Fahrettin Damga

Fahrettin Damga

BBN Türk’ten tarihi yayın ve sonuç

BBN Türk’ten tarihi yayın ve sonuç

BBN Türk’te geçtiğimiz cuma akşamı her anlamda tarihi bir yayın yaptık. Hem içeriğinde konuşulanlar hem de izleyicilerimizin sosyal medya üzerinden gösterdiği teveccüh manasında tarihi bir yayındı. Programda Gazeteciler Talat Atilla, Tamer Korkmaz, Celal Kazdağlı ve Fehmi Çalmuk’la son günlerde konuşulan Sedat Peker videolarını ve perde arkasını konuştuk.

Taraflı tarafsız bir çok çevreden bizleri yaptığımız işe daha da motive eden övgü dolu sözler duyduk.

Sadece bu değil elbette.

Sosyal medya ekibimizin tespitlerine göre programımız için Twitter’da açtığımız #PekerBBNTurkteKonusuluyor hastagi yaklaşık 5 saat 56 dakika TT listesinde yer aldı. Hatta bir ara uzunca bir süre listenin ikinci sırasındaydı.

Bu süre zarfında #PekerBBNTurkteKonusuluyor hastagi’ne toplam 9.312 tweet atıldı. 28.7 milyon insana ulaşıldı. 1.2 Milyon kişi bu hastag dahilinde etkileşimde bulundu ve atılan tweetlere toplam 153.378 beğeni geldi.

Bu rakamlar bir rekorun ifadesi. Hem konuya halkımızın gösterdiği ilgi hem de programda bahsedilen konuların çok önemli olması bu başarıyı getirdi. Elbette biz de BBN Medya Grup olarak bu başarıda katkısı olan arkadaşlar adına büyük gurur duyduk, mutlu olduk.

BBN Türk açılırken konulan hedefe bir adım daha yaklaşmış olmanın verdiği huzurla ayrıldık stüdyodan. Çok sayıda tebrik telefonu aldığımız için de görevimizi layıkıyla yapmış olmanın mutluluğuyla mışıl mışıl uyuduk.

Kimsenin elini taşın altına sokmadığı bir dönemde böyle bir programa ihtiyaç vardı. Mal bulmuş mağribi gibi videoların üzerine atlayan muhalefet medyası dışında Sedat Peker’in videolarıyla ilgili söz söyleyen yoktu.

Onların da videolardan beklentisi, siyasi rant elde etmekti. Varsa yoksa videolarda onca ismi geçen insana rağmen dümeni Süleyman Soylu’ya kırmalarının sebebi, Soylu’nun Recep Tayyip Erdoğan’dan önceki son kale olduğuna inanmaları olsa gerek.

Fırsat bu fırsat dediler. Sedat Peker’in söylediklerini ülkenin İçişleri Bakanı’nın söyledikleri üzerinde tuttular. Doğrunun peşinde değil, bulanık suda balık avlama derdindeydiler.

Kimse ne Süleyman Soylu’nun Sedat Peker’in bir siyasiye her ay 10 bin dolar gönderdiği açıklamasını sorguladı ne de Sedat Peker hakkındaki dava dosyalarından birini bizzat Soylu’nun açtırdığını açılmasına rağmen ilerlemeyen diğerini de harekete geçirdiği gerçeğini gördü.

İşlerine öyle geldiği için tek doğru Peker’in söyledikleri oldu. Çünkü onları amaca götürecek yol o ithamlardan geçiyordu. Menfaat orada olduğu için doğru olup olmaması sorgulanmadı bile. Fetöcüler gibi amaca giden her yol mübah dediler.

Zannetmeyin videolara sadece medyadan ses yoktu. Siyasetten de tık yoktu. Hele de Ak Parti’den. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en başarılı İçişleri Bakanı devletin kayıtlarında “Organize örgüt lideri” olarak yer alan Sedat Peker’in videolarıyla hedef seçilmiş ve büyük bir saldırı altındaydı. Kimisi bağlantısı sebebiyle korktu, kimisi de fırsat bu fırsat kendi hesabını görme derdine düştü anlaşılan.

Vatandaşlar neden şimdi, bu işten kim ne medet umuyor, arkasında kim var, perde arkasında ne var? sorularına cevap arıyordu. Muhalefet medyasında bazı kalemşörler geçmişte sonuç aldıkları Susurluk’a benzeterek devlet çürümüş algısını isleyerek istifa beklentisini dillendirirken, hükümete yakın medyadaki sessizliğin sebebi de videolarda ifade edilen tehdidin (ölüm tehdidi değil) yerine ulaşmasıydı herhalde.

Herkes deve kuşu gibi kafasını kuma gömmüş fırtınanın geçmesini bekliyor gibiydi. Programımızın beklenenin üzerinde teveccüh görmesi böyle bir ortamda sorumluluk alıp bu programı yapmamızın ödülüydü sanki.

Biz kafamızı kuma gömmedik. Her zaman söylediğimiz gibi kırmızı çizgimiz olan devletimizin yanında durduk. Olana bitene dair fikirlerimizi yaklaşık 4 saat boyunca ifade ettik. Kimin ne hesabı olabileceğini, Sedat Peker’in neden şimdi konuştuğunu, perde arkasında olan biteni, medyanın bugünkü  halini, gazetecilerin artık ayyuka çıkan meslek etiği dışına taşan ilişkilerini konuştuk uzun uzun.

Değil 20 yıllık Ak Parti iktidarını, Cumhuriyet tarihinin en başarılı İçişleri Bakanı’nın neden saldırı altında olduğunu, olayda kimlerin parmağı olduğunu, kimlerin istifa için ellerini oğuşturduğunu, FETÖ’nün olayın neresinde olduğunu sorguladık. Anadolu Ajansı muhabiri olan birinin Fetövari kamikaze saldırısını yorumladık. İzleri sorguladık.

Birilerinin yapması gerekiyordu. Şükür ki bize ve dostlarımıza nasip oldu.

Programda yapılan yorum ve analizlerde ortaya çıkan sonuç şöyle;

Olan biten uluslar arası bir proje olmakla birlikte İçişleri Bakanı Soylu, Ak Parti içerisinden de bazı kesimlerin de hedefinde. Özellikle güvenlik politikalarına karşı çıkan ikinci çözüm süreci isteyenler ve Ali Babacan’la ruh ikizi olan bir kesim Soylu’yu istemiyor.

Sessizliğin ve videolara erişim yasağı gelmemesinin sebebi o. Hatta o kesim alttan alta özellikle saldırının Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedeflemediğini fısıldıyor ki Soylu’yu tasfiye daha da kolaylaşsın. Oysa CHP lideri Kılıçdaroğlu bugün yaptığı bir açıklamada “Soylu, Erdoğan söylemeden adım atamaz” diyerek birilerinin örtmeye çalıştığı gerçeği ifade etti. Aslında hedef Erdoğan. Soylu, ilk aşama. Sarı öküz hikayesindeki gibi. Sonradan sarı öküzü vermeyecektik diye hayıflanmanın bir faydası olmaz.

Peker’e devletin içindeki bir kesiminden de destek var. Bu destek olmadan yapması zor.

Erdoğan, kongrede Ak Parti’nin bölünmesini önledi. Birileri fay hatlarını kaşıyarak bu amacı gerçekleştirme peşinde.

Soylu başarısından dolayı cezalandırılıyor. Zaten Türkiye öyle bir ülke. Hiçbir başarı cezasız kalmaz. 15 Temmuz gecesi saklananlar, güvenli evlere sığınanlar, sokağa çıkarak TRT’yi işgalci Fetöcülerden kurtarmasının intikamını alma peşinde olsa gerek. Darbenin arkasında ABD var diye açık açık söyleyebilen nadir siyasetçilerden. Hem de darbe ve işgal girişiminin sıcaklığı içerisinde.

FETÖ ve PKK artıklarının çığlıklarının sebebi malum. Soylu’dan istifasını kurtuluşları olarak görüyorlar.

Sedat Peker’in videolarının sebebi kişisel değil. Arkasında bir organizasyon var. Kasetlerde zikredilen isimlerin bazıları iz silmek için dillendiriliyor. Evet, Peker’in evine gelen polislerin uygulamalarında rahatsız eden, olmaması gereken tavırlar var. Tıpkı Gezi sürecini provoke etmek için içinde insanlar varken çadırları yakan Fetöcü polisler gibi. İstanbul Emniyeti’nin bu konuya dikkat kesilmesi lazım.

Sedat Peker, devletin içinden ve dış istihbarat örgütlerinden yardım alıyor. BAE’nin düşmanlığı malum. 15 Temmuz’da ABD’nin suç ortağı olan BAE’nin.

Sedat Peker’in videolarının çok izlenmesi ülkedeki sıkışıklığın ve arayışın ifadesi. Bunu da çözecek kişi Cumhurbaşkanı Erdoğan. Alacağı tedbirlerle bu sıkışıklık halini tedavi edebilir. Muhalefetin bu gücü yok.

Peker, son videolarda oyuna geldiğini anlamış gibi. Gidişat nasıl olacak göreceğiz.

Medya düzeni gazetecilik etiğiyle bağdaşmayan ilişkiler içerisinde. Yeni bir medya düzeni gerekli. Peker, kendine yapılan saldırıyı üstlenmesine rağmen bunu yazamayan bir medya var bugün. Böyle gitmez.

Özellikle mesleğimiz açısından utanç verici bir dönemden geçiyoruz. İnşallah bu süreci çabuk atlatırız.

Son günlerde yaşanan olayları alt alta sıraladığımızda 2013 yılındaki Gezi Süreci ile başlayıp 15 Temmuz’la tavan yapan saldırıların yeni bir versiyonu ile karşı karşıyayız.

Hep beraber teyakkuzda ve uyanık olmak zorundayız.

Ümitsizliğe mahal yok. Türkiye daha iyi şartlarda artık. Bu saldırıyı da savuşturacak güce sahip. Hiç şüpheniz olmasın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Fahrettin Damga Arşivi