Yılmaz TAŞÇI

Yılmaz TAŞÇI

İyi Olma Hali

İyi Olma Hali

“İnsan geleneklerin ve alışkanlıklarının çocuğudur, tabiatının ve mizacının değil.” (İbn Haldun)

İçinde bulunduğumuz pandemi döneminde nitelikli eğitimin, yenilikçiliğin ve kurumsal işbirliğinin, vizyon ve misyonun, gençliğin zor dönemlerde yetiştirtmesindeki önemi hiç olmadığı kadar belirgin hale geldi.

Yarınlarımızın mutlu ve huzurlu olmasını istiyorsak sadece akademik yönden değil, duygu, düşünce, değer ve davranış yönünden de gençlerimizi çok yönlü yetiştirmek ve onların özümüze ait değerlerle onları donatmakla, kadim kültürümüz ve geleneklerimizden kopmamasıyla mümkün olacaktır.

İyi olma hali (well-being), kişilerin yaşam kalitesini ve memnuniyetini ön plana alan ve belirlenmeye çalışılan temel göstergeler çerçevesinde yapabilirliklerini arttırmayı hedefleyen bir yaklaşım olarak tanımlanmaktadır.

İyi olma hali yaklaşımı sağlık, maddi durum, eğitim, ev ve çevre koşulları, risk ve güvenlik, katılım ve ilişkiler gibi farklı alanlarda bireylerin “iyi” olmasını hedefleyerek, kişilerin refahına ve gelişmesini bütünsel olarak ele alır. 

Takip, izleme, geliştirilmesi gereken göstergelerin tespiti yardımıyla kişilerin yapabilirliklerini arttırmayı hedefler.

Yaşam koşullarını belirleyen unsurları hem nesnel hem de öznel göstergelerle birlikte bütünsel ve çok boyutlu bir yaklaşımla anlamayı hedefler.

Hayırların ruhunun öldüğü, şekil ve resminin kaldığı/ gösterildiği dünyada bu kavramda dikkat edilmesi ve hataya düşülmemesi gereken hususlardan birisi de, bahse konu olan hedefler arasında sadece bireysel olarak iyi olma halini değil, toplumsal olarak ta konuyu ele almak gerektiğidir.

İnsanların zor zamanlarda süreci doğru yönetebilmek adına iyi olma halleri ve olaylara bakışı büyük önem arz etmektedir. Salgın gibi kriz dönemlerinde Umut İnsanı olmak, uyumlu olmak, karamsarlığa kapılmadan ufuk sahibi olma becerisi, ubudiyet bilincinden kopmamak, hem kendisinin iyi olma hallerini hem de çevresini olumlu yönde etkileyecektir.

Hayat yolda olmak demektir. O kadar ki geçmiş bile yerinde durmaz, bu güne ve bugünden hareketlenir. Yola çıkmak, yolda olmak önemli olduğu kadar, yol alabilmektir de esas olan.

Değişen/değiştirilmeye çalışılan dünyada insanın iyi olma hali, mutluluk durumları ne durumda?

Teknolojiyi üreten, teknolojiden faydalanan ve teknolojiyi tüketen toplumların/grupların hangisinde yer alıyoruz?

Dijitalimin öznesi mi yoksa nesnesi mi konumundasınız?

Kusursuz robotlar ve kusurlu insanoğlunun mücadelesinin çetin geçeceğinin ne kadar farkındayız ve gençlerimizi özelde bu konularda ne kadar önemsiyor ve politikalar geliştiriyoruz?

Uzaktan eğitime övgüler yapılırken, gelecekte okulların ve yüz yüze eğitimin önemini yitireceği, yeni bir dijital bakış açısıyla şekillendirilmesi gerektiği ve bunun daha faydalı olduğu/olacağı söylemlerini hep birlikte duyuyor ve izliyoruz. Ancak gençlerin bu eğitim modellerine bakışı söylendiği gibi bir durum ortaya koymuyor.

Türkiye’de gençlerin iyi olma hali ile ilgili bir araştırma raporunun üçüncüsünde yer alan konulardan bazıları oldukça dikkat çekici:

“Gençler Hem Uzaktan Eğitime hem de Evden Çalışmaya Sıcak Bakmıyor”

Çalışan gençlerin yüzde 69’u işyerinden çalışmayı tercih etmektedir. Esnek çalışma ve uzaktan çalışma biçimlerini tercih ettiğini söyleyenlerin oranı ise sırasıyla yüzde 23 ve yüzde 4 olmuştur.

Araştırmaya katılan gençlerin yüzde 66’sı ise aldıkları eğitimden memnun olmadıklarını ifade etmektedir. Gençlerin yüzde 73’ü yüz yüze eğitimi uzaktan eğitimden daha faydalı gördüğünü belirtmiştir.

Bu tablo bize gösteriyor ki sosyalleşme ihtiyaçlarını giderilmeyen insanlık mutlu olamıyor ve bu uzaktan yollarla başarılamıyor.

“Z Kuşağı ebeveynleri ile kıyaslandığında kendisini daha şanlı hissedenlerin oranları daha az.”

Teknolojinin gelişiminin hiç olmadığı kadar hızlı ve zirve yaptığı/ yaptırıldığı bir dönemin içine doğmalarına ve büyük savaşlar ve yıkımlar görmemelerine rağmen Z kuşağının yüzde 56’sının kendisi ebeveynlerine göre şanslı hissetmiyor oluşunun altında ne gibi nedenler yatmakta sorgulanması gerekiyor.

İnsanın ve insanlığın huzur ve mutluluğunun öncelenmediği sistemlerde, geçmişte olduğu gibi günümüzde dile getirilen yeni normal(!) de Nabi’nin dilinden dökülen durumlarla karşılaşmak kaçınılmaz olacak gibi görünüyor.

Ne diyordu Nabi?

“Bir devlet için çerhe temennadan usandık.”

Bir mutluluk için feleğe minnet etmekten usandık, 
kavuşmak için yabancılara dost görünmekten usandık.
Ayrılık çekmekten kavuşmanın zevkini unuttuk, 
Sarhoşluğumuzdan şarabın lezzetinden usandık.
Mutluluğun büyük hevesine düşeli çok oldu amma, 
Izdırap ve huzursuzluk veren o arzulardan usandık.
Gönül gamla bile çekişmede olmaktan usanmaz, 
yalnız bir sevgili yüzünden rakiplerle kavgadan usandık.
Nabi ile o afetin macerasını anlat bize, 
Leyla ile mecnun efsanesinden usandık.

Yaşadığımız hayattan usanmak istemiyorsak, İyi olma hali (well-being) için bir reçete sumak gerekir. İnsanların; “gülsüz diken olduğu bir dünyadan, yeniden dikensiz gül olacakları’’ insanların iyi olacakları yeni normaller dileğiyle ve Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretlerinin tespitleriyle yazımızı sonlandıralım:

İnsanlar üç sınıftır:

1-Bu aleme niçin geldiğini ve ondan ne istendiğini bilmez. 3 puta tapar.

Yemek-uyuma-Cima (Cinsellik)

Bu sınıf aslına dönemez.

2-Bu sufli aleme iniş gayesinin kemal kazanma olduğunu bilir. Fakat 4 puta meyili çoktur. Nefsini-malını-çocuklarını-ve mevkisini çok sever.

Bu sınıf aslına döner. Fakat aldanmıştır. 4 puta çok bağlıdır. Olgunluk ve kemal kazanamaz. Makamından üstün makama çıkamaz.

3-Bu dünyaya geliş sebebini bilir.4 putu kırarak kemal kazanır.

Asıl makamdan daha yükseklere çıkar.

4 şeyi kalbinden çıkart at.

-Uzun emel

-Acele

-Kıskançlık

-Kibir.

Bu afetlerden kurtulabilmek için emellerini kıs, işlerini acele etmeden düşünerek yap, kimseyi kıskanma, halka öğütçü ve herkese karşı alçak gönüllü ol.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yılmaz TAŞÇI Arşivi