Yeni Dünya’da Süper Güç Türkiye
Dünya bir insan misali her dönemde yeniden şekil alıp malum olan nizama girer. 20. Asra iki cihan harbi ve nice savaşlar iştirak etti. Bu süreçte gizli dünya gücü olan Emperyalist kuvvetler tarafından nice mazlumun ahı alındı.
Kendi menfi emelleri için biyolojik taarruzlar yapmak suretiyle doğal habitatın dengesini bozmaya çalışan, ifrit eliyle üretilen virüslerle devletleri kendi kabuğuna hapsetmeye çalışan, ülkeler arsında harp çıkarıp onların ardından kan emici vampir misali kaostan güçlenen bu gizli dünya gücünü 20. yüzyılda müşahede ettik.
Bu süreçte kâinatın kanunu olan hak ve batılın kebir ve kadim mücadelesi devam etmekle birlikte kudret odakları da değişmektedir. Bir dönme dolap misali zirveye çıkan vagonun değişimini andıran bu inkılapta artık Hak ehli kudrete haiz olacaktır.
Lakin bu değişim güllük gülistanlık değil bilakis acılarla dolu olacaktır. Bu kavi tarikte meşakkatlere göğüs germek hak ehli olan bizlerin bizatihi asli vazifesidir. Zira bir bebeğin doğumu annesine ne kadar ıstırap çektirse de işin neticesinde muştu vardır. Bunun bilincinde olmak elzem bir husustur.
Şuan tüm ülke belki zor bir süreçten geçiyor olabiliriz lakin bu eşik aydınlık bir şafağın en karanlık vaktidir. Buna rağmen sabır, sebat ve gayret ehli bireyler olmak suretiyle bu yeni dünya arenasında var olma mücadelesini göstermeye mecburuz.
Zira karanlığı bölecek ilahi hakikat ışığı bizlerin sadrında ve aklında yer almaktadır. Atalarımızın başardığı hiçbir mücadele beyhude bir gayretin, curün bir vaziyetin meyvesi olmamıştır. Şimdi de bizim atalarımızı örnek alan devletimiz dâhilindeki hainlere, haricindeki düşmanlara rağmen atasının tarikinden ayrılmamış, bu uğurda muvaffak politikalar gütmüştür.
Mazlum ülkelere hamilik yaparak onlara dünya arenasında söz söyleme hakkını verdik. Müstemleke merkezine dönüşen bu devletleri düşmüş oldukları çetin giriveden kurtardık. Bu hamleler ile kendi destanımızı yazmaya devam edeceğiz.
Bu hususta her zaman olduğu gibi savunma, teknoloji, eğitim, sağlık, hizmet ve daha nice içtimaı hususta halk ve devlet bir bütün olarak hareket etmek suretiyle kutsal bir mücadele göstermek zorundadır. Bir söz vardır: “Müttalib olmak aşka, mustarip olmaktır baştan sona” diye. Bunu bilerek kuru bir cihangirlik davasına talip olmadığımızı ve çektiğimiz bu ıstırabın neticesinin tatlı olacağını unutmayalım.
Türkiye’nin yüzyılları aydınlıktır, yeter ki biz karınca misali nereye su taşıdığımızın idrakinde olalım. Bu yeni düzende yer alarak daha adil, daha muvazeneli ve daha mesut bir cihana müsebbip olalım. Aziz Allah CC. yar ve yardımcımız olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.