Sima Güleser Polat

Sima Güleser Polat

31 Mayıs 2010...

31 Mayıs 2010...

Bundan tam 11 yıl önce Mavi Marmara Gemisi, uluslararası sulardayken İsrail'in saldırısına uğradı... Dünya mavi sularda İsrail'in sınır tanımaz insanlık suçuna, acımasızlığına bir kez daha şahit oldu. Saldırıda 10 sivil yardım gönüllüsü hayatını kaybetti, 50'den fazla kişi yaralandı.

Katil ve işgalci İsrail Devleti 1948 yılında Arap ülkeleriyle girdiği savaş sonrası milyonlarca Filistinliyi topraklarından etti.1967 yılından sonra da Batı Şeria ve Gazze'ye kadar hakkı olmayan topraklarda genişledi. İlk zamanlarda Yaser Arafat liderliğindeki Filistin topraklarını tanıyan İsrail, kurduğu yasa dışı yerleşim politikası ile şimdiki işgalci İsrail sıfatının temelini attı.

2006 yılında Filistin 'de yapılan seçimlerde Hamas'ın en çok oy alan parti olması devam eden işgallerin boyutunu değiştirirken, eli kanlı İsrail'in vicdansız saldırılarının da artmasına neden oldu. Devamında gelen El-Fetih'in Hamas'ın liderliğindeki hükümeti kabul etmemesi, Filistin topraklarında iç karışıklığı ve çatışmaları da artırdı. Filistin'in kendi iç çatışmaları sonucunda, ülke hükümeti ikiye bölündü ve bu çift başlı görüntüyü kendine fırsat bilen İsrail, kendi çıkarlarını besledi ve Hamas yönetimindeki Gazze'yi "düşman bölge" olarak ilan etti. 6 Ağustos 2009 yılında deniz ablukası başlatan İsrail'in esaret politikası da böylelikle daha hızlıca daha vahşi bir şekle büründü. Gazze halkını Hamas'ı seçmekle suçlayan İsrail "toplu cezalandırma yasağı"nı da tüm yasakları ihlal ettiği gibi delmiş oldu.

MAVİ MARMARA'DA NELER YAŞANDI?

İsrail'in kanlı saldırılarını ve ablukalarının şiddetini artırmasının ardından, İHH İnsani Yardım Vakfı, The International Committee to Lift the Siege on Gaza, The European Campaign to End the Siege on Gaza, The Free Gaza Movement, Ship to Gaza Greece ve Ship to Gaza Sweden önderliğinde oluşturulan "Gazze'ye Özgürlük Filosu" Akdeniz'de uluslararası sularda bir araya geldi. Dünyadan 37 ülkenin katılımıyla toplamında 700 gönüllünün oluşturduğu filo, 30 Mayıs günü Gazze'ye doğru demir aldı. Amaç Filistin'deki insanlık dışı muamelenin dünya tarafından görülmesiydi. Büyük bir insanlık koridoru oluşturan bu yolculuk sonucunda insani yardım malzemeleri, Gazze'ye ulaşacak ve onlara yalnız olmadıkları bir kez daha gösterilecekti.

Bu durumu içine sindiremeyen İsrail ordusu, filoyu uluslararası sularda defalarca taciz ettikten sonra silahlı saldırılarda bulundu. Gemilerin kontrolünü ele geçiren İsrail askerleri saldırılarda; ses, gaz ve sis bombaları; plastik ve gerçek mermilerle silahsız sivilleri hedef aldı. Saldırılarda 10 sivil gönüllü hayatını kaybetti. Tam 2 saat süren saldırılar sonucunda filoda bulunan gemilerin tamamı İsrail donanması tarafından ele geçirildi. Cezaevlerinde 4'er kişilik hücrelerde aktivistler ve gazeteciler 2 gün geçirdi. İsrail bu saldırısıyla uluslararası tüm hukuk kurallarını ezip geçti. Yaşam hakkının ele alınması, işkenceyle beraber insanlık dışı cezalandırma yöntemi, özgürlük ve güvenlik hakkının elden alınması, insanlık onuru hakkının elden alınması, haberleşme özgürlüğüne müdahale gibi bir çok yasal hakkın ihlalini gerçekleştirdi.

Gazze, hala savaşın tam göbeğinde yaşam savaşı veriyor. Orada insani dramın baş aktörü olan çocuklar ölüyor ve katil İsrail de ateşkes kararına rağmen saldırılarına ve tehditlerine devam ediyor ve bunu yaparken de kendine bunu hak olarak görüyor. İsrail'in son saldırılarında, dünya  bu kez diğerlerinden farklı olarak sesini biraz daha fazla yükseltti. Ancak, dünya şimdilerde çıt çıkmayan bir sessizlikte. Bu sırada boş durmayan İsrail genişleme politikasını sürdürmeye çalışıyor.

Son saldırılarla beraber Filistin aralarında çocukların da olduğu 200'ün üzerinde canını toprağa verdi. Yaraların sarılmaya başlandığı bölgede, bir yandan da direnişçilerin kutlamaları da devam ediyor. Hamas, Lübnan dahil diğer devletlerde de Filistinli mültecilerin kutlamalarını destekleyerek "Filistin'in özgürlüğü ümmetin umududur" diye açıkladı. Kutlamalar devam ederken, İsrail hükümeti de karşı taraftan gelecek en ufak bir saldırı sonrasında bu sefer kuvvetlerini artırarak daha şiddetli saldıracağını söyledi. Bu tehditleriyle, yakın tarihin en husumet dolu devleti İsrail, durmak bilmeyeceğini bir kez daha tüm dünyaya duyurmuş oldu.

Bu durumun düzelmesinin belki de tek yolu, Filistin hükümetinin son saldırılara karşı duruşunu daha fazla güçlendirmesi ve kendi içinde güçlü kararlarla dolu bir bileşen olması olacak.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sima Güleser Polat Arşivi