Çalkantıyla başlayan 2020 Kovid-19 pandemi dönemi ekonomiyi de adeta bir hortum gibi içine alarak ortamı tarumar ediyor. Yükselen enflasyon oranları, fahiş fiyatlar ve sonuç olarak alım gücünün düşmesi artık üzeri kapatılamayan bir açık gibi önümüzde duruyor.

Vatandaş ay başında aldığı maaşını nereye bölüştüreceğini bilemez halde. Aile geçindiren de aynı, kendini geçindirmek zorunda olan da. Geçtiğimiz gün, grip salgınına kendimi kurban vermişken yoğun iş tempoma çabucak geri dönmek için içeriği biraz daha sağlıklı olan bir alışveriş yaptım. Kasadaki son halim hala yüzümde duruyor. Ya hu bu nedir arkadaşım, ben kilolarca meyve almadım ya da et yahut kıyma. Baktım baktım durdum burada ne 230 TL ediyor diye. Tüm bunları düşünürken aklımdan geçen hep şuydu; asgari ücretle geçinen 4 kişilik aile yüzde yüz aç!..

Fahiş fiyatlar pandemi fırsatçılarıyla birlikte cüzdanımızda yerleşik hayata geçti bile. O hengamede kimse sesini çıkaramadı. O dönemde eylem yapacak bir halimiz yoktu, can derdindeydik. E o zaman yükselen fiyatlar geri düşer mi, asla düşmeyecek. Ters orantı canımıza okuyor.  Gelir düzeyi değişmezken gider her geçen gün artıyor. Metelik delik değil; paramparça.

Havalar bayağı soğudu. Hatta doğu bölgelerinde kar bile yağmaya başladı. Şimdi çoluğuna çocuğuna bot, kaban alacak aileler fiyatları görünce şok geçiriyor. Pamuk fiyatı arttı diye insanların içine giydiği fanila bile 50 TL civarında. Zincirleme eziyet çekiyor vatandaş, herkes de kendince haklı. Kaban fiyatlarının en normali 250-300 civarı olmuş. Çocuk botlarına göz gezdirdim geçen günlerde, onların fiyatları da yetişkinlerin fiyatlarıyla kafa kafaya. Al 20 sene giysin hesabı!..

Marketlere haberli baskın!

Geçtiğimiz günlerde haberlerde boy boy uyarısı yapıldı, üç harfli marketlere baskın düzenlenecek diye. Komedi dizisi gibi izledik. Neden haber veriyorsunuz? Neden önleminizi alın diyorsunuz? Önlem almayı kendine iş gören marketlere ceza olarak neden 52 bin TL ceza kesiyorsunuz? Saniyede kazanıyorlar o parayı. Bu mu onları yıldırma politikanız? Hakikaten ortalık hiciv kaynıyor. Baskın bizim bildiğimiz (bilmesek de filmlerde izlediğimiz) habersiz olur.

Perakende Yasası hazırlıkları başladı diğer yandan. Tarım Kredi Kooperatifi gibi perakende mağazaların sayısı artacak. Bu ne kadar zaman alır bilmiyoruz ama böylelikle piyasada biraz yumuşama olacak.  Araştırmalara göre dünyada eşi benzeri görülmeyen bu "fırsat terörü" için anlık bir eylem planına büyük ihtiyaç var, bunun için de yasaların devreye girmesi gerekiyor. Ağır cezai yaptırımlar, kapatmaya kadar götürecek önlemler bir nebze de olsa önünü kesecektir.

Ülke ekonomisi korkutan düzeyde. Yolunda gitmeyen birçok şey var. Büyüme rakamları vatandaşın cebini olumlu yönde etkilediğinde ve evini ısıttığında büyümeye inanacağım. Ülkem için en iyisini istiyorum ama bazı şeyler çocukluğumdan tanıdık geliyor ve o günlere yeniden dönmek çok incitici olur. Gerçekçi olup ülkece çözüm yolu arayıp her beraber çözüm bulursak bence aşamayacağımız hiç bir şey yok. Yapılması gereken, söylenmesi gereken çok basit. "Evet haklısınız bir sorun var ve hep beraber olursak çözeriz" demek.

Herkese sıcacık bir kış diliyorum...