Konyalının Konyalıya sahip çıkması mı?
Bugün yazıma başlarken son derece huzurluyum. Mutluyum. İçimde hiç öfkem yok, kimseye de bir sinirim kalmadı.
Niye?
Çünkü dün sabah BBN Medya Grubu’nun ilk misafiri Din Görevlisi ve benim bu alanda inandığım, saydığım, sevdiğim insanların başında gelen Ali Bitim Hocam idi.
Ali Hocam ile iki saatten fazla sohbetlerde bulunduk. Ne konuştuk? BBN Türk TV’nin iftar ve sahur programları için yapabileceklerimizi.
Bu arada tabii ki bize gelen telefonlardan, şeytanın beni dürtmesinden araya siyasetten spora aklıma gelenleri sesli olarak düşünüyordum.
Bir ara Ali Hocam şunu anlattı;
...............
Nuh (A.S.) bir kadını ağlarken gördü ona dedi ki:
“Neden ağlıyorsun?”
Kadın cevap verdi:
“Oğlum gün yüzü görmedi genç yaşta gitti."
Nuh (A.S.) tekrar sordu:
“Kaç yaşındaydı senin oğlun?”
Kadın dedi ki:
“250 yaşındaydı.”
Nuh (A.S.) tebessüm etti ve şöyle dedi:
“Öyle bir zaman gelecek ki insanlar az bir zaman yaşayacak 60-70 yıl ömürleri olacak.”
Deyince kadın şöyle cevap verdi:
“Onlar ev de yapacak mı?”
Nuh as cevap verdi:
“Bu ömür için hem de en âlâlarını yapacaklar.” dedi.
Kadın Nuh as cevaben dedi ki:
“Ben onların yerinde olsam iki kazık çakar, üzerini örter, Rabbimi hamd ile tesbih ederim.” dedi.
............
Peki günümüzde durum nedir?
Günümüzde tek bir gerçek var.
Para... Güç… Koltuk…
Yeter ki bu üçünden biri olsun.
Helal mi? Yasal mı? Hak mı? Adalet mi? ...
Kaçımız bunu kaç yıllık ömrümüz için düşünebiliyoruz?
Neyse bu atmosferden hemen kendimizi sıyırıp kendi gerçeklerimize dönelim.
******
KONYA’DA FUHUŞ MU? HADİ CANIM ORADAN (!)
Furkan Sayın Rumuzlu okurumuz yazmış “Uğur Özteke, Eski Garaj’ın yan tarafında, Akçeşme İlkokulunun önündeki tatlı su çeşmesi ile Karatay Belediyesi arasındaki yerde cadde boyunca fuhuş pazarlıkları, güpegündüz insanların gözünün önünde gerçekleştiriliyor. Bir Allah'ın kulu milletin gözünün önünde cereyan eden 14-17 yaş arası genç kızların birer meta olarak pazarlanmasına ses çıkarmıyor. Aksine, artık yadırgamayı yadırgayacak şekilde arkasını dönüp gidiyor. Konya gene ne hale geldi yazık. Pandemi sürecinde daralan insanlar dışarıya hava almaya çıkınca, ar damarı çatlamışların pislikleri ile karşılaşmak zorundalar mı? Vicdanlar körelmişse ayıplama kavramı da rafa kalkmış demektir. Ahlaki erdem taşıyan bir nesilden, ahlaki tepki bile göstermekten imtina eden bir nesle...”
..........
Furkan Bey bu konuyu defalarca bu köşemize taşıdık. Konya’da fuhuş için kaldırımlarda, yollarda yapılan pazarlıklar sadece buralarda mı?
Peki biz, bize ulaşan bu bilgileri ne yaptık?
Devlet ve siyasal anlamda şehri yöneten 1 numaralara kadar fotoğraflı olarak özelden ilettik. Sütunlarımızda yazdık. Sonuç ne mi oldu?
“Biz bu insanlara yani şahıslarına zarar vermiş olduk(!) (Olmuşuz) Bize sırf bu yüzden kırgınlar. Biliyor musunuz?
Siz benim yerimde olsanız ne yaparsınız şimdi?
Ben vebalin benden kalktığına inanıyorum ve bu konuda daha bildiklerimi de yazmak istemiyorum. Çünkü ağırlıklı olarak siyasiler bu tür yazılar ile bizim nurlu, mübarek Konya’mıza zarar verdiğim kanaatindeler.
******
KÂĞIT VE HURDA TOPLAYICILARI
Konyalı Hasan rumuzlu okurumuz yazmış. “Sokağa çıkma günlerinde tekerlekli hurda ve kağıt toplayan motor ya da araçlar tek yönlü yolda ters yönden gelmedikleri zaman daha iyi ADAM oluruz. Sizin de dediğiniz gibi sadece ters yol değil, arkalarındaki çuvallardan, ne sinyalleri, ne de plakaları okunuyor, emniyet görevlilerimiz her türlü kural hatasına ceza keserken, bu araçlara niye müdahale etmezler, kim bunlar, dokunulmaz mı? Gördüklerinde kağıt topluyorlar, görülmediklerinde hırsızlık yapıyorlar. Yok mu bir Müslüman idareci bunları toplayacak veya trafikten men edecek? Bıktık artık, bahçemizde, evimizde çalınmadık bir şey kalmadı yeter artık.”
............
Hasan Bey bu konuda daha ne yazayım? Daha iki gün önce; Meram Yaka Yolu’nda, Çolakoğlu Camii kavşağında kırmızı ışıkta bekliyorum. En az altı yedi kâğıt hurda toplama arabası kavşakta. Hepsini kadınlar kullanıyor yanlarında da en az üç dört çocuk. Neyse yeşil ışık yandı hareket edeceğiz. Ama edemiyoruz. Çünkü o kadınlardan biri arabasını yolun ortasına bıraktı. Torbanın içinden bir sopa çekti ve gidiyor. Gayri ihtiyarı arabayı çek de yürüyelim diye kornaya bastım. Ama korktum ya teyze döner de sopayı bize çekerse ne yapacağız? Baktım arkadan araç gelmiyor çalıyı dolaşıp yoluma devam ettim. Bu konuda bende oluşan kanaat bu insanların her şeyi yapması yasal ve mübah! Onun için kendimizi ve kendinizi fazla yormayın derim.
******
BAKAN KURUM’A SAHİP ÇIKMAK
Meczubun biri rumuzlu okurumuz yazmış “Bir yerden gelecek ışıkla aydınlanan Murat Bey’i destekleyen insanları unutma. Yarın aynı desteği Murat Bey’in yerine gelene atacaklardır. Hiç şüphen olmasın. Hatırlar mısın bir Sami Güçlü vardı bakan. Yağlayıp yuvarlananlar sonrasında gelen bakanı da yağladı yuvarladı. Bu devran böyle abi malzeme bu. Konya’mı çok seviyorum. Lakin Konyalıyı hiç sevmem oysa kendim de Konyalıyım ne tezat değil mi?”
...............
Ali Demirhan Bey de görüşlerini paylaşıyor “Konya’nın ve Konyalının bakanlarına sahip çıkması çok güzel. Peki Sami Güçlü’nün, Ahmet Davutoğlu’nun nesi eksikti ki onlara sahip çıkmadılar yoksa onlar Konyalı değil miydi? Saygı ile...”
.............
Halep orada ise arşın burada. Bu iki okurumuzun yorumu okurken karşımda açık olan BBN Türk TV’de canlı yayında da Dr. Mustafa Güçlü abimiz vardı. İşte Sayın Güçlü ile ilgili olarak yazdıklarım ve birebir yüzlerine söylediklerim. Biz hep “samimiyiz” derken bunu kast ediyorum.
............
Bir gün Mustafa Güçlü abi yanında iki kişi çalışma odama geldi. Yanındaki insanları tanıttı ve “Abim Sami Güçlü. Konya’dan milletvekili aday adayı” dedi. Sohbetin sonunda direkt hazuruna ve Sami Bey’in yüzüne şunu dedim. “Abi Konya’da ne işiniz var. Siz buraya geldiniz ve Mustafa abinin belediye başkanlığını engellediniz. Hayırlı olsun”...
..........
Aradan yıllar geçti. Ekranda Sayın Bakan Güçlü canlı yayında. Ama alt yazı geçiyordu. “Bakan Sami Güçlü görevden alındı”... Ertesi gün Sayın Bakana sahip çıkan hükümeti eleştiren bir yazı yazdım. Vallahi de tallahi de Konya İl Teşkilatı başta olmak üzere, vekil arkadaşları, bakanken odasından çıkmayan STK yöneticileri kendi ilçesinin teşkilatı bile bakana sahip çıkmadı.
Herkes kendinden sorumlu ise. İyi ya da kötü. İyi ya da eksikleri var. Hemşerisine ihale, para verdi, vermedi. Onun değerlendirmesini ben yapamam, bilemem. Ben sadece Konyalı bir gazeteci olarak Konyalı seçilmiş atanmış herkese sahip çıkmayı kendime görev bilirim.
.............
Ben bugün sabah sabah aldığım ders ve nasihatlerle hepinizi çok seviyorum.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Adaletsizlik medeniyeti mahveder.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Karşımızdaki insanları olduğu gibi kabullenip yolumuza birlikte devam etmeyi becerebildiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.