“Tünelin Sonundaki Işık…”
Anlaşılmaktan korktuğunuz için anlatmaktan vazgeçtiğiniz şey var mı hiç?
Ya beni anlamazlarsa, ya da yanlış anlaşılırsam korkusuyla kendi içinize attığınız ne var?
Derdini anlatmayan deva bulamaz sözünden geldiğimiz noktada derdimizi anlatacak, anlattığımızda dinleyecek birilerini bulamıyoruz. Eski zamanlardaki dostluklar zaten kalmadı ama biz gerçek arkadaş ararken buluyoruz kendimizi.
Yalnız hisseden insanların sosyal medyada daha fazla vakit geçirdiğine inanıyorum şahsen. Bazı zamanlarda yapayalnız hissettiğinden, bazı zamanlarda çevresinden uzaklaşma ihtiyacı duyduğundan telefonlara gömülür hale geldi insanlar. Zamanımızın çoğunu alan kara kutucuklara gömülüp gerçek hayattan uzaklaşmayı hedefliyoruz. Sinirlendiğimizde konuşmak yerine bizi anlattığını düşündüğümüz sözleri paylaşmaya başlıyoruz, aslında derdimizin çözümü tek bir kişiyle konuşmakken yüzlerce insana konuşmayı tercih ediyoruz. Yalnızlıklarımızı insanlarla değil oyunlarla paylaşıyoruz, bunaldığımızda hava almak yerine videolar izliyoruz. Sinemaya gitmek yerine evden film izlemeye başlıyoruz ve bir süre sonra mecburi olmadıkça evden çıkmayan asosyal insanlar haline geliyoruz. Gecelerimiz gündüzlere karışır hale geliyor, sabaha karşı uyuyan ve günü yatakta geçiren bir nesil oluyoruz. Yaşadığımız şeyler de aldığımız eleştiriler de değişmiyor ama asıl dikkat etmemiz gereken şeyi atlıyoruz.
Neden hepimiz bu hale geliyoruz?
Neden sonunda ne olacağını ezbere bildiğimiz dizilere/filmlere bu kadar kaptırıp gerçek hayattan uzaklaşıyoruz?
Oyunların aile sohbetlerinden daha verimli olduğunu düşünmemizi sağlayan şey ne?
Eleştirmeden önce neden sebebini düşünmüyoruz?
Her zaman hayal kurmanın önemi anlatan biri olarak, hayal kurun dediğim gençlerin hayal kurarken dahi ne kadar ümitsiz olduklarına şahit oluyorum. Ellerinden geleni yapsalar da başarmaya olan inançlarının neredeyse sıfır olduğunu görüyorum ve dinlediğim zaman fark ediyorum ki asıl yapmamız gereken tünelin sonundaki ışığı bulmak. O ışık gerçekten orada da olsa, görüşler çok karanlık. Tüm tecrübelerimizi dökerek onları aydınlatmamız gerekiyor.
O ışığı bulmanız ve o hayalden asla vazgeçmemiz umuduyla…
Günaydın,
İyi öğlenler,
Huzurlu akşamlar…
Gününüzün hangi vaktine denk geldiysem o vakitte bir gülümseme bırakabilmek umuduyla bir yazarca geçti buradan.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.