MERHAMET EDENE MERHAMET EDİLİR
Dünya Hayvan Haklarını Koruma Federasyonu tarafından dünya üzerinde nesli yok olma tehdidi altında bulunan hayvan türlerine dikkat çekmek amacıyla 4 Ekim “Dünya Hayvanları Koruma Günü' olarak ilan edilmiştir 1931 yılından bu yana diğer ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de Dünya Hayvanları Koruma Günü her yıl 4 Ekim’de değişik etkinliklerle kutlanmaktadır. Bu etkinliklerde öne çıkan kavram çevremizdeki hayvanlara (dört ayaklı) merhametle muamele etmek olmaktadır.
Merhamet duygusu, günümüzde unutulan ama en çok ihtiyaç duyulan hasletlerden biridir. Merhamet sözlüklerde “bir kimsenin veya bir başka canlının karşılaştığı kötü durumdan dolayı duyulan üzüntü, acıma” olarak tanımlanmaktadır.
Ünlü yazar Lev TOLSTOY “İnsan Neyle Yaşar” kitabında “ Acı duyuyorsan canlısın, bir başkasının acısını duyuyor ve hissediyorsan insansın” sözüyle merhamet duygusunu insan olmanın bir koşulu olarak tarif eder.
Gerçekten inançlı insan, çevresine ve yaratılan bütün canlı varlıklara kendisine bahşedilen merhamet duygusu ile yaklaşmalı, onlarla empati yapmalı ve acısına ortak olmalıdır. Unutmayalım ki merhamet edene merhamet edilir.
Merhamet, Yüce Allah‘ın kendisinden söz ederken en sık kullandığı özelliktir. Her gün okunan Fatiha Suresi’nde O’nun Rahman ve Rahim olduğunu öğreniyoruz. Kendisi merhametlilerin en merhametlisi olarak kullarına da aynı duyguyu vermiş ve diğer tüm canlılara merhamet etme sorumluluğunu yüklemiştir.
Peygamberimiz (S.A.S)in “Merhamet edene Allah da merhamet eder. Siz yerdekilere merhamet edin ki, göktekiler de size merhamet etsin” sözünü çevremizdeki fakire fukaraya, düşküne, hastaya, yolda kalmışa ihtiyaç sahibi insanlara olduğu kadar diğer canlılara ve tabi ki hayvanlara iyi muamele edilmesiyle ilgili olarak buyurduğu rivayet edilir.
Hayvanlar insanların en büyük yardımcılarıdır. Hayvan sevgisi, insanlardaki yardımlaşma, iyilikseverlik ve merhamet gibi duyguları geliştirir, insanları birbirine yaklaştırır. Bizlere düşen görev ise hayvanları korumak, en uygun ortamlarda yaşamalarını sağlamak, kısaca onların yaşama hakkına saygı duymaktır.
Şimdi diyeceksiniz ki bana: Arkadaş! Vatandaşların çoğunluğu yoksulluk sınırı altında hatta bazıları açlık sınırı altındaki bir gelirle hayatını ekonomik sorunlarla baş etmeye çalışırken; küresel emperyalizmin ülkemiz üzerindeki oyunlarının yansımaları yüzünden memleketimizin başına yıllardır musallat olan alçak terör hadiseleri, sığınmacı sorunu ile mücadele ederken kalkmış hayvan haklarından söz ediyorsun. Doğrudur, bütün bunlarla devletimizin ilgili birimleri hakkıyla mücadele ediyor zaten. Bizler duyarlı bireyler olarak tüm canlı varlıklara başta dilsiz dostlarımızın duygularına tercüman olmayı onlardan esirgemeyelim, lütfen.
Bilindiği üzere Yüce Allah(c.c), kâinatta önce bitkileri ve tabiatı, sonra hayvanları ve daha sonrada insanoğlunu en üstün varlık olarak yaratmış, canlı ve cansız bütün varlıklar insana emanet edilmiş ve onun hizmetine sunulmuştur. Bitki ve hayvanlar insanların emrine amade kılınmış nimetlerdir. Her nimetin şükrü olduğu gibi çevremizde bize bahşedilen güzelliklerin şükrü de onları korumak ve yaşatmaktır. İnsana düşen görev onların korunması ve gelecek kuşaklarında hizmetine sunulması için çaba sarf etmektir. Bu konu bizim hem insanlık görevimiz hem de yasal ödevimizdir.
Dünya Hayvanları Koruma Günü’nün, insanların hayvanlara sevgisini ve yaşama haklarına olan saygılarını göstermesine ve merhamet duygularını bir kez daha gözden geçirmelerine vesile olmasını dilerim. Kalın sağlıcakla.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.