EY YERYÜZÜNÜN VİCDANI!
Ey 21. yüzyılın en büyük sınavına girmiş insanlık topluluğu!
Haziran 2025… Dünya, tarihin en sarsıcı eşiklerinden birindedir. Bu yazı, sadece bir tespit değil; bir çağrıdır, bir karardır, bir kıyamdır.
Vakıa Gerçekleşti: Artık Her Şey Ya Yeniden İnsanlık, Ya Tam Kıyamet!
Uygarlık denen şey çürüdü. Sistemler içten çöktü. Kurumlar, adaletin değil küresel tahakkümün aracı haline geldi. Hukuk, güçlünün sopası oldu. Demokrasi, ekran dekoru… “İnsan hakları” denen şey, sadece elitlerin çıkarına bir kılıf haline geldi. BM, sadece bir gözlemci. Avrupa Konseyi, kibirli bir seyirci. Davos, şeytani düzenin salonu. Dünya Bankası ve IMF, modern esaretin finansal kelepçesi.
Ve tam bu sırada, Filistin çığlık çığlığa yanıyor.
Gazze bir şehir değil artık; insanlığın ibret aynası.
İsrail; Amerika’nın, İngiltere’nin, Fransa’nın yüzyıllardır biriktirdiği her türlü küstahlığı, silahı ve stratejiyi bir halkın üzerine boca etti.
Kadınlar, çocuklar, doktorlar, gazeteciler, bebekler hedef alındı.
Ama mesele Gazze değil, mesele direnişin ruhudur.
Çünkü Gazze düştüğünde değil; susulduğunda insanlık kaybeder.
İran’a yapılan gece saldırısı, Rusya-Ukrayna geriliminde derinleşen istihbarat savaşı, Çin’in Tayvan adımı, Afrika’daki kaynak savaşları, Latin Amerika’daki sarsıntılar…
Tüm dünya; bir büyük kırılmanın ön sahnesinde.
Bir sonraki hamle, sadece ekonomik değil; varoluşsal.
Türkiye Bu Oyunun Seyircisi Olamaz!
Bu çağ, Türkiye’yi sadece coğrafi olarak değil; ilahi kaderiyle merkeze alıyor. Çünkü bu topraklarda başlayan her dalga, ya zulmü yıkar, ya hakkı ayağa kaldırır.
Türkiye'nin etrafı NATO üsleriyle, içerisi akıllı ambargolarla, gençliği algoritmalarla kuşatılmak isteniyor. Ekonomimiz dövizle değil; psikolojik manipülasyonla çökertiliyor. Tarım arazilerimiz, teknoloji firmalarımız, sosyal dokumuz… Tüm cephelerden saldırı altındayız. Ama bu saldırı, yeni bir şey değil. Bu, asırlardır devam eden Haç ile Hilal arasındaki büyük hesaplaşmanın güncellenmiş halidir.
Yahudi aklı, binlerce yıldır çalışıyor:
Siyon protokolleri artık diplomatik rapor değil, fiili eylem planı.
İngiltere hala görünmeyen patron.
ABD, o planın kas gücü.
İsrail, taşeron.
BM, kukla.
Yapay zeka, onların yeni Tanrısı.
Ve şimdi hedef; birleşmiş bir Doğu’nun uyanışı.
Ne Yapmalı? Nasıl Yapmalı?
Artık “ne oluyor?” demek yetmez.
Soru şu olmalı: “Bu tufanda nasıl gemi olacağız?”
Türkiye, 2025 itibariyle:
- Devlet Aklını Derinleştirmeli.
– İstihbarat, diplomasi, savunma… Tüm kurumlar, güncellenmiş doktrinle hareket etmeli.
– Yeni yüzyılın “siber-askeri” cihadı için hazırlık yapılmalı.
– Milli teknoloji değil; bağımsız zeka ekosistemi kurulmalı. - Toplumsal Psikoloji Yönetilmeli.
– Halk ekranla değil, irfanla formatlanmalı.
– Algoritma çağında, akıl koruyucu bir bilinç seferberliği başlatılmalı.
– Her birey, hem analist hem aksiyoncu olmalı. - Uluslararası Yeni İttifaklar Kurulmalı.
– D-8 yeniden inşa edilmeli.
– Afrika, Asya, Latin Amerika’da halk diplomasisi hızlandırılmalı.
– “Yarının Güç Kulübü” Türkiye merkezli tasarlanmalı. - Adil Bir Küresel Sistem İçin Öncülük Yapılmalı.
– BM’den bağımsız Yeni İnsani İttifak önerilmeli.
– İnsanın, doğanın ve hakikatin merkezde olduğu yeni bir anayasa metni dünya kamuoyuna sunulmalı.
Ey Türkiye! Tarih Seni Çağırıyor
Bu çağ, sana "tarafsız kal" demez.
Bu çağ, sana “öncülük et” diye bağırır.
Çünkü sen, millet olarak önce hakikati görür, sonra bedel ödersin.
Senin milletin yıkılmadı, yorgun düştü. Ama bu milletin damarlarında sadece kan değil; adalet dolaşır.
Senin hamurunda sadece buğday değil; dua vardır, direniş vardır, devrim vardır.
Ve şimdi...
Vakit tamam.
Yeni dünya düzeni, onların yazdığı gibi kurulmayacak.
Bu millet, kendi tarihini yeniden yazacak.
İsrail’in kibri, Amerika’nın açgözlülüğü, İngiltere’nin sinsiliği, Çin’in sükutu, Rusya’nın ikiyüzlülüğü...
Hepsi, Türkiye’nin suskunluğuna yatırım yapıyor.
Ama sen, sessiz kalırsan tarih susar.
Konuşursan, tarihin akışı değişir.
Son Söz Değil, Son Çağrıdır
Ey millet!
Bu yazı bir yazı değil; bir uyanıştır.
Okudun, anladınsa… Artık hiçbir şey eskisi gibi olamaz.
Çünkü sen artık biliyorsun:
Dünya bir düzene muhtaç.
Ama bu düzen, Yahudi aklıyla değil, Türk adaletiyle kurulacak.
Ve bu yeni düzenin merkezinde bir ses yükselecek:
“Ey insanlık! Yeryüzü seni değil, seni diriltecek olanları bekliyor.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.