ne de ekmek.
Cumartesi günü benim ismim de etiketlendiği için gördüm. Mutlaka benim görmediğim pek çok yerde de bu tür hizmetler verilmiştir. Ama Meram Belediyesinin, Meram bölgesinde cumartesi pazar vatandaşlara ekmek dağıttığının fotoğrafı…
*****
SAĞLIK BAKANI İÇİN AĞLAYAN BAYRAM ABİM
Cumartesi günü telefonla sohbet ettiğim büyüklerimizden de biri bu şehrin yerli köklü hâlâ alanında yaşayan efsane isimlerinden Bayram. .......... abimizdi.
İşadamı olduğu için ismini bilerek yazmıyorum çünkü maalesef vatandaş olarak biz nasıl kazı koz anlıyorsak yöneticilerimiz de aynı kafadalar.
Bayram abimiz eski MHP’lilerden yani rahmetli Alparslan Türkeş’le çalışmış, Konya teşkilatlarında görev almış maddi ve manevi büyük fedakarlıklar yapmış ama son yıllarda MHP içerisindeki değişimden dolayı da şu anda AK Partili olmasa da çok sağlam bir “Reisçi” abimizdir.
Bayram abi cumartesi günü telefonda ağlıyordu. Cuma günü yaşanılanların etkisinden yeni yeni kurtulmaya çalışırken gözyaşları içerisinde hıçkıra hıçkıra şunu söylüyordu;
“Uğur’um, Uğur’um sağlık bakanının o kan çanağına dönmüş gözleriyle verdiği mücadele ne oldu, şimdi ne oldu şimdi bu hastalık daha da yaygınlaşacak, mahvolduk. Sağlık bakanının hali, doktorların verdiği mücadele, ölen sağlıkçılar, doktorlar ne olacak, kim verecek bunun hesabını?” diyordu.
Cumartesi ve pazar ile ilgili bu sütunları değil küçük mini bir kitap yaparak sosyolojik, psikolojik, ekonomik analizler yapabilirim.
Şahsi kanaatimi söyleyeyim mi şu gerekçe, bu gerekçe, şöyle oldu, böyle oldu, o yanlış, bu doğru; oraları ben bilmem, tek bildiğim ve gördüğüm dahası korktuğum “30 günlük mücadele 30 dakikada yok oldu.”
Yazımızın başlığını tamamlayalım mı çok güzel bir atasözü Azerbaycan Atasözü;
“Toplumun hamı (hepsi) kör, sen de bir gözünü yum!”
Bir gözünü yumabilenlere helal olsun.
.......
KIRGIZİSTAN’DAN BİR NASİHAT
Zaman zaman burada sizlerle de paylaşıyoruz dünyanın neresinde Türk ve tanıdık dostlarımız varsa bugünlerde daha fazla görüşüyoruz.
Kırgızistan’daki dostumla orayı burayı ve Orta Asya’daki bazı ülkeleri değerlendirirken dostum şöyle dedi;
“Bütün dünyayı baştan sona dolaşsan ‘akıllı’ bir mutlu bulamazsın.” ....
Bu sözü de 1100 yıl önce yaşamış İranlı bir şair söylemiş.
......
Ben dersimi aldım teşekkürler.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
İşi doğru yapana yönetici, doğru işi yapana lider denir…
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Kendimizi bildiğimiz zaman daha iyi adam oluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.