Namık CEYHAN

Namık CEYHAN

Biyolojik çeşitlilik zenginliktir (Çözümlerimiz Doğadadır)

Biyolojik çeşitlilik zenginliktir (Çözümlerimiz Doğadadır)

Biyolojik çeşitlilik, diğer adı ile biyoçeşitlilik var olan bir bölgedeki tüm canlı türlerin, ekosistemlerin veya genlerin oluşturduğu bütüne verilen addır. Doğa üzerinde birçok canlı organizma yaşamaktadır. Çevremizdeki eko sistem içinde var olan canlı organizmaların aralarında oluşan değişim biyolojik çeşitlilik anlamına gelmektedir.

Biyolojik çeşitlilik, insanların yaşamlarının devam ettirebilmeleri için oldukça önemlidir. Zaten yaşanan pandemi sürecinde insanoğlu sağlığını ve zenginliğini dünya üzerindeki biyolojik çeşitliliğe borçlu olduğunu gerçeğini bir kez daha anlamıştır.

Tüm dünyayı etkileyen salgın hastalık süreciyle birlikte insanların yüzünü doğaya ve doğal ürünlere çevirdiği bir dönemden geçmekteyiz. Baş döndürüşü bir hızla gelişen ve ilerleyen bilim ve teknolojilere rağmen sağlık, su, gıda, ilaç, barınak ve enerji için tamamen sağlıklı ve canlı ekosistemlere, kısaca doğaya ihtiyacımız vardır. ÇÖZÜMLERİMİZ DOĞADADIR. Doğanın kaynağı da biyolojik çeşitliliktir. Biyolojik çeşitlilik bir ülkenin biyolojik zenginliğidir.

Biyolojik çeşitliliğe yönelik farkındalık oluşturmak konuyla ilgili sorunlara dikkat çekmek, halkı bilinçlendirmek ve farkındalık oluşturmak amacıyla Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi'nin kabul edildiği gün olan 22 Mayıs, Birleşmiş Milletler tarafından "Uluslararası Biyolojik Çeşitlilik Günü" olarak ilan edilmiş, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından 25 Mayıs’ta düzenlenen bir merasimle ülkemizde de kutlanmıştır.

Her yıl dünya genelinde çeşitli etkinliklerle kutlanan Biyolojik Çeşitlilik Günü'nün bu yılki teması "Çözümlerimiz Doğadadır" olarak belirlenmiştir; bu tema insanlığın biyolojik çeşitlilik kaybının önlenmesi ve doğa ile uyumlu bir gelecek inşa etmek için birlikte çalışmasının gerektiğine işaret edilmektedir.

Biyoçeşitlilik çok duyulan bir kavram olmasa da canlılar için birçok faydası bulunmaktadır. Özellikle bitki çeşitliliğinin, hayvan çeşitliliğinin ve ekosistem çeşitliliğinin pek çok yararı bulunmaktadır.

Doğada bulunan bitkiler erozyonu önler ve toprak yoğunluğunu giderirler. Ayrıca doğada bulunan hayvanlara da beslenme ve barınma gibi ihtiyaçlarını sağlarlar. Bunlar dışında ormancılık alanlarında da sağladığı faydalar sebebiyle bitki çeşitliliği oldukça önem taşımaktadır.

Hayvan çeşitliliğinde ise hayvanları beslenme, giyim ve tıp alanında kullanılması hayvan çeşitliliğinin önemini bir kez daha göstermektedir. Ayrıca bazı böceklerin bitkiler üzerinde tozlaşmalarını sağlaması ve bitki örtüsünün yaşamını sürdürmesini sağlaması da biyoçeşitliliğin faydalarından bir tanesidir. Diğer taraftan bu böcekler bazı hayvanların besin kaynaklarıdır.

Bugün, tarımdan gıdaya, sağlıktan turizme, sanayiden enerjiye kadar onlarca sektörün en önemli hammaddesi doğadadır. Bu haliyle biyolojik çeşitlilik dünya ekonomisinin ana kaynaklarından biri durumundadır. Ancak; son yüz yılda, odağında insan olan, nüfus artışı, sanayileşme, plansız kentleşme ve beton yığınlarının sebep olduğu toprak kaybı, yeşil alanların çeşitli amaçlarla yok edilmesi, çevre kirliliği ve iklim değişikliği nedeniyle, doğal yaşam her geçen gün zarara uğramakta, tahrip olmakta ve maalesef korunmaya muhtaç hale gelmektedir. Doğanın tahribi biyolojik çeşitliliği de etkilemekte, pek çok bitki ve hayvan türünün nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıyadır.

Tarım ve Orman Bakanı Sayın Bekir PAKDEMİRLİ’nin söz konusu törende verdiği bilgilere göre;

“Bugüne kadar kayıt altına alınan tür sayısının 1 Milyon 750 Binin üzerinde olduğu, ancak birçok bilim adamının dünya üzerindeki biyolojik çeşitlilik sayısının 10 Milyon civarında olduğunu tahmin edilmektedir. Bu muhteşem doğal habitat, son yüzyılda, birçok yerinden yara aldı ve dengesi sarsılmış bir duruma geldi. Bugün, doğal ekosistemlerin yüzde 70'inden fazlası dönüştürüldü. Bu oranın 2050'ye kadar yüzde 90'a ulaşacağı tahmin ediliyor. Biyolojik çeşitlilik insanlık tarihinde daha önce görülmemiş bir hızda azalıyor. Türlerin neslinin tükenme oranının, insanların gezegene hâkim olduğundan önceki döneme göre 1.000 kat daha yüksek olduğu düşünülüyor.  Son yüzyılda, bitki türlerinin yarısı yok oldu. Dünya son 50 yılda, memeli, kuş, sürüngen ve balık popülasyonunun yüzde 68'ini kaybetti. Tatlı sularda yaşayan türlerin üçte birinin nesli tükenme tehdidi altında. Bugün, iklim değişikliği ve habitatın tahribatından dolayı yaklaşık 1 Milyon tür risk altında”.

“Türkiye, Dünya'nın en zengin biyolojik çeşitliliğe sahip ülkelerinden birisi konumundadır. Bunların kıymetini bilirsek ülke olarak ne kadar zengin olduğumuzun farkına varırız. Bu topraklar çok sayıda kültür bitkisinin de orijin ve çeşitlilik merkezidir. Bitki ve hayvan türleri açısından büyük bir potansiyele sahibiz.  Dünya'daki sekiz bitki gen merkezinden, üçünün kesiştiği tek ülkeyiz. Biyolojik çeşitlilik bakımından adeta bir kıta özelliği gösteriyoruz. Tüm Avrupa kıtasında yaklaşık 12 bin bitki türü bulunmasına karşın, ülkemiz, yaklaşık 4 bini endemik, yani bu coğrafyaya has olmak üzere toplam 12 bin bitki türüne ev sahipliği yapıyor. Dünya üzerindeki kuş göç yollarından en önemli iki tanesi, bu topraklar üzerindedir.”

Görüldüğü üzere Biyoçeşitlilik konusunda ülkemizin önünde çok önemli sorumlulukları ve imkanları bulunmaktadır. Bu imkanları fırsata çevirmek ülkemizin ve insanımızın zenginliğini artıracaktır. Bunun da yolu doğaya sahip çıkmak para hırsı ve inşaat uğruna doğayı tahrip etmemektir.

Aslında bir ülkenin zenginliği semalarında uçan F16 uçaklarıyla değil arılarla ölçülmelidir. Unutulmamalıdır ki insanlığın sağlığı ve yaşamının sürdürülebilirliği doğanın ve sahip olduğumuz biyolojik çeşitliliğin korunmasına bağlıdır. Yani Çözümümüz Doğadadır. Kıymetini bilene. Kalın sağlıcakla.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Namık CEYHAN Arşivi