Aile başarıyı nasıl etkiler?
Dünyaya geldiği ilk günden itibaren fiziksel, duygusal ve sosyal ihtiyaçları karşılanan çocuklar, kazanması gereken becerileri kazanarak gelişim basamaklarını tırmanır. Eric Erikson, Psikososyal Gelişim Kuramının ilk 4 evresinde her şey yolunda giderse kazanılacak becerileri şöyle sıralar. Güven (0-1 yaş), Bağımsızlık (2-3 yaş), Girişkenlik (4-6 yaş), Başarı (7-11 yaş)… Bu kazanımların her biri bir sonraki basamağı destekler. Böylece başarı tesadüf olmaktan çıkar. Yani ailenin bir çocuğun okul başarısına sağladığı katkı, doğduğu gün başlar.
Kendini güvende hisseden, rahat iletişim kuran, merak ettiklerini araştırabilen çocuk okul ortamında da başarıya ulaşmak için hevesli olacaktır. Anne-babaların durum değerlendirmesi yaparken bu etmenleri göz önünde bulundurması önemlidir. Aksi takdirde çocuğu etiketleyici ithamlar ör: tembel, sorumsuz, beceriksiz, kafası basmıyor vb. Çözüme fayda sağlamayacağı gibi çocuğun benlik algısını olumsuz etkileyeceğinden işleri daha da zorlaştıracaktır. Böyle bir durumda çocuk başaramayacağına inandığı için bir süre sonra çaba göstermek de istemeyecektir. Oysa 6-11 yaş aralığında başarının hazzını yaşayan çocuklar hayatlarının ilerleyen dönemlerinde de bu kazanımın olumlu yansımalarını göreceklerdir. Bu yaş grubundaki çocuğunuzun ilgisini, yeteneklerini keşfetmeniz, eksiklerini yüzüne vurmak yerine başarılı olduğu alanlarda takdir etmeniz kıymetlidir. Elbette başarabileceği, yatkın olduğu alanı bulması için ona çeşitli deneyimler sunarak. Burada Gardner’ın çoklu zeka kuramına değinmek istiyorum. Görsel, sözel, matematiksel, sosyal, bedensel, müzikal, içsel, doğasal olmak üzere tam 8 tip zeka türünden bahsediyor. Her çocuğun yatkınlığı ve zeka tipi birbirinden farklı olabilir. Siz yeter ki matematik notları üzerinden değerlendirme yapmak yerine gerçekten keşfetmek için olanak tanıyın. Böylece takdir etmek için de elinizde argüman olacak.
Başarılı olduğu alanı keşfettiniz ama sadece onunla olmaz diğer dersler için de çalışması gerekiyor. İşte bu durumda çabaya vurgu yapın. Kendi geçmişinizde olumlu bir örneği varsa paylaşın örneğin: ‘Ehliyet sınavını geçmek için 3 kere sınava girdim ama şimdi araba kullanabiliyorum ve bu hayatımı kolaylaştırıyor’ gibi. Ona zor gelen alanlarda hedeflerine odaklanması konusunda destekleyin.
Mükemmeliyetçi tutumlar bir süre sonra zorlayıcı olduğu için yıldırır. Sonucu değerlendirirken, bir şeyi deneme, nasıl yapılacağını araştırma, çalışma gibi adımların hepsini görün. Örneğin siz evde yokken yaptığı kurabiyelerin şeklini eleştirmek ya da ortalığı ne kadar dağıttığından bahsetmek yerine (güvenliğini tehdit edecek bir durum yoksa) cesaretini ve ilgisini fark edin. Bir yetişkin olarak pek çok şeyi elbette ondan daha iyi yapabilirsiniz. Aman ben onun yerine yapayım en iyisi olsun demek yerine onun denemesi için alan açık. Destek olmakla onun yerine yapmak arasında kocaman bir fark var. Desteğinizi hisseden çocuk yalnız olmadığını bilir bu ona güven verir ama her konuda haddinden fazla bakım verilen çocuk yetersiz hisseder, kendine güvenini kaybeder.
Özetle koşulsuz sevilen, çabası görülüp takdir edilen, güvende hisseden, kendini keşfedebilmesi için yeterli alana sahip olan bir insan günün sonunda potansiyeline ulaşacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.