Yılmaz TAŞÇI

Yılmaz TAŞÇI

Değişen Dünya mı/İnsanın kendisi mi?

Değişen Dünya mı/İnsanın kendisi mi?

1.Örnek: Franz Kafka’nın Değişim adlı eserinde baş aktör Gregor Samsa’ya göre insanın kendisi cevabını verebiliriz. Hikâyenin Kahramanı G.Samsa bir sabah korkulu bir rüyadan uyanınca yatağının içinde kendini korkunç bir hamam böceğine dönüşmüş olarak görür. Kendisi bir insan olmaktan çıkan Samsa’nın dışındaki dünya olduğu gibi durmaktadır.

Asırlar öncesinden 2. örnek:

Çin’de M.Ö 400 yılında yazılan Kelebek Rüyası isimli ilk deneme ele geçirildiğinde üzerinde tam olarak şunlar yazıyordu:

“Günün birinde Cuang Cou, bir kelebek olduğunu, neşeli, hayattan memnun bir kelebek olduğunu rüyasında görmüş. Bu kelebeğin Cuang Cou’dan haberi bile yokmuş.

Birden bire uyanmış, bir de görmüş ki, gerçekten Cuang Cou imiş. Şimdi artık Cuang Cou rüyasında gerçekten bir kelebek mi olmuştu, yoksa kelebek rüyasında kendini Cuang Cou olarak mı görüyor, bunu bilemiyormuş.

Bir kelebekle Cuang Cou arasında fark vardır. Fakat ne dersin, varlıklar böyle değişirler işte.” ( Çin Denemeleri, Çeviren: Nusret Hızır, MEB yayınları,İstanbul 1992)

3. Örnek: Lonescu’nun Gergedanı.

Fransa’ya özgü o ünlü cafelerden birine telaşla giren kişi, içeridekilere soruyor...
- Caddede bir gergedan geziyor gördünüz mü?
Hayal gördüğünü, abarttığını söylüyorlar... Öyle ya ne işi var öyle medeni bir yerleşim merkezinde gergedanın?
O küçük Fransız kasabası...
İşte cafeye telaşla girenin, caddede gördüğü tek gergedanla başlar olay...
Sonra gergedanların çoğalmaya başladığı görülür!.. Biri bir kediyi ezerek öldürür... Buna rağmen bu somutlaşan duruma karşı ahaliden görüşler vardır!
-Yok canım mümkün değil, öyle değildir!
Oysa kasabayı gergedanlar sarmaya başlamıştır! Peki bu çoğalma nasıl gerçekleşmektedir?!
İnsanlar, önceleri tek tük gördükleri gergedanların hakim tavırlarından etkilenmektedirler! Ve bu insanlar, önce yavaştan sonra giderek artan bir hızla gergedana dönüşmeye başlarlar!.. Tabii bu dönüşümü dehşetle izleyenler de vardır. Gelgelelim bunların içinden de, zamanla değişime ayak uydurmaya, gergedanların erdemlerinden söz etmeye başlayanlar olur... Hem kendilerini, hem de karşılaştıklarını ikna edici tavırları vardır...
- Geçen gün yanlarından geçiyordum, dokunmayınca hiç de zararlı değiller...
Bir gün, bir gergedan kasabanın devlet dairesine dalar! İçeridekilerin can güvenlikleri tehlikededir... Oradaki Madam Boeuf, gergedanı tanır! Ona sevgi ile böğüren gergedan, kocasıdır!.. İtfaiye can güvenlikleri için alarma geçerken, şehrin yöneticisi Botard, başlangıçta hiç aldırmadığı olayın telaşı içerisindedir!..
“Ben biliyorum, sorumluların kimler olduğunu. Hainlerin adlarını. Beni aldatamazsınız. Suçluları açıklayacağım.”...
Eserin sahnede canlandırılan baş karakteri Bêrenger, çevresindeki gergedanlaşmaya karşı direnmekte, bu yüzden aşağılanmakta, baskı altında kalmaktadır... Ama çaresizdir!.. Sevgilisi Daisy de etkilenmiştir...
“Belki hatalı olan biziz. Onlardan fışkıran şu müthiş enerjiye bak... Birer tanrı gibiler... Bêrenger’i o kadar da sevmiyorum...”
Bêrenger tek başına, insan kalma savaşı vermektedir. Finalde haykırır...

 “Bir ben kaldım, sonuna kadar da böyle kalacağım. Teslim olmayacağım.”
Oyunun Yazarı Ionesco Gergedanlar’da geçen söz konusu dönüşümden duyduğu kaygı için şunları söyler: “... birden bire ortaya çıkan bir düşüncenin bulaşıcı bir hastalık gibi yayılması. Yeni bir din, bir öğreti, bir fanatizm sürükleyiveriyor insanları... Bilmem hiç dikkatinizi çekti mi, insanlar sizin düşüncelerinizi artık paylaşmıyorsa, sanki canavarlarla karşı karşıyaymışsınız duygusu uyanıyor insanda. Örneğin gergedanlarla. Gergedanların saflığı, aynı zamanda acımasızlığı var onlarda. Onlar gibi düşünmüyorsanız, göz kırpmadan öldürebilirler sizleri.”

            Gergedan, hamamböceği ya da kelebek… Dönüşen insanın dünyasının da değişmesi kadar normal bir durum yoktur. İnsanın algıları ve algı dünyası değişince içinde yaşadığımız dünya değişmese bile bireylerin öznel algılarına göre dünyada değişmiş olacaktır.

Metaverse’de bunlardan daha fazlası var olacak, zihinler gerçek dünyadan koparılarak sanal alemde insanların yukarıda verilen örneklerde olduğu gibi gerçek alemde mi/ sanal dünyada mı olduklarının sorusuna bile cevap bulamayacakları bir girdabın içinde yaşam sürmeleri planlanıyor. Bireyselleşmiş, kendi toplumuna yabancılaşmış, varoluş gayesini yitirmiş, dekadansla dans eden bir insanlık projesi bizleri haya duygusunun olmadığı  sanal evrende beklemekte…

Atamız Adem (a.s) ‘ın perişanlığının zelle sebebi karşısında “Haya” müeyyidesine sığınarak haramdan uzak durmasını başardığı gibi, neslimizde bir kalkan görevi olacak haya duygusu yitirilmediği sürece hem gerçek dünyada, hem de  sanal evrende şahsiyet olmayı başaracak ve asla birey olmaya razı olmayacaktır. ‘’Utanma duygusu iyilikten başka hiçbir şey getirmez’’ hadisini doğru okuyan ve hayatına geçiren bir nesil bilir ki iyilikten kötülüğe ya da tam tersi durumlarda değişim yaşarken insan olma özünü utanma duygusu dozu belirlemektedir.

Şeytan her daim iş başında… Bir nevi sahte cennet olarak sunulan Metaversede  tanrılarından şeytanın fısıltısına kapılanların  arzın ayaklarının altından gittiğini hissedip şeytana kuban vermekten yada kurban olmaktan kurtulmalarının mümkün olmadığı ve  bu  sanal gezegende insan olarak kalabilmelerinin de istenmeyen bir durum olduğu bilinmelidir.

Merkezinde; tevhid, adalet ve ahlak anlayışı yer alan, kendine özgü bir inanç, düşünce ve eylem sistemine sahip İslam dünyası inanç, düşünce, kural, kurum ve eylem düzeyinde birbiriyle bağlantılı, karmaşık karşı karşıya kaldığı bu sorunları çözebilecek manevi ve maddi dinamikler ile tarihi derinliğe ve kültüre sahiptir

Hiç şüphesiz Allah"a iman ile hayatın; ferdî, içtimaî, ahlâkî, insanî ve ilmî bütün yönleri arasında bir bağ vardırEvlatlarımız, gençlerimiz kısaca neslimiz  “Haya’nın (utanma duygusu)  imandan bir şube” olduğunu bilen ve yaşadığı hayatı imanına şahit tutabilecek bir nesil, Allah yokmuş gibi bir yaşam sunma gayreti içinde olanlar tarafından kurgulanan metaverse/sanal evrende hiçbir zaman nesne konumuna düşmeyecek, utanma duygusunun yoğunluğuna göre birey olamaya razı olmadan şahsiyet olmayı becerip,  insan olarak kalmayı başaracaktır. Aksi durum da eserlerde geçen; hamam böceğine, kelebeğe, gergedana dönüşen insanın  başına gelenlerin çok daha ötesinde bir dönüşüm metaversede insanlığı beklemekte…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yılmaz TAŞÇI Arşivi