YANIYORUZ!
Aman yarabbi bu sıcaklar ne böyle! Libya’dan mı geliyor, Mısır’dan çöl sıcakları mı bilmem?
Yandık yemin olsun. Nerden geliyorsa kapatın kapıları. Balkanları özledik biz.
Gün boyu çalışmak zorunda olup şoförlük yapanlar, taşımacılık ve nakliye işiyle uğraşanlar, inşaat ve yol yapım işinde çalışanlar. Hele ki tarlada olanlara rabbim güç kuvvet, serinlik versin.
Hafta sonu bahçeden birkaç sebze toplamak için eğilince beynim yere aktı zannettim. Hemen gölgeye kaçıp başımı geriye doğru attım. Bir süre sonra normale döndüm.
Bizler kapalı ortamda çalışsak da neticede söğüt altında değiliz. Kolumun masaya yapıştığını ve telefonla konurken kolumdan damla damla ter aktığını gördüm vallahi. Bu yıl geçen yıllardan daha mı sıcak bilmem. Tek renk ve açık parlak renklerde kıyafet giymeye korkar olduk.
Evdeki çamaşırın haddi hesabı yok zaten.
Su balığı gibi günde birkaç kez duşa girmekten yorulduk. Allah’ım suyumuzu elimizden almasın. Ne büyük bir nimet ki her alanda kullanıyoruz.
Günlerce su içmeyen ben litre litre su içer oldum.
İklim mi değişti, Akdeniz iklimine mi geçtik anlamadım. Havadaki nem oranı da artmış durumda.
Kapı pencere her yer açık olmasına rağmen bir gram esinti yok. Esmiyor, esmiyor… Peki esinti yokken o toz nerden geliyor acaba? Tüm evi incecik toz kaplıyor bunu da anlamış değilim.
İnşallah evdeki elektrikli aletleri bozmadan yazı atlatırız. Buzdolabının ya da dondurucunun dışına el değmiyor. Fırın mübarek.
Tam adı ne bilmem ama güneş enerjilerine antifriz konulan kavanoza benzer bir kap var ya onun kaynayıp hemen akabinde de kapağını fırlattığına şahit oldum. Gerisini varın siz düşünün.
Sıcaktan beynimizi patlatmadan yazı atlatırız inşallah. Algılama gücümüzün de zayıfladığını düşünüyorum. Karşıdaki konuşurken pür dikkat odaklanıyorum fakat konuşmayı kaçırıyorum.
Konya alışık değil bu sıcaklara. Konyalılar olarak biz ağustosun yarısı yaz yarısı güz olarak biliriz. Ama ağustosun ortası geçti halen kavurucu sıcaklarla muhatabız.
Tek tesellim Ramazan ayında değiliz. Yine de Allah ecrini sabrını verirdi elbet. Evet yanıyoruz, kavruluyoruz ama bu da geçecek… Neler geçmedi ki, nelere alışmadık ki. İklim değişikliğine de ayak uyduracağızdır zahir…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.