Bismillahirrahmanirrahim. Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla. Günde beş vakit huzuruna kabul eden Allah'a sonsuz şükürler olsun. Rabbim kendinden başka kimseye muhtaç ettirmesin.

******

Sayın Uğur Özteke Bey'e ilgi ve alakasından dolayı teşekkür ederim.

******

Sayın Soylu ile Ak Parti Ar-ge'den sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olduğu 2013 yılında Ankara'da bir üniversitenin düzenlediğı toplantıda tanışmıştık. Filistin ve Gazze konusundaki çıkışlarımı beğenmiş olmalı ki beni Gazze'ye gitmek isteyen genç olarak tanırdı. Samimi ve fazlasıyla alçak gönüllü bir insan. Ne egosu ne koruması ne kompleksi vardı. Uzun süredir tanışıyormuşuz gibi muhabbetimiz sohbetimiz olmuştu. Sonrasında da Ak Parti Genel Merkezdeki makamında iki üç kere görüşüp çayını kahvesini içmişliğim olmuştur. Dedim ya samimi ve olduğu gibiydi. Odasındaki kalabalık gidip ikimiz kalınca derin bir nefes alıp sen keyfine bak, orada Malatya'dan gelen kayısıları ye; ben bir abdest alayım dedikten sonra çoraplarını çıkardı pantolonun paçalarını yukarı katladı banyo terliklerini giydi. Sayın Soylu'nun o fotoğrafını hiç unutamam.

Sonrasında seçimler girdi araya, bakanlık görevi verildi derken daha görüşemedik. 2014 yılında düğünüme gelmesi için davet etmiştim, tamam ayarlayalım gelirim inşallah dedi ama gelmedi. Bunu da bir not olarak düşeyim belki iletirler kendisine.

2014 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçiminde bütün ülkeyi karış karış gezerek Sayın Cumhurbaşkanı için oy istedi. Özellikle dikkat etmiştim o yıllarda kendisine. Diğer siyasiler gibi Sayın Cumhurbaşkanı'nın arkasına sığınarak değil Süleyman Soylu olarak milletin karşısına çıkıp derdini anlattı. 12 Ağustos 2014'de "Seçimin Gizli Kazananı Sayın Süleyman Soylu" başlıklı yazım bir gazetenin okur köşesinde yayımlanmıştı. O yazımda da belirtmiştim. Sayın Cumhurbaşkanı ile birlikte Türkiye Cumhuriyeti'ni 2023 ve sonrasına taşıyacak isim Süleyman Soylu'dur.

Geçenlerde Meclis'te yaptığı konuşmayı izlemeyen kalmamıştır heralde. Sen nasıl bir adamsın mübarek! "Yürek mi yedin" derler bizim Anadolu'da. Sayın Soylu'nun terör örgütü ve destekçilerine karşı Meclis kürsüsünden yaptığı konuşma tarihe geçen bir konuşmaydı. Biz bu konuşmaları Sayın Erdoğan'dan biliyorduk. Artık tarihteki yerini Sayın Soylu da almıştır. Allah yolunuzu açık etsin. Alacağınız her kararı hayırlara vesile kılsın.

Yine Sayın Süleyman Soylu ile olan bir anımı paylaşmak isterim.

2018'in sonuydu galiba. Belki sayın Cumhurbaşkanı'nı veya bakanları görürüm diye arada bir Ak Parti Genel Merkezi'nin yanındaki camiye cuma günleri Cuma Namazı kılmak için giderdim. Yine bir cuma günü Ak Parti'de toplantı vardı ve ben de bunu fırsat bilerek Cuma Namazı'na genel merkez yanındaki camiye gittim. Caminin arka tarafında bir yere oturdum. Derken başladı yıldızlar geçidi gibi bakanların ve siyasilerin gelişi. Kafamı nereye çevirsem bir bakan ve yanında korumalar. Hiç unutmam! Tarım Bakanı Sayın Pakdemirli yanındaki dört korumasıyla camiye girdi ve dört koruması ile birlikte aynı safa oturdu. Derken Sayın Soylu geldi. Yanındaki korumalara elinin tersiyle işaret yapıp gönderdi ve herkesin şaşkın bakışları içinde arka tarafa diğer bakanların ve korumaların olmadığı bir yere tam da yanıma geldi oturdu. Sayın Cumhurbaşkanı namazı ön tarafta kılacağı için bütün bakanlar ve siyasiler ön tarafta yer ararken Sayın Soylu en arkada gösterişten uzak, milletin yanında namaz kılmayı tercih etti. Meclis'te konuşmasını izlerken o günler aklıma geldi. Millete efendilik yapmadığın için bu millet sana istifa olayında olduğu gibi sahip çıkar ve çıkacaktır da yürek yemiş adam.

******

GIDA ENFLASYONU NASIL DÜŞER?

Tarım Kredi marketlerinin Türkiye'de şubeleşmesi fikrini ve piyasayı dengelemesi gerektiğini ilk yazan kişiyimdir heralde. Yıllar geçti ve çok şükür Tarım Kredi marketleri Türkiye genelinde şubeleşti ve şube sayısını artırmaya devam ediyor. Bir eksikle! Ürünü direkt üreticiden uygun fiyata alıp kendi tesisinde işliyorsun. Lojistik kendine ait. Buna rağmen marketlerinde fiyatlar yüksek ve şubelerde gereksiz, fazla çalışan var. Bazı ürünlerde fiyatlar uygun olsa da özellikle bakliyat ürünlerindeki fiyatlar yüksek. Ve de marketlerin tüketici nezdinde bilinirliliği yok. Reklam şart.

Hükümet gıda fiyatlarında beklenileni karşılayamıyor malesef. Atv'nin haberlerini izlesek her şey süt liman sorun yok, Fox Tv’nin haberlerini izlesek ülke batıyo yandı bitti. En son ki toplantıdan çıkan sonuca göre gıda fiyatlarına erken uyarı sistemi oluşturulacakmış. Serbest piyasa ekonomide istediğin erken uyarıyı oluştur fayda sağlamaz. Ancak devlet bazı yöntemlerle doğrudan olmasa da dolaylı olarak piyasaya müdahalede bulunabilir. Farklı yöntemleri var; mesela Tarım Kredi eliyle üretimin olduğu bölgelere bölge halleri kurarak aracıları ortadan kaldırabilir veya fiyat rekabeti oluşturabilir. Üreticiyi aracıya muhtaç ettirmez, zarar ettirmez, kazancı sürdürülebilir hale getirerek çiftçiyi tarıma küstürmez.

Diğer önemli nokta Antalya sebze meyve üretimi anlamında hem iç hem dış pazarı karşılayamıyor. Fırtına ve sellerin verdiği zararın yanında, ihracat arttığı vakit iç piyasada fiyatlar yükselip enflasyonu yukarı yönde etkiliyor. O halde yeni bir Antalya kurmak lazım. Hem İstanbul hem Ankara'ya yakın olması lazım ki lojistik ve nakliye anlamında da ek külfet oluşturmasın. Düzce ile Sakarya arasındaki özellikle Sapanca gölünün olduğu bölge seracılık için çok uygun. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı uygun teşviklerle bu işe öncülük edebilir. Bu bölgedeki jeotermal kaynak da kullanılarak Düzce ile Sakarya arasında yaşayan insanlara gerekli eğitimler ve uygun koşullar sağlanarak seracılık faaliyeti yapmasına imkan tanınabilir. İklimi, toprağı, genç nüfusu ve stratejik konumu itibariyle biçilmiş bir kaftandır bu bölge.Yeni iş sahaları açılır, istihdam artar, gıda enflasyonu rekabetle birlikte düşer. Hem de Antalya'ya alternatif olur. Yeri gelir Antalya dış pazara Sapanca iç pazara üretim sağlayabilir.

*****

KISITLAMADA KISITLANMAYANLAR!

Parası olan haftasonu sokağa çıkma kısıtlamasında otellere gidip keyif yapsın, kayak pistlerinin tozunu attırsın. Maske ve fiziki mesafeler yalan olsun. Esnafa gelince korona var kısıtlısın densin. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.

*****

ALMAN USULÜ CUMA NAMAZI

Hani bazı insanlar vardır konuştu mu mangalda kül bırakmaz boş dolu sallar. Sayın Berhan Şimşek de rüzgarı arkasına almış uçacak resmen "Biz dini de biliriz, İslam'ı da biliriz" minvalinden konuşurken Cuma namazıyla alakalı bir de ne desin? "Gidiyoruz cumalara. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yüzünden hutbeyi dinlememek için farzı kılıp çıkıyorum." Bu nasıl Cuma namazıdır mübarek! Birincisi hutbesiz namaz Cuma namazı olmaz, ikincisi farz hutbeden sonra kılınır. Biz müslümanlar sünnetten sonra hutbeyi dinler sonra farzı kılarız. Sayın Berhan Şimşek film setlerinde ezberlediğiniz dini bilgilerle din diyanet işlerine girmeyiniz. Aksi halde o namaz Alman Usulü olur.