Herkese hayırlı günler, bereketli, huzurlu ve sağlıklı haftalar diliyorum. İnşallah zaman zaman bu köşede sizlerle birlikte olmak, hasbihal etmek, bilgi paylaşımlarında bulunmak niyetindeyiz. Bu ilk yazımızda ülke ve Konya gündemine ilişkin sıcak konulara kısa kısa değinmek istiyorum.

******

Son günlerde ülke gündeminin bir numarası malum olduğu üzere Sedat Peker... Organize Suç Örgütü liderliği ile suçlanan ve yurt dışından yayımladığı videolarla gündemi derinden meşgul eden Peker’in bu dijital savaşındaki ana hedef İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu. Ülke siyasetinin sivrilen ve sevilen karakterlerinden Soylu, şer odaklarının kovanlarına çomak soktuğundan mütevellit zaman zaman hedef tahtasına oturtuluyor. “Öldürmeyen şey güçlendirir” derler ya Bakan Soylu da her seferinde daha da güçleniyor.  Bakalım bu mücadeleden de aynı şekilde güçlenerek çıkacak mı? Yoksa siyaset değirmeninde öğütülecek mi? Hem de mafya marifetiyle!

Elbette bu noktada karar verecek olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’dır. Gece yarısı kararnamesi gelecek mi gelmeyecek mi göreceğiz ama Sayın Erdoğan bugüne kadar birileri istedi diye kimseyi görevden almadı. Bu durumu soğumaya bırakacak ve her zaman olduğu gibi zamanı kendisi tayin edecektir diye düşünüyorum.

******

GAZETECİ Mİ, PROVOKATÖR MÜ?

Hafta sonunun ana gündemlerinden birisi de Anadolu Ajansı muhabirinin sorduğu garip soruydu.  Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ile Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'nin düzenlediği basın toplantısında, "Ak Parti ismi şaibelerle anılan Soylu'dan daha mı küçük? Sayın Bakanım 3 yaşındaki çocuğumun yüzüne bakarken ben bu maskeli balodan utanıyorum, sizin çocuklarınız yok mu?" diye soran Anadolu Ajansı muhabiri Musab Turan’ın iş akdi feshedildi. Hemen her olayda olduğu gibi toplumumuz elmanın iki yarısı gibi ikiye bölünmüş durumda. Bir kısım “bu açık bir provokatörlük” derken diğer kısım “basın özgürlüğü” söylemiyle AK Parti’nin eleştirilere tahammülsüz olduğunu ve “ya bizdensin ya da yoksun” mantığıyla muhabirin işine son verildiğini belirtip tepki gösteriyordu.

*****

FETÖ İLE MÜCADELEYİ ÖRSELEMEYİN

Evet muhabirin sorusu ağır kasıt içeriyor. Soruyu sorarken cep telefonuyla kayda girmesi de niyetini ortaya koyuyor. Kesinlikle irdelenmeli; ancak hemen “FETÖ’cü” damgasını vurmak da yersiz ve kolaycılık. Daha da ötesi FETÖ ile mücadeleyi örseleyen bir yaklaşımdır. Zira her eleştireni FETÖ’cü ilan etmek ya da geçenlerde bir haber ajansında yer alan “FETÖ üyeleri Covid-19’u bilinçli şekilde yaymaya çalıştığı ortaya çıktı” haberindeki gibi temelsiz söylemler bu alçak örgüte yönelik mücadelede en büyük sancı oldu. Herkese FETÖ'cü etiketi yapıştırmak doğru bir yaklaşım değil. Zira böyle böyle devletin içerisine sızmış FETÖ’cüler ve geçmişte örgüt elebaşına yönelik methiyeler düzen sempatizanları kolaylıkla perdeleniyor.

*****

HEPİMİZ YAĞMUR İÇİN DUA ETMELİYİZ

Maalesef çok fazla gündemimize girmese de bölgemiz ciddi bir kuraklık tehdidi altında. Ne yazık ki yoğun sulama sezonuna girdiğimiz bu günlerde barajlarımızdaki doluluk oranları gün geçtikçe azalıyor, yer altı su kaynaklarımız hızla tükeniyor. Barajlardaki su miktarı geçen yıl bu döneme göre yüzde 50 azalmış durumda. Yakında inşallah hasat sezonu açılacak ama tablo sıkıntılı. İnşallah bereketli yağışlar gelir de kuraklığın izleri silinir. Bunun için hepimizin dua etmesi gerekiyor.

*****

HER ZAM YENİ ZAMLARIN KAPISINI ARALAR

Hepimizin cebini yakan zamlara da değinmeden geçmeyelim. Akaryakıta gelen yüklü zamla birlikte yeni zamların kapısı da aralandı. Çiftçinin üretim maliyeti de tüccarın nakliye masrafı da artacak. Özellikle fahiş fiyatlarla tüketiciyi bezdiren gıdaya yeni zam kapıda.  Çiftçinin ve besicinin temel girdi fiyatları da zam furyasından geri kalmaz. Zaten dolardaki artışı, mazot zammını kalkan yapan etiket fiyatlarını şaha kaldırıyor. Allah muhafaza kuraklığın etkisiyle hububatta da beklenen verim alınamazsa garibanın ekmeği de kor ateş olur!