Yılmaz Özdil ne köy olur ne kasaba
Aşağı yukarı 30 yıl öncesini hatırlarım. Babamın elinden tutar sabahın körü daha güneş doğmadan hastaneye giderdik. Kavga gürültü sıraya girer, saman kağıdına yazılı sıra fişini alabilmek için kuyruğa girerdik. Saat 11-12’ye kadar bekler, muayene olur, sonra hastanenin ilaç kuyruğunda zorlu bir mücadeleye çıkardık. Personelin keyfe keder çalışmasıyla öğle arası girer, bir simitle karın doyurur, sonra tekrar hurraa hücuum.. sıradan ilaç almaya çalışırdık. Ne günler gördü bu ülke. Yoksulluk, yokluk yıllarıydı. Şimdi bolluk içindeyiz. Ellerinde son model telefonlardan facebook, twitter'a girip açlık edebiyatı yapanlar mı dersin, uyuşturucu alkol içip fenalık yapanlar mı dersin, bolluğun verdiği azgınlıktan birbirini öldüren mi dersin, son model arabalara binip hayat pahalı edebiyatı yapanlar mı ararsın… Şükredin şükredin. Yokluk, yoksulluk varken mert insanlar vardı. Şimdi bolluk çokluk içinde namertler doldu.
Nereden geldim buralara. Korona sürecinde gördük ki sağlık sistemimiz, hastanelerimiz, çok başarılı sınav verdi, veriyor. Allah düşürmesin elbet ancak özellikle şehir hastaneleriyle birlikte Türkiye çağ kapatıp çağ açtı resmen. Dünya Sağlık Örgütü bile Türk sağlık sistemini öve öve bitiremezken Kemal Kılıçdaroğlu bir çift laf edip hakkı teslim edeceğine hep yokuş yaptı . Yemişim böyle siyaseti.
Aynı cenahın yazarı Yılmaz Özdil denilen zavallı da çıkmış aşı olan sağlıkçılara dolaylı yoldan yalaka demeye getirmiş. "Aşı nerede? Aşı filan yok, sağlıkçılar da bakana şirin görünmek için aşı yaptırıyorlar" demiş. Avrupa'da en hızlı aşılama sürecini yürüten Türkiye'yi bu tip bağnaz tiplerin övmesini elbette bekleyemeyiz. Ama adamın derdi başka. Eski Türkiye'de seçkinler sınıfındaydı. Şimdi ayak takımına düştüğü için saldırıyor. Adam gibi çıkıp sorumluluk sahibi insanlar gibi milleti aşıya teşvik edip sağlıkçılara teşekkür edeceğine imtiyaz sahibi olamamanın saldırganlığı içinde sağa sola saldırıyor.
******
ODA TV İMANA MI GELDİ?
Hayatlarında alnı secdeye değmemiş ama din diyanet konusunda ahkam kesen tipler vardır. Öyle bir konuşurlar ki sanki dedikleri yapılsa veya olsa alınları secdeye değecek, takvayı en derinden yaşayacaklar. Halbuki böyle tipler hayatlarında sadece bir kere camiye gelir. Onda da musalla taşında yatar dururlar. Gidecekleri yer onlara gösterilir ama ne çare.
Oda Tv öyle bir haber yapmış ki dini konudaki aşırı hassasiyeti gözlerimi yaşarttı. Hdp'li Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun Meclis'te Meclis polisi tarafından sabah saatlerinde gözaltına alınmasını "Abdest alırken gözaltına alındı" cümlesiyle haberleştirmiş.
CHP kendi cenahını Atatürk istismarıyla tutmaya çalışırken, Hdp'liler de abdest namaz istismarıyla doğulu güneydoğulu insanlara şirin görünme derdinde.
Sayın Kılıçdaroğlu deseydi anlardım. En nihayetinde aynı geminin yolcuları.Ancak Ali Babacan'ın açıklamasını görünce deliye döndüm. Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun vekilliğinin düşmesi hakkında "Üzücü bir gelişme, adeta tek başına bir insan hakları derneği gibi çalışan bir milletvekili" açıklamasında bulunmuş. Bu dünyanın çivisi çıkmış. At izi it izine karışmış. Kimin eli kimin cebinde belli değil. Sen nasıl kalkıp bu devlet düşmanı adamı översin. Google'a "Ömer Faruk Gergerlioğlu ile Diyarbakır Sur izlenimlerini konuşuyoruz" yazın, bu adamın ne halt olduğunu bir görün. Hendek operasyonları sürecinde yaptığı açıklamada, devletin; cami kurşunladığını, Kuran parçaladığını, evlere baskın düzenleyip sivil halkı perişan ettiğini iddia ederek terörist ağzıyla nasıl konuşmuş bir dinleyin. Devletimiz milletimiz ne kadar büyük bir kez daha şahit olun. Bu müsveddeyi bugüne kadar beslemiş, üstüne maaş bağlamış. Daha ağırını yazmak istiyorum ancak BBN Medya'ya saygımdan burada noktayı koyuyorum.
*****
BU CHP ELE VERİR TALKINI KENDİ YUTAR SALKIMI
Chp sözcüsü Faik Öztırak, Danıştay'ın devlet madalyalarından Atatürk kabartmasının kaldırılması kararına ilişkin açıklama yapmış. "Atatürk demek, milli şeref, haysiyet, onur demektir." Sizi gidi Atatürk istismarcıları. İsmet İnönü, Atatürk ölür ölmez paraların üzerinden Atatürk resmini kaldırtıp kendi resmini koydurtmadı mı? O zaman Atatürk milli şeref, haysiyet, onur demek değil miydi? İnönü'ye bu konu hakkında bugüne kadar hala bir cümle eleştiri getirmeyen Chp Atatürk'e ihanet mi etmiş oluyor? İstanbul il başkanınınız Atatürk'e hakaret ederken çıkıp biriniz de bu kadın nasıl Chp'nin İstanbul İl Başkanı olur diye isyan edip itirazda bulundunuz mu? Yoksa hepiniz dut yemiş bülbülleri mi oynuyorsunuz?
******
ÜMİT ÖZDAĞ YANLIŞINIZ VAR
Gittiği her yerde ortalığı karıştırıp sonra istenmeyen adam yaptırıyor kendini. Mhp'de de böyleydi İyi Parti'de de böyle oldu. Bahçeli siyasetinin ağır toplarındandı sonra muhalif oldu sonra genel başkan adayı oldu. Olmayınca başka bir rüzgara kapıldı. Sayın Akşener'le birlikte parti kurdu. Genel Başkan Yardımcılığı yaptı ters düştü muhalif oldu ihraç istifa derken şimdi yeni parti kurma peşinde. Siyaset kendi muhtevası gereği kaldırır böyle işleri ama vatandaş böyle oynaklığı pek sevmez. Geçenlerde açıklaması oldu: "Erdoğan 19 yıl boyunca başarısız olmuştur." Allah'tan kork hiç mi başarılı yanı yok? "Erdoğan'ın dış politikası milliyetçilik politikası üzerine oturmuyor, Müslüman Kardeşler politikası üzerine oturuyor!" diyor. Sayın Erdoğan'ın Milliyetçilik anlamında benimde kabul etmediğim bazı siyasi açıklamaları olmuştur. Ancak dış politikayı Müslüman Kardeşler bağlamında değerlendirmesi sığ bir açıklama olmuş. Çok örnek vardır elbet ama benim milli duygularımı en çok kabartan yatırımlardan biri de Moğolistan'ın başkenti Ulanbatur'a 400 km uzaklıktaki Orhun Abideleri'ne sahip çıkılmasıdır. Ata yadigarı Türk'ün doğduğu toprakları alt üst yatırımlarıyla birlikte tekrar imar edip o bölgeyi açık hava müzesi yapan Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı'na hakkını teslim edin.
******
ÇANAKKALE GEÇİLMEZ
Çanakkale Zaferi'nin 106. yıl dönümündeyiz. Bu topraklar için toprağa düşmüş bütün şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Çanakkale Zaferi'nin şifresi her okuduğumda beni titreten şu yaşanmış gerçek hikayede saklıdır:
"Savaş esnasında bir Fransız askerine, ölü olduğunu sanıp yanaşan ve yüzünü çevirmek isteyen Yarbay Hasan Bey, maalesef Fransız'ın hançerine gafil avlanmıştır. Bunu gören diğer Mehmetçikler Fransız'ın işini gördükten sonra duygulanarak Yarbay Hasan Bey'in etrafında toplanmış ve bir imam Kuran okumaya başlamıştır. Yarbay Hasan Bey, "Allah şahidimdir, Fransız askerine kötü bir niyetle yanaşmadım!" diyerek imamdan "La havle ve la kuvvete?" yi 33 kez okumasını istemiş ve imamla beraber tekrar etmiştir. Sonra "Beni ayağa kaldırın!" diye bir emir veren Yarbay'ı iki asker koltuk altlarına girerek ayağı kaldırdığında, Yarbay Hasan Bey ileriye doğru gülümseyerek bakmış ve şu sözleri sarf edip Allah ın rahmetine kavuşmuştur: "NİYE ZAHMET BUYURDUNUZ YA RESULALLAH!?"
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.