Hüseyin Altay

Hüseyin Altay

Tarım bakanlığı acilen çözüm üretmeli

Tarım bakanlığı acilen çözüm üretmeli

Dünkü yazımda çiftçiliğin artık maliyetli bir uğraş haline geldiğini ve yüksek girdi fiyatlarının üreticinin elini kolunu bağladığını yazmıştım.  Olumlu tepkiler de aldık “Kardeşim fakir çiftçi mi kaldı? Hepsinin kapısında milyonluk traktörler, arabalar var!” diyen de oldu.

Evet son yıllarda çiftçi iyi kazandı. Mısır gibi ayçiçeği gibi alternatif ürünler hem verimi hem fiyatıyla çiftçiyi uçurdu. Ayağı yerden kesilen çiftçimiz de garajındaki traktörü yeniledi, beygirini, serisini yükseltti. İşler hep güzel gidecek diye de borç altına girmekten yüksünmedi. Gelinen noktada mal varlığı kadar borç varlığı da epey yükseldi.   

******

Tekrar ve altını çizerek söylüyorum ki artık çiftçilik temel geçim kaynağı olmaktan çıkıyor. Eğer emekli maaşı gibi sabit bir geliriniz varsa ya da ticaretle, sanayiyle uğraşıyorsanız köyde ekip dikeceğiniz arazi size kazanç kapısı aralayabilir.  Aksi takdirde tarla hazırlığından ekimine, çapasından suyuna,  biçerdöver parasından pazarlama aşamasındaki nakliyeye kadar önemli bir bütçenin sahibi olmalısınız ki yıl da bereketli geçerse para kazanırsınız. Nihayetinde toprak da yaptığın yatırımın, verdiğin emeğin karşılığını veriyor. 

ÜRÜNLERE ALIM GARANTİSİ VERİLMELİ

Kimileri ciddiye almasa da tarım da hayvancılık da can çekişiyor. Tarım bakanlığının acilen çözüm üretmesi gerekiyor. Eti bugün 70 liraya alıyoruz yarın öbür gün 100 lira olacak. Allah imkan versin parası olan yine alır; ama mesele fiyatları artırmak değil üreticiye de tüketiciye de sahip çıkmaktır. Bunun için de acil eylem planı şart. Hem su yönetimi, hem ürün yönetimi hem de pazarlama için tepeden tırnağa tarımın ele alınması gerekiyor. Bölgesel ürün deseni üzerinden hareketle alım garantili üretime geçilmeli. Tarla değil ürün desteklenmeli.

Bakın birkaç ay önce Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatı ile TMO, dar gelirlilere dağıtılmak üzere soğan ve patates alımı yaptı. Bazıları bunu siyasi malzeme yapsa da birçok çiftçi için kurtarıcı bir hamle oldu. Hem depolarda çürümeye terk edilmiş ürünler sofralara ulaştı hem de üretim devamlılığı sağlandı. Aksi takdirde tarım ülkesi Türkiye tarım ve hayvancılıkta fişi çekecek.  

AŞI REDDİ VE KUL HAKKI

Aşı ülkemizde polemik konusu olmaya devam ediyor. Belli bir kesim aşıya karşı. Hatta içlerinde toptancı yaklaşıma sahip olanlar azımsanmayacak çoğunlukta. Devlet “pandemiden kurtuluş için tek çıkar yol aşı” diyor. Toplumsal bağışıklığın önemine dikkat çekiliyor. Devlet erkanı aşı vurulurken fotoğraf paylaşıyor ki örnek olalım teşvik edici olsun diyorlar. Sayın Cumhurbaşkanımız 3 doz aşı vurulduğunu ifade etti.

Devlete güvenmek durumundayız. Sağlıkçılarımızın neredeyse tamamı aşı vuruldu. Onlara güvenmek zorundayız. Kulaktan dolma bilgilerle, sosyal medya dedikoduları ile “aşı kısır yapıyormuş”, “insanlara çip takacaklarmış”, “genlerle oynanacakmış” vs… amel etmemek gerekir. Tamam artık neredeyse hepimiz bu virüsün laboratuvar üretimi olduğuna kaniyiz.  Kaderden de kaçış olmadığını biliyoruz.  Ama bize düşen tevekküldür. Tüm tedbirleri alıp Takdir-i İlahi’yi beklemeye koyulmalıyız.  Aşı çeşitleri hakkında araştırma yapıp ya da doktorumuzdan bilgi alıp hangisini isterseniz vurulabilirsiniz. Tabi stoklarımızda varsa.

Aşı vurulmamak da bireysel özgürlük çerçevesinde ele alınabilir. Lakin bunun da bir vebal işi olduğunu unutmamalıyız. Bizim boşvermişliğimiz ile hastalığın yayılması büyük bir hak gasbı olacaktır. 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Altay Arşivi