Gelişin bir başka, gidişin ayrı bir başka oluyor. Şükür sana tekrar kavuşturana...

Dışarıda pek bir ramazan havası, coşkusu yok niyeyse. Nasıl olsun ki! Ülkece çok zor zamanlar geçirdik. İçimiz buruk, hüznümüz çok. Gönlümüzün yükü ağır. İnşaallah Ramazan ayının gelişiyle bir nebze olsa kalplerimiz rahatlar.

Ramazan ayı demek sadece oruç tutmak değil. Tabi ki orucumuzu tutacağız ama sadece aç kalıp yiyip içmeyi bırakarak değil. Ramazan ayı toplu ibadet ayıdır. Vücudumuzun tüm organlarına, gözümüze, kulağımıza, elimize, dilimize, kalbimize, midemize… güncel tabirle format atmamız, resetlememiz gerek.

Bir söz vardır. Bir şey elden gittikten sonra kıymeti daha iyi bilinir diye. Normal zamanlarda kıymetini bilmediğimiz birçok nimetler vardır. Ramazanda açlık vasıtasıyla onların aslında ne kadar lezzetli ve kıymetli olduğunu anlarız. Yani Rabbimiz önce verdiği nimetlere yasak koyarak elimizden alıyor sonra iftarda tekrar ödül olarak geri veriyor.

Allah sevindirmek istediği kulunun önce devesini kaybettirir sonra buldururmuş.

Allahu teala her insanı şeklen birbirinden farklı yarattığı gibi, her insanın rızkını da farklı vermiştir. Kimine zenginlik verirken kimini de yoksullukla imtihan etmiştir. Zenginlere zekat vasıtasıyla fakirlerin yardımına davet etmiştir. Tabii tüm zenginler layıkıyla zekatlarını tam verseler ülkede fakir kalmaz. Kepçeyle kendi karınlarını doyuran zenginlerimiz fakire kürdan ucuyla ikramda bulundukları için ancak ramazanda oruç vasıtasıyle kendisi de açlığa maruz kaldığı zaman fakirin halini tam anlarlar. Bu vesile ile daha bir şevkle yardıma koşarlar. Bu da toplum hayatında kaynaşmaya sebep olur. Burada biraz empati kurmamız gerekiyor sanırım.

Ramazan ayı söz dinlemeyen nefse haddini bildirme ayıdır.

Ramazan ayı bire bin kazandıran manevi ticaret ayıdır.

Ramazan ayı elindekinin kıymetini anlama ve onu verene daha bir gönülden teşekkür etme ayıdır.

Yiyiniz, içiniz, israf etmeyiniz. Çünkü Allah israf edenleri sevmez.

İftar ve sahur sofralarımızı abartmayalım. Hazırlayarak bedenimizi, tüketerek midemizi yormayalım.

İftar davetlerinde birbirimizle yarışmayalım. Ben iftara davet ettim o beni davet etmedi gibi gereksiz beklentilere girmeyelim. Davete icabet edelim. Önemli olan kaynaşmak, bir arada bulunmak, ramazanın feyzini yaşamak, bir sofra etrafında toplanmak.

Başı rahmet, ortası mağfiret ve sonu cehennemden azad olan Ramazan ayından en güzel şekilde istifade edebilmemiz temennisiyle. Hayırlı Ramazanlar.