Bugünlerde Türkiye'de siyaset komedisi sahnelenmeye çalışılıyor.  İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, "Ben Cumhurbaşkanlığına aday değilim" demiş.

Ardından küçük çocuklar gibi, “Ben Başbakan olacağım” şeklinde bir açıklama.

Nasıl başbakan olacakmış Sayın Akşener?

Önce Cumhurbaşkanlığı sistemini istemeyecek, seçilince ben böyle Cumhurbaşkanı olmayacağım diyecek bir aday belirleyecekmiş.

Sonra seçim yapılacak. Seçimi bu hayali aday kazanacakmış, Sayın Erdoğan kaybedince, o meçhul isim, Türkiye’yi güçler ayrılığı ilkelerinin etkin olduğu Parlamenter sisteme götürecekmiş.

Sonra Meral Hanım düğmeye basacak. O adı belli olmayan "uzaktan kumandalı başkan" arkasına aldığı onca halk desteğine rağmen geniş yetkilere sahip cumhurbaşkanlığını bırakacakmış.

Bu arada Meral Hanım’ın parlamento seçimlerini kazanması da lazım tabi.

Sonrada Meral Hanım’ın hayal ettiği Cumhurbaşkanı “ben yiyemedim, gel sana Başbakanlığı verdim al senin olsun” diyecekmiş.

Miş mış miş…

Bir tarihçi olarak Meral Hanım’ı takdir ederim. Ancak bu hayali beni çok güldürdü.

Kısacası 2023 seçimlerinde biz Cumhurbaşkanı değil, Meral Akşener'in uzaktan kumanda ettiği,  kukla seçecekmişiz.

Tabii hayaller gerçek olursa!

Ben de buradan sayın başkana sormak istiyorum.

Bunun için bir anayasa değişikliği gerekmiyor mu?

O da bugünkü tabloya ve kamuoyu araştırmalarına bakınca imkânsız görünüyor. Anayasa değişikliği için seçimde TBMM'de 400 milletvekilliği kazanması gerekmez mi?

Bir başka formül ise Meclis'te 360 milletvekilinin oyunu bulup, anayasa değişikliğini referanduma götürmek lazım o da imkânsız.

Hadi bir mucize gerçekleşti 360 bulundu diyelim. Sonuçta kararı millet verecek. Milletin iradesi Meral Hanım'ın cebinde mi?

Sayın başkan dikkat çekmek için, bir hayal satmaya çalışılıyor.

Bir de demokratik parlamenter sisteme dönüşü antidemokratik sistemle yapmaya çalışıyor ki onu da kendisine hiç yakıştıramadım.

Bir başka orta oyunu. Cumhurbaşkanlığı seçiminde HDP'nin bir ittifak arayışı yokmuş. Hadi oradan sende, gülerler insana.

Millet İttifakı HDP’ye mecbur, mahkûm, birlikte hareket etmek zorundalar.

Son günlerde Türkiye'nin bir "Kürt Sorunu" varmışçasına yapılan saçma sapan açıklamalar.

Millet İttifakı, 3-5 oy daha toplayıp, Erdoğan'ı devirmek uğruna, ülkenin üniter yapısını hedef alan son derece tehlikeli açıklamalar.

Yazık çok yazık, Atatürk'ün kurduğu partinin genel başkanı bu açıklamalarıyla Atatürk'ün kemiklerini sızlatıyor.